Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’nde buluşan Ehl-i Beyt dostları, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Araştırmacı-Yazar Muhammet Nur Doğan ve Araştırmacı Yazar Ahmet Turgut’un konuşmalarını dinlediler.
“Çokça sevmek midir, sevgide yoğunlaşmak mıdır, aşırı sevmek?”
Yazar/Senarist Ahmet Turgut panelde yaptığı konuşmasında;“Böylesi Muharrem meydanlarında toplanan canlar yahut ekran başında Evlad-ı Resûl’ün yâdına iştirak edenler, Hüseyniyelerde, dergâhlarda, cemevlerinde Âl-i Muhammed uğruna bir araya gelen kimseleri işinden gücünden edip şu sıcakta bir araya getiren ana duygu, sevgidir şüphesiz. vefadır. Derler ki: “Aşırı sevgi, yoldan çıkarır.” Örnek olarak ekseriyetle Hristiyanların, Hz. İsa’ya olan sevgisi verilir ve “Papazlar, Hz. İsa’yı aşırı sevdikleri için yoldan çıktılar” denir. Peki, gerçekten sevgide aşırıya gitmek tehlikeli midir? İmam Hasan (a.s) “Doğru soru ilmin yarısıdır” buyurur. Ondan bir himmetle az evvelki sorunun kalbine inip yeniden düşünelim! Sevgide aşırı gitmek nedir? Nedir sevginin aşırısı? Çokça sevmek midir, sevgide yoğunlaşmak mıdır, aşırı sevmek? Sevginin kilo veya metre cinsinden bir birimi olsaydı, 10 kiloya kadar sevmek makbuldür. 40-50 kilo seversen, aşırı sevmeye girer bu” diyebilir miyiz? asla…” dedi.
“Hz. Hüseyin’in (a.s) felsefesini ve düşünce yapısını anlamaya çalışmalıyız.”
Turgut’un ardından panelde konuşan Araştırmacı-Yazar Muhammet Nur Doğan;“ Dil son derece önemlidir. Çünkü dili ancak insanoğlu kullanıyor. Bu anlamda Allah’ın emanetini yüklenen bir varlık olma halinden dolayı da konuşmak, kelimeler, düşünmek insana insaniyetini vermektedir. Ben sevginin bir sınırının olması gerektiğini düşünmekteyim. Hiç kimse, bir başkasını Allah’ın sevdiği gibi sevemez. Ehl-i Beyt’i sevmek boynumuza yüklenmiş bir görevdir. Sevgisiz iman kurak bir tarla gibidir. Bize izzet katacak şey değerlerimizdir. Sevgi de bizi bu değerlerimize götürmelidir. Bu değerler akıl, vicdan, adalet duygusu gibi şeylerdir. 1343 yıl önce yaşanan Kerbela vakasına gelecek olursak. O’nun o şehadet örneği karşısında bizler ona nasıl bir mukabelede bulunabiliriz? Yapmamız gereken herhalde şudur ki, Hz. Hüseyin’in (a.s) felsefesini ve düşünce yapısını anlamaya çalışmalıyız.” dedi.
"Ben Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’ini seviyorum."
Panelde konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmasında;“Aşırı sevgide de, aşırı nefrette de helak vardır. Çünkü aşırılıkta haktan sapma var. Bilmeliyiz ki, kim kimi seversen ahirete de onunla haşr olacaktır. Yezid’i seviyorsan gideceği yere gideceksin ve buna da razı olacaksın. Ben Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’ini seviyorum. Bunu bir Kur’an talebesi olarak söylüyorum. Uğruna ömrümü koyacak kadar seviyorum onları. Ne kadar çok derseniz, bütün mahlûkattan çok seviyorum ancak bu yaratan yanında kıyaslanmaz bile.
Biz Allah’ın sevdiği kişileri severiz, Allah’ın buğz ettiğiyle de buğz ederiz. Bizim kıstasımız budur. Sevdiğimizi de ilahlaştırmayız.
Türkiye Sünni’sinin görüşü de budur. Ehl-i Beyt’i sevmekte ve Yezid’e de nefret duymaktadırlar. Bu bütün fitnecilerin, fitnesine rağmen böyledir. Acaba düşünüyorum da Hz. Hüseyin’e (a.s) olan dostluğumuz bazen ona zarar veriyor olabilir mi?
Mahlûkat içerisinde de Hz. Muhammed’i (s.a.a) içtenlikle, her şeyden ve herkesten çok seviyoruz. Allah’ı seviyorsanız, Resulullah’a uyun ve sevginiz boşa kalmasın. Peki, Ehl-i Beyt’i nereye koyuyoruz? Peygamberimizin onları sevdiği kadar sevmeye çalışıyoruz. Peki, Ehl-i Beyt, Resulullah’ı ne kadar seviyor? Babaları Ebu Talip de dâhil hepsi Resulullah’ı canlarından çok sevmekteydiler. Hz. Ebu Talip ve ailesi de böyleydi.”dedi.
Konuşmaların ardından panelde Ehl-i Beyt dostları, Azerbaycan’ın ünlü Ehl-i Beyt meddahı Seyyid Taleh Boradigahi’nin mersiyeleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Panel, Cem TV ve Zeynebiye TV’den canlı olarak yayınlandı.
