Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Sabetay Lideri: İsrail'e Geri Dönmek İstiyoruz

İsrail gazetesine konuşan Türkiye'deki Sabetay lideri İsrail'in kendilerini "geri almasını" istedi 

31 Mayıs 2009
Sabetay Lideri: İsrail'e Geri Dönmek İstiyoruz

İsrail'de yayınlanan Makor Rishon gazetesi, Sabetay cemiyetinin Türkiye lideriyle görüştü, çarpıcı iddialar ortaya attı. İsrail'de ve Fransa'da yayımlanan gazetelerin de kaynak göstererek yayınladığı haberde, Sabetaycıların lideri olduğu belirtilen ancak adı açıklanmayan kişinin, Türkiye'de 30 bin Türk vatandaşı Yahudi'nin yaşadığını, ancak kendisini gizleyen Sabetaycıları sayısının 60 bini bulduğu yani Musevi nüfusun iki katını bulduğu vurgulandı.

Haberde söz konusu liderin çok tartışılacak şu sözlerine de yer verildi: "17. yüzyılda Türkiye'ye yerleşen ve İslam'la Musevilik arasında bir inanışa sahip olan Sabetaycılar, İsrail'e göç etmek istiyor. Bunun için İsrail devleti göç yasasını değiştirip bizi geri almalı..." Ancak kendi isteğiyle Yahudulik'ten çıkanlara, dönüş hakkı tanınmıyor. '

NÜFUS KONUSU NET DEĞİL'

İsrailli bir gazetecinin Sabetaycıların lideriyle görüştüğü yönündeki haber, Türkiye'de de yankı buldu. SABAH'ın görüştüğü kaynaklar, Sabetaycıların üç ayrı kolu olduğunu ve tek bir liderden söz etmenin mümkün olmadığı görüşünde. Konuyla ilgili bilgi veren araştırmacılar, nüfus konusunda da net bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade etti. Sabetaycıların daha önce 1917, 1991 ve 1996 da Yahudi dinine geçiş yönünde yaptıkları bireysel ya da toplu taleplerin reddedildiği öğrenilirken, Türkiye Hahambaşılığı'nın Sabetaycıları Yahudi olarak kabul etmediği de biliniyor. Aynı şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı da, Sabetaycıları İslamiyet bünyesinde görmüyor.

'TEK LİDER OLMASI ZOR'

Konu üzerinde araştırma yapan ancak isim vermeyen bir başka kaynak, İsrail'in Sabetaycıları İbraniliğe kabul etmediğini, hahamların Sabetaycıların nesebini "gayri sahih" kabul ettiğini vurguladı. Sabetaycı bir kaynak da, cemaatin üç ayrı kolu olduğuna dikkat çekerek, dinsel ve siyasi anlamda hepsinin ayrı bir lideri olduğunu ve siyasi temsil edecek tek bir kişiden söz etmenin mümkün olmadığının altını çizdi. Bu tip haberlerin Sabetay Sevi'nin İzmir'de bulunan evinin müze yapılması için yapılan faaliyetlerle birlikte incelenmesi gerektiğini ifade eden kaynak, Anadolu'da Sabetaycı cemaatler bulunduğunu da ifade etti.

SABETAYCILIK NEDİR?

SABETAYCILIK, 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan, Sabetay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu mesih kabul eden, Yahudi mistisizmine ve Kabbala'ya dayanan bir inanç... Bir dönem sapkın ilan edildiler ve İslamiyet'e geçtiler. Diyanet İşleri Başkanlığı, Sabetaycılığı bir İslam mezhebi ya da tarikatı olarak saymazken, kendilerini Yahudiliğe bağlı bir fraksiyon olarak tanımlasalar da, Yahudiler tarafından resmi olarak bu dine bağlı kabul edilmezler. Taraftarları Sabetayistler, Sabetaycı, Avdedî, Dönme veya Selanikli gibi farklı isimlerle de anılır. Kutsal şehirleri Selanik'tir. Türkiye'de İzmirli olarak bilinen Kapaniler, Karakaşiler ve Yakubiler olarak üç gruba ayrılırlar.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Müfit Yüksel (Sosyolog): "Sayı ve rakam spekülatiftir. O sülalelerden gelen çok kimse var. Yarım milyona yakın nüfus diyebiliriz. 5 vakit namaz kılan, Sabetaycılığının ve kökenlerinin farkında olmayan çok kimse var. Yekpare bir topluluktan bahsetmek mümkün değil. İsrail içinde Yahudi nüfusu artırmaya yönelik bir istek var. Ortodoks Museviler bunları sapkın olarak kabul ediyor."

Aytunç Altındal (Araştırmacı - Yazar): "Eskiden Refah Partisi iktidardayken bu konu gündeme gelmişti, dolayısıyla yeni bir şey değil. Ama Türkiye'de 60 bin Sabetaycı olduğunu söylemek doğru değil. En fazla 4-5 bin kişidir. Bunlar kendilerini 'Selanikliyiz' diye tanımlar. Çoğu da kökenlerini unutmuş gitmiştir. Lideri kimdir o da belli değil. Türkiye'de Karain Yahudileri de vardır. İnançları aynı, ibadetleri farklı..."

Kaynak: Sabah

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.