İsrail istihbarat kaynaklarına yakınlığıyla bilinen DEBKA sitesi, Suriye devlet başkanı Beşşar Esed’in Tahran’a ziyaret kararı almasının Amerikalılarda büyük şaşkınlık ve hayal kırıklığı yarattığı değerlendirmesinde bulundu.
“Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esed kaplanın derisindeki lekeleri değiştiremeyeceğini bir kez daha gösterdi. Washington’un uzlaşma ve iyi niyet jestlerinin ve arada gidip gelen onca önemli ismin ardından Esed kapıyı aniden kapatma kararı aldı.
Esed 12 Ağustos Çarşamba günü, önümüzdeki hafta Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığı makamına tekrar seçilmesini kutlamak ve iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla Tahran’a uçacağını ilan etti.
Böylece Washington’daki pek çok ümidi suya düşürmüş oldu. Obama yönetimi, Esed’i Tahran ile arasındaki stratejik ilişkilerinden uzaklaştırmak ve Ortadoğu’daki kapsamlı programının anahtar taşı yapabilmek için ciddi bir girişim başlatmıştı.
DEBKA’nın Ortadoğu kaynaklarına göre Esed bu plana ilk darbesini 26 Temmuz’da ABD’nin Ortadoğu elçisi George Mitchell ile Şam’da gerçekleştirdiği uzun röportajında vurmuştu. Suriye başkanı bu dönemde Türkiye’nin yardımıyla İsrail ile yürütülecek olan barış sürecinin ileriki safhasında Amerika’nın rol üstlenmesini reddetmişti. Esed, Netanyahu’nun selefi Ehud Olmert ile 2008 yılının sonuna kadar sürdürdüğü doğrudan olmayan görüşme formatına (Recep Tayyip Erdoğan’ın aracılığıyla) dönmeyi tercih ettiğini söyledi. Buna göre ABD’ye yalnızca sürecin nihai aşamalarında yer alma izni tanınıyordu.
Mitchell, Esed’ın bu geri adımına çok şaşırmıştı. Bu durum Washington’da Obama’nın barış planlarının ölüm ilanı olarak değerlendirildi.
Fakat Esed’in başka planları vardı.
12 Ağustos Çarşamba günü, Mişchell’in ekibindeki Suriye masası başkanı Frederick Hoff ve ABD Merkez Komutanlığından Tümgeneral Michael Moeller öncülüğünde bir delegasyon Şam’a vardı.
Bu ziyaret ABD-Suriye yakınlaşmasında önemli bir aşama ve Esed’in gerçek niyetlerinin nihai testi olarak değerlendirilmekteydi.
O güne değin ABD-Suriye arasındaki ilişki sürecini en ince ayrıntısına kadar yansıtan Suriye devlet medyası ise bu üst düzey yetkililerden oluşan delegasyonla ilgili en küçük imada bile bulunmadı.
Hoff’un görevi Suriyeli liderlere zengin ve cazibeli diplomatik seçenekler sunmak iken (havuç), General Moeller de sopayı tutuyordu. DEBKA’nın kaynakları Generalin Suriyeli lidere yönelttiği üç soruyu ifşa ediyorlar:
1. Şam ABD’ye Irak’ta giderek yükselişe geçen Sünni şiddetini durdurma çabasında yardım edecek mi? General, Suriye’den Irak’a artarak devam eden terörist, silah ve patlayıcı akışı hakkında istihbarat da sunmuş.
2. Suriye BM Güvenlik Konseyinin 1701 numaralı kararının (2006 savaşına son veren) gereklerini, Hizbullah’a gönderilen silahları engellemek suretiyle gerçekleştirecek mi?
3. Şam Gazze Şeridi’ndeki Hamas’a yapılan silah nakliyesini durdurmadaki sorumluluklarını kabul edecek mi?
Esed bu sorulara cevap vermektense lafı dolandırmayı tercih etmiş ve ABD delegesi daha ayaktayken, ofisi tarafından Suriyeli liderin önümüzdeki hafta iki günlüğüne Ahmedinejad’ı kutlamak ve iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek amacıyla bir Tahran ziyareti gerçekleştireceği ilan edilmiş.
Perşembe günüyse (bir gün sonra) bu ziyaret Tahran tarafından da resmen doğrulandı.
Böylece Suriye başkanı ABD başkanına iki şamatalı tahkir edici davranışta bulunmuş oldu iki gün içinde.”
israhaber
“Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esed kaplanın derisindeki lekeleri değiştiremeyeceğini bir kez daha gösterdi. Washington’un uzlaşma ve iyi niyet jestlerinin ve arada gidip gelen onca önemli ismin ardından Esed kapıyı aniden kapatma kararı aldı.
Esed 12 Ağustos Çarşamba günü, önümüzdeki hafta Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığı makamına tekrar seçilmesini kutlamak ve iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla Tahran’a uçacağını ilan etti.
Böylece Washington’daki pek çok ümidi suya düşürmüş oldu. Obama yönetimi, Esed’i Tahran ile arasındaki stratejik ilişkilerinden uzaklaştırmak ve Ortadoğu’daki kapsamlı programının anahtar taşı yapabilmek için ciddi bir girişim başlatmıştı.
DEBKA’nın Ortadoğu kaynaklarına göre Esed bu plana ilk darbesini 26 Temmuz’da ABD’nin Ortadoğu elçisi George Mitchell ile Şam’da gerçekleştirdiği uzun röportajında vurmuştu. Suriye başkanı bu dönemde Türkiye’nin yardımıyla İsrail ile yürütülecek olan barış sürecinin ileriki safhasında Amerika’nın rol üstlenmesini reddetmişti. Esed, Netanyahu’nun selefi Ehud Olmert ile 2008 yılının sonuna kadar sürdürdüğü doğrudan olmayan görüşme formatına (Recep Tayyip Erdoğan’ın aracılığıyla) dönmeyi tercih ettiğini söyledi. Buna göre ABD’ye yalnızca sürecin nihai aşamalarında yer alma izni tanınıyordu.
Mitchell, Esed’ın bu geri adımına çok şaşırmıştı. Bu durum Washington’da Obama’nın barış planlarının ölüm ilanı olarak değerlendirildi.
Fakat Esed’in başka planları vardı.
12 Ağustos Çarşamba günü, Mişchell’in ekibindeki Suriye masası başkanı Frederick Hoff ve ABD Merkez Komutanlığından Tümgeneral Michael Moeller öncülüğünde bir delegasyon Şam’a vardı.
Bu ziyaret ABD-Suriye yakınlaşmasında önemli bir aşama ve Esed’in gerçek niyetlerinin nihai testi olarak değerlendirilmekteydi.
O güne değin ABD-Suriye arasındaki ilişki sürecini en ince ayrıntısına kadar yansıtan Suriye devlet medyası ise bu üst düzey yetkililerden oluşan delegasyonla ilgili en küçük imada bile bulunmadı.
Hoff’un görevi Suriyeli liderlere zengin ve cazibeli diplomatik seçenekler sunmak iken (havuç), General Moeller de sopayı tutuyordu. DEBKA’nın kaynakları Generalin Suriyeli lidere yönelttiği üç soruyu ifşa ediyorlar:
1. Şam ABD’ye Irak’ta giderek yükselişe geçen Sünni şiddetini durdurma çabasında yardım edecek mi? General, Suriye’den Irak’a artarak devam eden terörist, silah ve patlayıcı akışı hakkında istihbarat da sunmuş.
2. Suriye BM Güvenlik Konseyinin 1701 numaralı kararının (2006 savaşına son veren) gereklerini, Hizbullah’a gönderilen silahları engellemek suretiyle gerçekleştirecek mi?
3. Şam Gazze Şeridi’ndeki Hamas’a yapılan silah nakliyesini durdurmadaki sorumluluklarını kabul edecek mi?
Esed bu sorulara cevap vermektense lafı dolandırmayı tercih etmiş ve ABD delegesi daha ayaktayken, ofisi tarafından Suriyeli liderin önümüzdeki hafta iki günlüğüne Ahmedinejad’ı kutlamak ve iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek amacıyla bir Tahran ziyareti gerçekleştireceği ilan edilmiş.
Perşembe günüyse (bir gün sonra) bu ziyaret Tahran tarafından da resmen doğrulandı.
Böylece Suriye başkanı ABD başkanına iki şamatalı tahkir edici davranışta bulunmuş oldu iki gün içinde.”
israhaber