Obama yönetiminin Ortadoğu yaklaşımı Riyad'ı kızdırdı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşen Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal'dan Washington'a İsrail uyarısı geldi.
El Faysal, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, İsrail'i barış görüşmelerinde ciddi olmamakla suçlarken, ABD'nin de yasa dışı yerleşim konusuna odaklanıp, sorunun temelinden uzaklaştığı mesajı verdi.
Suudi bakan ABD'nin yaklaşımını değiştirmesini isteyerek şunları söyledi: " Geçici güvenlik veya güven arttırıcı önlemler barışı sağlayamaz. Yapılması gereken müzakerelerin sonuçlanması için, Filistin devletinin sınırları, mültecilerin dönüşü, su sorunu ve Kudüs'ün geleceğini içeren kapsamlı bir yaklaşımdır."
ABD İSRAİL'E BASKI YAPMALI
El Faysal, İsrail'in sürekli gündemi değiştirdiğini savunarak şöyle konuştu: "İsrail gerçekten barış mı yoksa bölgenin istikrarsız ve şiddet sarmalında kalmasını mı istediğine artık karar vermeli. Çözüm İsrail'e bağlı. ABD, Arap ülkelerinden İsrail'e yaptırımları azaltmamızı istiyor. Burada asıl soru Arapların İsrail'e neler sunabileceği değil, İsrail'in kapsamlı yaklaşım için neler yapacağı olmalı. Ortak basın toplantısında El Faysal'ın sözleriyle zor duruma düşen Clinton ise tarafların müzakere masasına oturması çağrısı yaptı.
SUUDİLERİN SABRI TAŞTI
Suudi Dışişleri Bakanı El Faysal'ın açıklamasından önce de Kraliyet ailesinin önde gelen üyelerinden, eski Suudi İstihbarat Servisi Başkanı Prens Türki El Faysal, Barack Obama'yı ABD'nin Ortadoğu politikasında ciddi bir değişikliğe gitmeye çağırmıştı. Türki El Faysal, Financial Times'a yazdığı makalede şu görüşlere yer vermişti: "Suudi Arabistan şimdiye kadar İsrail'e karşı cihat çağrılarını reddetti. Suudi Arabistan yönetimi, halkının İsrail'e karşı dünya çapındaki başkaldırıya katılmasını daha fazla engelleyemeyecek. Suudi Arabistan'ın sabrı artık tükeniyor. Amerika Birleşik Devletleri Orta Doğu'daki liderlik rolünü sürdürmek istiyorsa İsrail-Filistin anlaşmazlığına dair politikasını ciddi bir şekilde gözden geçirmeli. Aksi halde dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan'la Amerika arasındaki özel ilişki tehlikeye girecek ve Riyad Orta Doğu meselesinin barışçıl yollardan çözülmesine yönelik desteğini çekecek."
Ajanslar
El Faysal, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, İsrail'i barış görüşmelerinde ciddi olmamakla suçlarken, ABD'nin de yasa dışı yerleşim konusuna odaklanıp, sorunun temelinden uzaklaştığı mesajı verdi.
Suudi bakan ABD'nin yaklaşımını değiştirmesini isteyerek şunları söyledi: " Geçici güvenlik veya güven arttırıcı önlemler barışı sağlayamaz. Yapılması gereken müzakerelerin sonuçlanması için, Filistin devletinin sınırları, mültecilerin dönüşü, su sorunu ve Kudüs'ün geleceğini içeren kapsamlı bir yaklaşımdır."
ABD İSRAİL'E BASKI YAPMALI
El Faysal, İsrail'in sürekli gündemi değiştirdiğini savunarak şöyle konuştu: "İsrail gerçekten barış mı yoksa bölgenin istikrarsız ve şiddet sarmalında kalmasını mı istediğine artık karar vermeli. Çözüm İsrail'e bağlı. ABD, Arap ülkelerinden İsrail'e yaptırımları azaltmamızı istiyor. Burada asıl soru Arapların İsrail'e neler sunabileceği değil, İsrail'in kapsamlı yaklaşım için neler yapacağı olmalı. Ortak basın toplantısında El Faysal'ın sözleriyle zor duruma düşen Clinton ise tarafların müzakere masasına oturması çağrısı yaptı.
SUUDİLERİN SABRI TAŞTI
Suudi Dışişleri Bakanı El Faysal'ın açıklamasından önce de Kraliyet ailesinin önde gelen üyelerinden, eski Suudi İstihbarat Servisi Başkanı Prens Türki El Faysal, Barack Obama'yı ABD'nin Ortadoğu politikasında ciddi bir değişikliğe gitmeye çağırmıştı. Türki El Faysal, Financial Times'a yazdığı makalede şu görüşlere yer vermişti: "Suudi Arabistan şimdiye kadar İsrail'e karşı cihat çağrılarını reddetti. Suudi Arabistan yönetimi, halkının İsrail'e karşı dünya çapındaki başkaldırıya katılmasını daha fazla engelleyemeyecek. Suudi Arabistan'ın sabrı artık tükeniyor. Amerika Birleşik Devletleri Orta Doğu'daki liderlik rolünü sürdürmek istiyorsa İsrail-Filistin anlaşmazlığına dair politikasını ciddi bir şekilde gözden geçirmeli. Aksi halde dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan'la Amerika arasındaki özel ilişki tehlikeye girecek ve Riyad Orta Doğu meselesinin barışçıl yollardan çözülmesine yönelik desteğini çekecek."
Ajanslar