Törene, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, AK Parti İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü, Küçükçekmece Belediyesi Başkan Yardımcısı Faysal Güler, Zeynebiye Derneği Başkanı Ali Şahintekin, CABİR Başkanı Ali Salmanlı, CAFERİDER Başkanı Hasan Babur, ATADER Başkanı Atam Rüstem Atam, İFA Spor Başkanı Aydın Aydeniz, CABİR alimleri, ZHGM yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ve binlerce Ehl-i Beyt dostu katıldı.

Zehra Özgündüz’ün sunduğu program, Bedir’den Kerbela'ya, Kerbela'dan Çanakkale'ye, Çanakkale'den 15 Temmuz ve Karabağ Şehitlerine kadar tüm şehitler için yapılan saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Bağcılar İmam Ali Camii Âlimi Kemal Otay’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Veladet programı Zehra Ana Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Meftune Atam’ın selamlama konuşmasıyla devam etti. Atam konuşmasında; “Hz. Fatıma’nın dünyamızı şereflendirdiği, kutlayıp şad olmamız gereken böylesi bir günde maalesef ki İslam aleminin kanayan yarası olan Filistin’de Siyonist güçlerin kardeşlerimize uyguladığı zulüm ve soykırımdan dolayı içimiz buruk ve yüreklerimiz kan ağlamaktadır.

Ne yazıktır ki Gazze’de savunmasız, mazlum sivil halka bebek, çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeksizin insanlık ve savaş suçu uygulanmaktadır. Mezhep, nesep, meşrep ve dini kimliklerini bilmeyen o masum çocuklar, sırf Müslüman evladı oldukları için bu zulme maruz kalmaktalar. Kaldı ki Hz. Ali’nin ‘İnsanlar ya dinde kardeşin ya yaratılışta eşindir.’ sözüne binaen insan olduğunu iddia eden hiçbir kimsenin duyarsız kalamayacağı böylesi bir mezalimin işlenmesine ben biliyorum ki sizlerin de benim gibi yüreği yanıyor ve dayanamıyor. Dünyadaki iki milyarı aşkın Müslümana rağmen bir avuç Siyonist İsrail’in şımarıkça ve hukuksuzca uyguladığı bu katliam ve soykırım bize şunu gösteriyor ki; onlara bu cesareti veren bölünmeye müsait ve hatta bölünmüş İslam ümmetinin ta kendisidir.  Oysa ki rahmetli İmam’ın buyurduğu gibi Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır…! Elimizden hiçbir şey gelmiyorsa bile, Hz. Ali’nin buyruğu üzere “Bir zulme engel olamıyorsak, en azından onu herkese duyuralım.” dedi.

Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz törende yaptığı konuşmada; “Hz. Fatıma (s.a) kendisi faziletin tam da kendisidir. Resulullah’a Seyyid-ül'Mürselin ve Şah-ı Enbiya denilmesinden Kur’an-ı Kerim bilen alimlerimiz ne yazık ki rahatsız olmaktadırlar. Bizler Resulullah'ı Allah ile yarıştırmıyoruz. Allah’ın O’na lütfettiği faziletleri zikrediyoruz. Peygamberimizin kendi döneminde bile yalan hadisler uydurulmuştur. Peygamberimize ait olmayan sözleri ayıklayıp O’na ait olan sözleri de başımızın ve gözümüzün üstünde kabul etmek zorundayız. Top yekûn hadisleri reddetmek ne kadar yanlışsa, top yekûn kabul etmek de o kadar yanlıştır. O’na ait olan söz Kur’an-ı Kerim’le, hakikatle ve mantıkla çelişmez.

Hz. Fatıma (s.a) peygamberimizin en sevdiği kızıdır. Şia-Sünni sahih kaynakların hepsinde bu kayda geçmiştir. Hz. Fatıma (s.a) bütün kadınların şahıdır. Bu önceki ve gelecek ümmetler içinde geçerlidir. Hz. Fatıma (s.a) bütün Müslümanların mahşere kadar övüneceği kızıdır. Hz. Zeyneb (s.a) Hz. Fatıma’nın (s.a) terbiye edip, ümmet-i İslam’a yüz akı olarak feda ettiği kızıdır. Hangi ana Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s) gibi arşın küpesi ve cennetin süsü olan oğullar doğurmuştur. Bütün bunlar fahr-i olarak Hz. Fatıma’ya (s.a) has olan bir fazilettir. Ama gerçekten de kendisi kız evlat, eş ve ana olarak benzersizdir. Onun için Seyyidet'ül nisa'ül âlemin’dir.

Hz. Ali (a.s) olmasaydı Hz. Fatıma’ya (s.a) layık eş bulunamazdı. Hz. Fatıma (s.a) hakikaten kendisi de faziletler anasıdır. Müslüman kadının Hz. Fatıma (s.a), Hz. Zeyneb (s.a), Hz. Hatice gibi rol modelleri varken başka rol model aramasına gerek var mı? Neyi eksik bulacağız ki, bundan dolayı Onlar bize yetmiyor diyelim. 
Gazze’de içimiz kan ağlıyor. İnsanlık top yekûn yok ediliyor. Bizler insan hakları ve demokrasi gibi deyimlerin sancaktarlığını yapanların ne kadar iki yüzlü ve yalancı olduklarını üç aydır net bir şekilde izlemekteyiz. Benim gibi düşünmeyen düşmanımdır diyen bir çarpık zihniyet yüzünden tarikatlara, mezheplere, kabilelere bölen ve birbirini düşman belleyen Müslümanların, aynı mezhepten ve aynı soydan olan insanların bile onların imdadına koşmadığını görüyoruz. Bu halimizi bir gözden geçirip Ümmet-i Muhammed nereden yıkılmışsa oradan ayağa kaldırmalıyız. 
Geçtiğimiz günlerde bizim bütün takımlarımız gibi olan iki güzide takımımız öyle uygun görülüp Suudi Arabistan’da Süper Kupa maçını oynayacaklardı. Suudi Arabistan’ın baştan davetkâr olmasına rağmen İstiklal Marşı’mıza, bayrağımıza ve kurucu liderimize karşı tavır takınması bizi üzmüştür. Peki Mustafa Kemal düşmanlığı onlarda neden var? Laiklik ve şeriat meselesi ise, onların ülkesinde onlara sağmal sütlü inek diyen Trump ve onlara layık olan Sisi ile el ele vermesi niye sorun olmuyor? Benim, bana ait olan maça kendi milli değerlerimle çıkmam neden sorun ediyor? Bizce bu da bedevilik cehaletidir. Takımlarımızın oynamayı reddedip ülkemize dönmeleri de bizi mutlu etmiştir. Kendilerini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Benim önerim ise oynayacaklarsa Samsun’da, Erzurum’da, Ankara’da, Karabağ veya Kıbrıs’ta da oynayabilirler. İkisine de şampiyon kupası verilebilir. Oynamadan zaten onlar şampiyon oldular. Cahillere dersini verip geldiler.” dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü törende yaptığı konuşmada; “Gazze’de onbine yakın çocuk öldü. Batı dünyasının kılı bile kıpırdamıyor. Daha dün Rusya’nın Ukrayna savaşını başlattığı günden itibaren Rusya’nın insan hakları ve savaş suçu işlediğini söyleyenler, Gazze’de İsrail’in yaptıklarına söz bile etmediklerini maalesef üzülerek görmekteyiz. Selahattin hocam haklı olarak bunu iki yüzlülük olarak tanımladı. Ama bununla birlikte bizler bir şeyi daha gördük. Değerli kardeşlerim bugün 2023 senesini bitiriyoruz. 2023 senesi gerçekten ibretlerle dolu bir sene oldu. 6 Şubat’ta on bir ilimiz sarsıldı. Hep birlikte yıkıldık ama hep birlikte ayağa kalktık. Hep birlikte yaralarımızı sarmaya başladık. Din, mezhep ayırt etmeden hepimiz ne kadar güzel bir millet olduğumuzu bir kez daha ortaya koyduk.
Ve yine Gazze Savaşı’nda yeryüzünde herkes susmuşken, yeryüzünde hiç kimsenin gıkı çıkmazken Türkiye’deki Müslümanlar ve insanımız bu zulmün adını koymuştur. Artık yeryüzündeki büyük çoğunluk İsrail’in bu zulmüne dur demektedir. Değerli kardeşlerim bizler bir şeyi daha öğrendik bakın 2023 senesinde 100. yılımızı kutladık. Allah’a hamdolsun bağımsız bir ülkede yaşıyoruz. Ve güçlendikçe, daha güçlü olduğumuzda öyle bir dünya olacak ki bizler gideceğiz ve Gazze’yi imar edeceğiz. Belki bir daha yıkacaklar ama ve öyle bir gün gelecek, biz orayı öyle bir imar edeceğiz ki bir daha yıkmaya kimsenin gönlü varmayacak.” dedi.

Veladet programında, ‘Muhammed Kaya Semazen Ekibi’ ve Zehra Ana Çocuk Korosu da ilahileriyle coşkulu anlar yaşattı.

Koronun ardından veladet programı, Azerbaycan'dan katılan ünlü Ehl-i Beyt Meddahı Seyyid Peyman Boradigahi ve en küçük meddah olan Seyyid Hüseyin Boradigahi’nin okuduğu methiyeler ve çekiliş töreninin ardından son buldu.