ABD'nin eski başkanı Jimmy Carter'ın da aralarında bulunduğu dört eski Amerikan yöneticisi, kalıcı bir İsrail-Filistin barışı için 1967 sınırlarına dayalı, askerden arındırılmış ve Kudüs'ü İsrail'le birlikte ortak başkent olarak kullanan bir Filistin devletini öngören yeni bir plan hazırladı.
ABD Başkanı Barack Obama'ya sunulan plan, Filistinli mültecilerin geri dönme haklarından feragat etmeleri karşılığında kendilerine tazminat ödenmesini öngörüyor.
Beyaz Saray'dan planın ABD'nin resmî politikası olarak benimsendiği yönünde herhangi bir açıklama yapılmamasına rağmen planın halen ABD'de bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile de tartışılması bekleniyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, haziran ayında yaptığı barış çağrısında "askerden arındırılmış ve kendi hava sahası olmayan" bir Filistin devleti fikrine sıcak bakabilecekleri mesajını vermişti.
Ortadoğu Barış Enstitüsü adlı kuruluş tarafından, eski ABD Başkanı Jimmy Carter, eski dışişleri bakanı James Baker, eski güvenlik danışmanları Brent Scowcroff ile Zbigniew Brzezinski'nin katkılarıyla hazırlandığı açıklanan planın ayrıntıları hakkında basına yansımış bir bilgi olmamakla birlikte Filistin devleti yönetiminin "silahsızlandırılmış devlet" fikrine sıcak bakmadığı biliniyor. Barış Enstitüsü'nün planında Beyaz Saray'dan hazırlanan plana destek verilmesi kadar İsrail ve Filistin yönetimlerinin bu plana uymaları konusunda zorlanmaları talebi de bulunuyor.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERE YİNE DÖNÜŞ HAKKI VERİLMİYOR
Yeni planda, 1967 sınırlarına dayalı, askerden arındırılmış bir Filistin devletinin kurulması öneriliyor. İsrail'in kuruluşu sırasında, 1947-48'lerde Filistin'i terk eden binlerce mülteci konumundaki Arap için de geri dönüş haklarının verilmesi yerine, bunlara tazminat ödenmesi öngörülüyor.
Kudüs ve mültecilerin geri dönüş hakları, bugüne kadarki İsrail-Filistin barış görüşmelerinde en can alıcı noktalar olarak ortaya çıkmış; görüşmeler genellikle bu iki konuda düğümlenmişti.
Filistin Yönetimi geri dönüş haklarından vazgeçilmeyeceğini söylerken, İsrail tarafı da çoğunluğu şimdi İsrail toprakları içindeki yerlerinden olmuş Filistinlilerin bu yerlere geri dönmelerini kabul etmeyeceğini belirtmişti.
ASKERDEN ARINDIRILMIŞ FİLİSTİN FİKRİNİ NETANYAHU ORTAYA ATMIŞTI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da geçen Haziran ayında yaptığı açıklamada, "askerden arındırılmış bir Filistin devleti"ni kabul edebileceklerinin sinyalini vermiş; bu fikrin, Orta Doğu barışı için uygun tek çözüm olduğu yolunda uluslararası zemin kazandığını söylemişti.
Planın Kudüs'ün ortak başkent olarak kabul edilmesi yönündeki maddesinin de Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki İsrail tarafından kabul edilemez bulunacağı biliniyor. Ancak dün İsrail basınında yapılan bir değerlendirme, Netanyahu'nun müstakbel Filistin devletine dayattığı "İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanıma" şartından vazgeçebileceğini gösteriyor.
İsrail'in Haaretz gazetesinde yayınlanan bir inceleme yazısında Başbakan Netanyahu'nun pazar günü yapılan haftalık hükümet toplantısının başlangıcındaki konuşmasında müstakbel Filistin devletinden taleplerini zikrederken "Yahudi devleti veya milleti" ifadesi yerine "İsrail'in hakiki bir şekilde tanınması" ifadesini kullanmış olması Netanyahu'nun Filistinlileri hayli zora sokan bu talebinden vazgeçebileceği şeklinde yorumlandı. Netanyahu, Filistinlilerin İsrail'in varlık hakkını tanımasının yeterli olmadığını, İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanımaları gerektiğini iddia ediyordu.
Kaynak: Ajanslar
ABD Başkanı Barack Obama'ya sunulan plan, Filistinli mültecilerin geri dönme haklarından feragat etmeleri karşılığında kendilerine tazminat ödenmesini öngörüyor.
Beyaz Saray'dan planın ABD'nin resmî politikası olarak benimsendiği yönünde herhangi bir açıklama yapılmamasına rağmen planın halen ABD'de bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile de tartışılması bekleniyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, haziran ayında yaptığı barış çağrısında "askerden arındırılmış ve kendi hava sahası olmayan" bir Filistin devleti fikrine sıcak bakabilecekleri mesajını vermişti.
Ortadoğu Barış Enstitüsü adlı kuruluş tarafından, eski ABD Başkanı Jimmy Carter, eski dışişleri bakanı James Baker, eski güvenlik danışmanları Brent Scowcroff ile Zbigniew Brzezinski'nin katkılarıyla hazırlandığı açıklanan planın ayrıntıları hakkında basına yansımış bir bilgi olmamakla birlikte Filistin devleti yönetiminin "silahsızlandırılmış devlet" fikrine sıcak bakmadığı biliniyor. Barış Enstitüsü'nün planında Beyaz Saray'dan hazırlanan plana destek verilmesi kadar İsrail ve Filistin yönetimlerinin bu plana uymaları konusunda zorlanmaları talebi de bulunuyor.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERE YİNE DÖNÜŞ HAKKI VERİLMİYOR
Yeni planda, 1967 sınırlarına dayalı, askerden arındırılmış bir Filistin devletinin kurulması öneriliyor. İsrail'in kuruluşu sırasında, 1947-48'lerde Filistin'i terk eden binlerce mülteci konumundaki Arap için de geri dönüş haklarının verilmesi yerine, bunlara tazminat ödenmesi öngörülüyor.
Kudüs ve mültecilerin geri dönüş hakları, bugüne kadarki İsrail-Filistin barış görüşmelerinde en can alıcı noktalar olarak ortaya çıkmış; görüşmeler genellikle bu iki konuda düğümlenmişti.
Filistin Yönetimi geri dönüş haklarından vazgeçilmeyeceğini söylerken, İsrail tarafı da çoğunluğu şimdi İsrail toprakları içindeki yerlerinden olmuş Filistinlilerin bu yerlere geri dönmelerini kabul etmeyeceğini belirtmişti.
ASKERDEN ARINDIRILMIŞ FİLİSTİN FİKRİNİ NETANYAHU ORTAYA ATMIŞTI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da geçen Haziran ayında yaptığı açıklamada, "askerden arındırılmış bir Filistin devleti"ni kabul edebileceklerinin sinyalini vermiş; bu fikrin, Orta Doğu barışı için uygun tek çözüm olduğu yolunda uluslararası zemin kazandığını söylemişti.
Planın Kudüs'ün ortak başkent olarak kabul edilmesi yönündeki maddesinin de Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki İsrail tarafından kabul edilemez bulunacağı biliniyor. Ancak dün İsrail basınında yapılan bir değerlendirme, Netanyahu'nun müstakbel Filistin devletine dayattığı "İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanıma" şartından vazgeçebileceğini gösteriyor.
İsrail'in Haaretz gazetesinde yayınlanan bir inceleme yazısında Başbakan Netanyahu'nun pazar günü yapılan haftalık hükümet toplantısının başlangıcındaki konuşmasında müstakbel Filistin devletinden taleplerini zikrederken "Yahudi devleti veya milleti" ifadesi yerine "İsrail'in hakiki bir şekilde tanınması" ifadesini kullanmış olması Netanyahu'nun Filistinlileri hayli zora sokan bu talebinden vazgeçebileceği şeklinde yorumlandı. Netanyahu, Filistinlilerin İsrail'in varlık hakkını tanımasının yeterli olmadığını, İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanımaları gerektiğini iddia ediyordu.
Kaynak: Ajanslar