Mısır'ın turistik kenti Şarm el-Şeyh'te biraraya gelen Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek ve İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu, İran'a karşı ortak bir Arap-Yahudi cephesi kurmanın "aciliyeti" ile Obama yönetiminin Tahran'a karşı "yumuşayan" tavrının değiştirilmesi konusunda anlaştı.
İki liderin görüşme sonrası yaptığı kısa açıklamada ise, anlaşmaya varılan bu konular değil, görüş birliğine varılamayan iki devletli çözüm planı ve ateşkes konuları gündeme geldi.
Mübarek, ABD destekli iki devletli çözüm planını desteklerken, İsrail başbakanı bir kez daha reddetti. Gazze işgalinin kaldırılmasına yönelik teklif de Netanyahu tarafından geri çevrildi. Görüşme sonrasında Netanyahu'nun yine "barış sözü" vermekle yetindi, Filistinlilerle barış görüşmelerine birkaç hafta içinde yeniden başlamayı umduğunu açıkladı.
İsrailli ve Filistinlilerin barış, güvenlik ve refah umuduyla yaşamalarını istediğini belirten Netanyahu, bu üç unsurun birbirinden ayrılamayacağını, birinin diğerine feda edilemeyeceğini söyledi, ama ne Filistin devletinden ne de ambargoyu kaldırmaktan bahsetti.
Netanyahu'nun görevi devraldıktan sonraki ilk yurtdışı resmi ziyaretten sonra şimdi de gözler İsrail başbakanının Washington'da Obama ile yapacağı görüşmeye çevrildi.
Mısır ve İsrail'in, İran'ın bölgedeki gücünü azaltacak yeni bir diplomatik plan üzerinde anlaşmasının, bu ziyarette Netanyahu'nun elini güçlendireceğine inanılıyor.
İsrail istihbarat servislerine yakınlığı ile bilinen DEBKA sitesi de, Şarm el-Şeyh görüşmesinin asıl amacının, bölgede yanlnızlaşan ve ABD desteği azalmış görünen İsrail'in, "İran endişesi" kartını kullanarak yeni ittifak arayışları olduğunu kaydetmişti.
DEBKA, Netanyahu'nun geçtiğimiz hafta Amerika'daki İsrail lobisine yaptığı konuşmada, "Hayatımda ilk kez, Araplar ve Yahudiler ortak bir düşman olduğunu görüyor. Bu meydan okuma bize büyük fırsatlar sunabilir" dediğini aktarmış, görüşmenin İran'a karşı, daha önce Lübnan saldırısı sırasında kurulana benzer,ortak bir İsrail-Suudi-Mısır planı oluşturmayı amaçladığını yazmıştı.
Dünyabülteni
İki liderin görüşme sonrası yaptığı kısa açıklamada ise, anlaşmaya varılan bu konular değil, görüş birliğine varılamayan iki devletli çözüm planı ve ateşkes konuları gündeme geldi.
Mübarek, ABD destekli iki devletli çözüm planını desteklerken, İsrail başbakanı bir kez daha reddetti. Gazze işgalinin kaldırılmasına yönelik teklif de Netanyahu tarafından geri çevrildi. Görüşme sonrasında Netanyahu'nun yine "barış sözü" vermekle yetindi, Filistinlilerle barış görüşmelerine birkaç hafta içinde yeniden başlamayı umduğunu açıkladı.
İsrailli ve Filistinlilerin barış, güvenlik ve refah umuduyla yaşamalarını istediğini belirten Netanyahu, bu üç unsurun birbirinden ayrılamayacağını, birinin diğerine feda edilemeyeceğini söyledi, ama ne Filistin devletinden ne de ambargoyu kaldırmaktan bahsetti.
Netanyahu'nun görevi devraldıktan sonraki ilk yurtdışı resmi ziyaretten sonra şimdi de gözler İsrail başbakanının Washington'da Obama ile yapacağı görüşmeye çevrildi.
Mısır ve İsrail'in, İran'ın bölgedeki gücünü azaltacak yeni bir diplomatik plan üzerinde anlaşmasının, bu ziyarette Netanyahu'nun elini güçlendireceğine inanılıyor.
İsrail istihbarat servislerine yakınlığı ile bilinen DEBKA sitesi de, Şarm el-Şeyh görüşmesinin asıl amacının, bölgede yanlnızlaşan ve ABD desteği azalmış görünen İsrail'in, "İran endişesi" kartını kullanarak yeni ittifak arayışları olduğunu kaydetmişti.
DEBKA, Netanyahu'nun geçtiğimiz hafta Amerika'daki İsrail lobisine yaptığı konuşmada, "Hayatımda ilk kez, Araplar ve Yahudiler ortak bir düşman olduğunu görüyor. Bu meydan okuma bize büyük fırsatlar sunabilir" dediğini aktarmış, görüşmenin İran'a karşı, daha önce Lübnan saldırısı sırasında kurulana benzer,ortak bir İsrail-Suudi-Mısır planı oluşturmayı amaçladığını yazmıştı.
Dünyabülteni