Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

CAFERİDER ve Zeynebiye Derneği'nin ortak düzlediği, Cem TV haber müdürü Mehti Atam’ın sunuculuğunu yaptığı “İmam Hüseyin ve Kerbela” Paneli, 11 Ağustos Çarşamba 3 Muharrem akşamı saat 21.00’da başladı. 

11 Ağustos 2021
Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Pandemi kuralları çerçevesinde gerçekleşen panel de, Zeynebiye Camii Kültür Merkezi’nde buluşan Ehl-i Beyt dostları, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, CABİR Başkanı Seyyid Seccad Karakuş ve Arel Üni. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan’ın konuşmalarını dinlediler.

Panel, Zeynebiye Hareketi Gençlik Merkezi'nin hazırlamış olduğu Halkalı'da Aşura ve Zeynebiye'de Muharrem Ayı etkinliklerini tanıtan sinevizyon gösterisiyle başladı.

Sinevizyon gösterisinin ardından, İmam Hüseyin (a.s) kubbesinde dalgalanan bayrak, İmam Musa Kazım (a.s) ve İmam Muhammed Taki (a.s) kubbesinde dalgalanan bayrak ve Kerbela Kahramanı Hz. Zeyneb (a.s) kubbesinde dalgalanan bayrak Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün şahsında Zeynebiye’lilere törenle taktim edildi.

Panelde konuşan CABİR Başkanı Seyyid Seccad Karakuş konuşmasında; “Resul-ü Ekrem’den bir hadis okumak isterim. Enes bin Malik’ten rivayet ediliyor: “Bir gün Resulullah’ın huzuruna çıktım, Resulullah bir hasır üzerinde uyumaktaydı. Gördüm ki hasırın izleri Peygamberimizin vücuduna çıkmıştı. Peygamber beni görünce buyurdu ki: ‘Yalnız mı geldin yoksa yanında başka birileri de var mı?’ yalnız geldiğimi söyledim.

Resulullah buyurdu ki: “Enes, bil ki benim ecelim yaklaştı. Ve Rabbime kavuşmayı çok özledim. Benden önceki peygamber kardeşlerimi çok özledim. Enes, benim için ölümden daha sevgili bir şey yoktur. Ve bir Mümin’e Rabbine kavuşmadan rahata ulaşamaz.” Resulullah bunu buyurduktan sonra ağladı. Resulullah’a niçin ağladığını sordum. Peygamberimiz buyurdu ki: “Nasıl ağlamayayım? Benden sonra ümmetimin başına gelecek olanları biliyorum.” Ümmetin başına ne geleceğini sorduğum da Resulullah buyurdu ki: “Benden sonra ümmetim farklı yönlere dağılmasından korkuyorum, akrabaların birbirleriyle ilişkisini kesmesinden korkuyorum ve mal, makam sevgisinden korkuyorum. Bid’atların ortaya çıkmasından korkuyorum.”

Bu, Enes ibni Malik’ten rivayet edilen bir hadistir. Resulullah’ın korktuğu aynı ümmetin başına geldi. Peygamberimiz bu dünyadan ayrıldıktan sonra o, herkesin içerisinde olan hevesler kendisini göstermeye başladı. Daha Peygamber naaşı defnedilmemişken Sakife’de toplanıldı. Ensar ve Muhacir arasında anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Akrabalık ilişkisine gördüğünüz gibi ayrı bir önem verilmiştir. Ben size bir şey sormak istiyorum, o da şu ki: Biz peygamber ümmeti olarak bize peygamberden daha yakın birisi olabilir mi?” olamaz. 
Resul-ü Ekrem, Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarında “Ben ve Ali bu ümmetin babalarıyız.” buyurmuştur. 

Ancak Muhacir ve Ensar Peygamber ile olan akrabalığını koparacaklardı. Gördük ki Peygamber efendimizin söylediği şeyler gerçek oldu.  Bir de mal ve makam sevgisini görüyoruz ki kimleri hangi seviyeden hangi seviyeye düşürdü. Dünya sevgisinin bütün hataların sebebi olduğunu da söylemişlerdir. 
Şuan ise İmam Hüseyin sevgisi noktasında ümmet birleşmiştir. Bu sevgiyi büyütmeli ve dünyaya göstermek bizim vazifemizdir. Ve sizler sağolun bu matemi ve olayı tüm dünyaya göstermek için uğraşıyorsunuz.” dedi.

Karakuş’un ardından panelde konuşan Arel Üni. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan konuşmasında; “Tevriye denen bir sanat vardır. Tevriye, bir kelimenin metinde sözlük anlamından ayrı olarak farklı özelliklerde anlamlar oluşmaktadır. Kur’an’da da bu özellik fazlasıyla mevcut. Kur’an Allah’ın indirdiği bir mucize olarak, edebi sanatları en hikmetli şekilde kullanmıştır. Ve bu edebi sanatlar Kur’an’ın canlılığını sağlamaktadır. 

Kur’an zaten insanı hakikatin aydınlığına çıkarmaya ve cahiliyetin yüklerinden kurtarmaya çalışır. Bugün de karşımızda duran şey kadim cahiliyenin yeni bir versiyonudur. Kur’an bu duruma karşı durmaktadır. Cahiliyenin yenilenmiş haline karşı bizleri uyarmaktadır. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim nimetlerin en büyüğüdür. 
Burada ben Edebiyatçı kimliğimle bir hususa dikkat çekmek isterim. Kur’an ayetlerini parça parça, bölüm bölüm okumak çok büyük yanlışlar doğurmuştur. Kur’an’ın mucizevi bütünlüğü içerisinde ayetler değerlendirilirse o zaman Allah Teâlâ’nın işareti gerçek anlamda o zaman bizlere gözüküyor.
Örneğin Ali İmran, 103: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılmayın.” olarak algılamamız yanlıştır. Doğrusu “Allah’ın ipine sımsıkı sarılırsanız ayrılmazsınız.”dır. Bir sebep sonuç ilgisi vardır. Bu vurgulamayı ıskalamamız gerekiyor. Şimdi bugün biz İmam Hüseyin (a.s)’in yasını tutuyoruz. Zulme isyanın önderi, dünya mazlumlarının efendisidir. Hz. Hüseyin (a.s)’in şehadetinin yıldönümünde Ehl-i Beyt’in her ferdinin bizler için rol model olması gerektiğini de hatırlamalıyız. Onlar ki hikmette, ilimde, irfanda bizler için örneklerdir. Bu örneklere sımsıkı sarılmalı ve o rol modellerin yolunda birleşmeliyiz.” dedi

Panelde konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmasında; “İlahi icaz sebebiyle Kur’an ne zaman okursanız okuyun yenidir. Hala anlaşılmayan noktalar var ise bu bizim anlayışımızın sınırlılığındandır. Eğer Ehl-i Beyt’in yolundan gidersek o sınırlılığımızın biraz da olsa ötesine geçebiliriz.
Resulullah kendisinden sonra İmam Ali (a.s)’yi salık verdi bizlere. Bir âlimimiz salıncak örneği verilmişti bize. Eğer salıncağın ortasına oturmazsanız dengeyi tutturamazsınız, savrulursunuz. İki tarafı da dengelemelisiniz. 
O aba ki Peygamberimiz Ehl-i’ni oraya koydu. Eşlerini bile sokmadı oraya. Peygamberimiz, Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatima. Ardından Cebrail de Allah’tan izin aldı ve ona da izin verildi. Hz. Ali (a.s)’ye yakın olursanız, onun yolundan giden Selman gibi olursanız size de abanın altında yer var, onun haricinde ne yazık ki o aba bizlere örtülüdür.
Ümidimizi kesmeyelim, Selman olalım. Bize de yer verilir. Biz sadece Selman olmayı bilelim yeter.

Allah bizleri Ehl-i Beyt’in o temiz yolundan uzak etmesin. O abanın altında dört rol model erkek ve bir model kadın vardır. Resulullah eşref-i mahlûkattır. Ali ayrı, Hüseyin ayrı, Hasan ayrı rol modellerdir. Birbirinin aynısı değillerdir. Ümmete seçenek sunmuşlardır. Ümmetin hayatını kolaylaştırma adına tek model Ali olsa kurumuş arpa yiye yiye kavrulurduk. 
Tek Hüseyin model olsa biz o kadar sorumluluğu kaldıramazdık. Hz. Ali onlara “Zalime hasım, mazluma yardımcı olun. Onlar için savaşın.” Hz. Ali’nin, Hasan ve Hüseyin’e vasiyetidir. Bu durum herkesin altından kalkabileceği şeyler değildir. Ondan sonraki vasiyeti ulaşan herkesedir. Bir; “düzensiz, soytarı hayatı yaşamayın. Hayatınızı bir nizama koyun. Her işiniz bir programa dayalı olsun.”

İkincisi; “Aranızda barışı hâkim kılın.” burada bedenlerinizle bir aradasınız. Emin olun İmam Hüseyin arştan size bakıyor. Sizleri tanıyor. Ve bu mateminiz çok hoşuna gidiyor. Bunu basit bir şey olarak görmeyin. Hüseyin ezadarlığı yapan herkes inşallah bunun karşılığını da alacaktır. Allah’ın selamı üzerinize olsun.” dedi.

Konuşmaların ardından panelde, Ehl-i Beyt âşıkları Azerbaycan’ın ünlü Ehl-i Beyt meddahlarından Seyyid Taleh Boradigahi ve İran’ın ünlü meddahlarından Emir Hüseyin’in mersiyeleriyle gözyaşlarına boğuldu.

Panel, Cem TV, Kanal 12 ve Zeynebiye TV’den canlı olarak yayınlandı.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.