Bahreyn İnsan Hakları İzleme Merkezi bu bağlamda yayınladığı yeni raporunda, Al-i Halife rejimi tarafından işlenen insan hakları ihlalinin zalimce tutuklama, evlere baskın düzenleme, haksız yargılamalar ve barışçıl protesto eylemlerini bastırma örneklerinde görüldüğü gibi tırmandığını duyurdu.

 

Raporda Bahreyn İnsan Hakları İzleme Merkezi, ayrıca Al-i Halife güvenlik güçlerinin vatandaşların serbest ulaşım ve dolaşımına engel olduğunu, cuma namazına engel olduğu ve vatandaşlara yönelik işkence uygulamalarına da devam ettiğini belirterek, ülkede rejim tarafından insan haklarını ihlalinin geniş şekilde yaşandığını vurguladı.

 

Batı'nın destekleri ve uluslararası camianın sessizliği eşliğinde Al-i Halife rejiminin Bahreyn halkına yönelik artan sindirme ve bastırma girişimleriyle, bu ülkede insan hakları ihlalinde yeni bir rekora imza attı.

 

Al-i Halife rejiminin cinayetleri ile ilgili yayınlanan muhtelif veriler ve raporlara bakıldığında, bu rejimin kendi vatandaşlarını bastırmak için elinden gelen her türlü cinayeti işlediği anlaşılıyor. 

 

Bahreyn'deki gelişmeler, Al-i Halife rejimi tarafından halka karşı sindirme girişimlerinin hat sayfaya ulaşarak sürdüğünü gösteriyor, her gün tutuklanan aktivistler ve muhalifler sayısı artıyor.

 

Bu durum endişe verici bir ebada ulaşmıştır. Al-i Halife rejimi, insan haklarını yoğun şekilde ihlal etmek ve halkın haklı taleplerini karşılamak yerine onları bastırmak suretiyle Bahreyn'i adeta açık bir hapishane haline getirmiştir.

 

Şu sıralarda ise Bahreyn halkı 14 Şubat devriminin yıldönümünde yeniden protesto eylemlerine başladığı, ancak rejim güçlerinin yine de ezberleri bozmayacak şekilde halka karşı şiddet kullanarak, onları bastırdığı bildiriliyor.

 

Hatırlanacağı üzere Bahreyn'de 14 Şubat 2011'de halkın ayaklanmasının hemen ardından Al-i Halife rejimi, Suudi Arabistan ve başka birkaç Arap ülkesinden Ada Kalkanı Güçleri çerçevesinde itirazları bastırmaya yardım etmek amacıyla askeri güç yardımı istedi. Bahreyn'e giren yabancı güçler Al-i Halife güçleriyle birlikte yoğun şekilde Bahreyn halkını bastırmaya devam ediyorlar. Al-i Halife rejimi, Suudi Arabistan ve Ürdün başta olmak üzere başka ülkelerden askeri güç yardımı almak suretiyle, savunmasız Bahreyn halkını bastırmak için çok uluslu bir ordu kurmuştur aslında.

 

Bahreyn'de rejimin devrimci halka karşı karnesi gelinen noktada oldukça karanlık ve kabarıktır. 

 

İnsan hakları merkezleri ve insan haklarını savunduklarını iddia edenlerin insan haklarını ne kadar Al-i Halife'ye destek politikasına kurban ettikleri konusu halkın takdirine bırakılıyor.

 

İnsan hakları aktivistleri bir raporda, uluslararası baskının Al-i Halife rejim üzerinde az olduğu için, bu ülkede insan hakları durumunun son aylarda kötüleştiğini duyurdular.

 

Amerikan Önce İnsan Hakları Grubu üyelerinden Brain Dadly şöyle diyor: Bahreyn şimdiki durumda çok tehlikeli bir noktaya gelmiştir.

 

Bahreyn yöneticileri tarafından vatandaşlık haklarının geniş şekilde gözardı edilmesi ve Al-i Halife rejiminin demokrasi kurallarına ülke yöneticiliğinde ciddi şekilde karşı gelmesi sonucu, Bahreyn siyasi ve toplumsal olarak, Orta Çağ'dan kalma yöntemleriyle idare edilen  ve yozlaşmış bir ülke olarak kamuoyu tarafından tanınıyor.

 

Bu çerçevede, Bahreyn'de gerçek demokrasi emsallerinden pek bir haber yok ve Al-i Halife rejiminin gücü kendi tekelinde tutup, yaptığı girişimlerinden dolayı totaliter eşkalı dalgalanış yapıyor ve insan hakları da en şiddetli biçimde ihlal edilmeye devam ediyor.