Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

İsrail Türkiye'ye Teşekkür Ediyordur

Eski MİT mensubu ve emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Kaynak'tan gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu: 

14 Eylul 2011
İsrail Türkiye'ye Teşekkür Ediyordur

Türkiye bölgesel güç olacaksa, buradaki Müslüman ülkelerle arasını iyi tutmak zorunda. Bu da İsrail’e tepkiyle olur. Hem İsrail’le hem de Arap ülkeleriyle dost olmak mümkün değil. Onun için bizim İsrail’le olan çatışmamız şeklen ABD’de tepki görse bile aslında destekleniyordur.

Prof. Hasan Köni, “Türkiye, İsrail’le ilişkilerini el altından hep iyi tutmuştur” diyor.

Evet, olabilir. İsrail’in görevini iyi anlamak lazım. Herkes zannediyor ki, İsrail burada çok önemli bir yerde ve Amerika kendisini İsrail için feda eder. Bu kesinlikle doğru değil.

Feda etmez mi?

Hayır! İsrail’in kuruluşundan beri takip edin, Avrupa’dan kaçan Yahudiler Amerika’ya sığınmak istediler, Amerika bu kadar çok Yahudi’yi istemedi ve buraya yönlendirdi. Ve şunu düşündüler, dediler ki, “Kurulacak Yahudi devleti, buradaki Müslümanların düşmanı olur ve buradaki düşman nedeniyle Müslümalar başka düşman aramazlar ve bizimle dost olur!” Ve bunu da başardılar. İsrail’in rolü odur. Bakın size bir örnek vereyim, ABD İsrail için canını feda eder diyoruz değil mi? Peki ABD’nin en çok silah sattığı ülke hangisi? Suudi Arabistan! Onun hasmı ise İsrail. Bu ikisini nasıl bağdaştırıyorsunuz birbirine? Eğer bu ikisi kapışırsa ABD hangisini destekleyecek?

Belki de İsrail Türkiye’ye teşekkür ediyordur

Suudi Arabistan’ı mı?

(Gülüyor) Ben şunu söylüyorum, bu bir senaryo, bize böyle yutturuyorlar, herkes de bunu kabul ediyor. Sormak lazım Amerika’ya, “Hangisini tutuyorsun Allah aşkına? Birileri diyor ki, siz İsrail’le ayrılmaz bir parçasınız. Ama Suudi Arabistan’la da ayrılmanız mümkün değil. Öyleyse? Ekonomik menfaatleriniz, dünya üzerindeki petrolün konumu nedeniyle Suudi Arabistan’la bir. Üstelik bütün silahları oraya satıyorsunuz. Sattığınız uçaklarda Amerikan pilotlarını görevlendiriyorsunuz. Şimdi Amerikalı pilotlar İsrail’e bomba mı atacak?” Hayır! Bakın Filistin meselesini de herkes çok abartıyor. Filistin’in görevi de Arap-İsrail çatışmasının bir simgesi olmaktır. Bu bir görev. Filistinlilerin görevi İsrail’le savaşmaktır. İşte gördük, Yaser Arafat onların lideri değil, yöneticisiydi. Ve bu yöneticilikten 1 milyar dolarlık bir kazanç sağlamıştı. Siz bir kahramanın 1 milyar dolar gelir elde etmesini nasıl karşılarsınız? Bir ideal uğruna mı yaptı bunu? Yanlış mı söylediklerim?

Amerika, Afrika’yı Türkiye’ye emanet ediyor

Türkiye’nin İsrail’e tepkisini aşırı bulanlar oldu... Sizin görüşünüz ne?

Bizim İsrail’e karşı tavır almamız gerekliydi. Ve bu ABD ile bir gerginliğe neden olacak değildir. Dikkat ederseniz bu olay sonucunda Başbakanımız o bölgenin kahramanı haline geldi. Her yerde fotoğrafları var. Ne kadar güzel değil mi? Biraz daha abartırsam şunu söyleyebilirim, İsrail acaba teşekkür etmiyor mu bize bu yüzden? “Bizi yok sayan İran’ın yerine, sizin İslam dünyasında egemen olmanız bizim için daha iyidir. Sizi tebrik ederim” demiyor mudur acaba? Dediğim gibi İsrail devleti o kadar güçlü bir devlet değil. Amerika düşman yaratmak için onu kullanıyor. İsrail’in vazifesi kavgayı sürdürmek. Orada barış olursa Araplara, Müslümanlara yeni bir düşman lazım. İsrail orada düşman vazifesini yerine getiriyor.

Öyleyse önümüzdeki dönemde Türkiye ile İsrail arasındaki çatışma daha da artacak?

Evet.

Peki Türkiye’nin Ortadoğu’da gücünün artması ne kadar Başbakan Erdoğan’ın çabasıyla olmuştur, ne kadarını küresel düşünmemiz lazım? Çünkü başından beri anlattıklarınızdan bunların hepsinin çok önceden belirlenmiş adımlar olduğunu çıkartıyorum... Erdoğan’ın ne kadar dahli vardır bu sürece?

Bizim yolumuz açıktı, o bu yolu kullanıyor. Yani ters bir yolda değil. Bu model, Erdoğan geldiği zaman kurulmadı. Daha evvelden kurulmuştu. 13 Ocak 1991 tarihinde bir beyanatım var Nokta Dergisi’nde. Oradan bir pasaj okuyayım size; “Önümüzdeki günlerde Türkiye bölgesel güç olacaktır. Bu amaca askeri güçle değil, ekonomik ve siyasi gücüyle ulaşacaktır. Amerika ve Rusya da bu oluşumu destekleyecektir” demişim. Daha 1991’de söylemişim. Neden buraya vardım? Tabii ki ben fala bakmıyorum, diyorum ki dünya üzerinde kurulmuş olan dengeler bozuldu. Bunun yerine ne inşa edilebilir? Ve kendime göre bir model yaratıyorum. Diyorum ki, yeni düzen Amerika ve Rusya arasında olacaktır. Türkiye bu ikisinin arasında bir denge unsuru olacaktır. Dünyayı başıboş bırakırsak gidişatı da şansa bırakmış oluruz. Oysa birtakım şeyler hesaplanıyor, planlanıyor. Her planlanan gerçekleşmez ama gerçekleşenler de var. Şu anda istikâmet bu olacak gibi gözüküyor.

Türkiye dine sırtını dönmekten kurtuldu

Peki Afrika’da durum ne olacak? Somali’de insanlar açlıktan ölmeye devam edecek mi?

Açlık aslında kuraklıktan kaynaklanıyor. Kuraklık ise geçici.

Bir de iç savaş var ama...

O da geçici. Biz oraya sadece bu sene için bir yardımda bulunabilirdik. Halbuki diyoruz ki, “Biz burada uzun vadeli işler yapacağız. Yollar yapacağız, kuyular açacağız ve burada var olacağız.” Bu bir yardım mı, yoksa orada egemen olmak kaygısı mı? Somali, Afrika’ya giriş kapısıdır. Çin, orada yer tutmak istiyor. Bütün Afrika’da var olmak niyetinde ve şimdi onu engellemeye çalışıyorlar. Bunu da Amerika engelleyemez. Türkiye’nin oralara Müslüman kimliğiyle gitmesi önemli... Belki komplo teorisi diyeceksiniz ama neden Obama başkan seçildi diye düşünürseniz, hem yarı zenci, Afrika kökenli hem Müslümanlığa yakın. Hatta Müslüman olduğu söyleniyor. O bu bölgeye bir mesajdı. Obama bu mesajı verdi, işi bitti, şimdi gidebilir.

Şimdi sıra Türkiye’de mi?

Evet.

O zaman Amerika ile Türkiye’nin ilişkileri ciddi anlamda güçleniyor?

Tabii. Çıkar ilişkileri! Bizi sevdikleri için değil. Bu bir hesap meselesi. Bu bölgeyi kime emanet edebilirler? Başka kimse yok.

Suriye’ye müdahale edebiliriz

Diyoruz ki, “Doğu Akdeniz’de gemilerimiz gezecek. İsrail’e karşı...” Bu nasıl olacak?

Evet. Ben de diyorum ki, ya o gemiler Suriye’ye karşı olursa!

Olabilir mi?

Suriye’de savaş çıkacak galiba. İran gemileri Doğu Akdeniz’e geliyor. Doğu Akdeniz dediğimiz zaman en büyük kıyı Suriye’dedir. O bölgeyi de biz kontrol edeceğiz. Zaten Suriye’ye müdahale etmemiz de söz konusu...

Yani Osmanlı döneminde olduğu gibi mi olacak?

Osmanlı demeyelim... Şimdi Arap ülkeleri zaten kendileri, “NATO buraya girmesin” dediler. Burada Esad’ı tasfiye edeceğiz, güya demokrasiye aykırı bir diktatörü tasfiye edeceğiz! Ama hayır öyle değil, aslında biz orada Şii egemenliğini kırıyoruz.

-Yani Sünni Müslümanları iktidara getireceğiz?

Evet. Sünni Müslümanları iktidara getireceğiz ve İran’la ilişkilerini ortadan kaldıracağız. Yalnız burada şunun altını çizerek belirtmek istiyorum; ben hiçbir zaman insanların ideolojilerine ve inançlarına bakmam, siyasi hesaplara bakarım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.