Kerkük olayları yaşandığı sırada Tesnim Haber Ajansı muhabiri Irak'a giderek Kerkük Valisi Rakan Said Ali Cuburi ile bir röportaj yapt.
Kerkük Valisi Rakan Said Ali Cuburi ile yapılan röportaj:
Öncelikli Altınköprü’deki sıcak gelişmeleri sorarak başlamak istiyorum. Altınköprü’de son durum nedir?
Altınköprü’ye şu an Irak ordusu girdiği ve orada kanunlar uygulandığından söyleçeliyim. Burası stratejik bir yer olduğundan karşı tarafta bulunan KDP peşmergeleri açısından önemli bir nokta. Bu yüzden de güçlerini göstermeye çalışıyor ve Altınköprü’ye topçu atışı gerçekleştiriyorlar. Doğal olarak bu saldırıdan daha çok siviller zarar gördü, sivil yerleşim yerleri tahrip edildi. Burada şu an için bir çözüm var gibi görünmüyor. Ancak taraflar bir ateşkes ya da anlaşma üzerinde ittifak ederlerse bir çözüm bulunabilir. Ya da Irak ordusu, Altınköprü’den itibaren belirli bir hat üzerindeki ilerleyişini sürdürerek KDP Peşmergelerini buradan uzaklaştırabilir. Böylece şehir ateş hattından uzaklaşmış olur.
Sivillerin tamamı şehirden boşaltıldı diyebilir miyiz?
Tamamı değil ama bir çoğu şehri terk etti diyebiliriz.
Altınköprü’de yerinden edilen insanlar Kerkük’e geçici olarak yerleşmek için geldiler o zaman öyle mi?
Evet öyle.
Ne zaman evlerine geri döneceğini düşünüyorsunuz?
Bu tamamen oradaki çatışmaların durması ve güvenlik güçlerinin çatışmaları Altınköprü’den uzat tutmak için yapacağı planlarla ilgili bir şey.
Kürt mahallelerinde Irak ordusuyla Kürtler arasında ya da Kürt nüfusla Türkmenler arasında bir takım gerginliklerin bulunduğu iddia ediliyor. Siz bu iddialara dair neler söylersiniz?
Kerkük’te operasyon için düğmeye basıldığı andan itibaren sokaklarda herhangi bir gerilim yaşanmadı. Farklı toplumlardan ve etnik kökenlerden insanlar herhangi bir intikam operasyonuna girişmediler. Kerkük’te ırak ordusunun operasyonundan önce birtakım medya kuruluşlarının başvurduğu savaş dili ve tırmandırıcı yaklaşım, insanlarda büyük çatışmaların yaşanacağına dair bir takım beklenti ve tahminlerin doğmasına yol açtı. Irak ordusu Kerkük’e girdiğindeyse, şehirdeki Kürt unsurları, Peşmerge’yi destekleyen gösteriler yaptıkları için intikam alma yönünde bazı girişimlerin olacağını düşündü. Bu yüzden de göçler oldu.
Peki Irak ordusu ve Halk Seferberlik güçleri birlikte Kerkük’e girdiler. Peki sonrasında neden Halk Seferberlik güçleri geri çekildi?
Ben vali olarak onların çekilmesini istedim.
Peki bunu neden istediniz?
İstedim çünkü aynı hiyerarşiye tabi olmayan, tek bir komutanlık altında birleşmemiş Farklı askeri yapıların sıkıntı doğurabileceğini ve hedeflenen şeylere hizmet etmeyeceğini düşündüm. Nitekim bu tür yapıların hareket etme biçimi ve insanlarla iletişime geçme tarzı farklıdır. Bir de eşkıyaların, yol kesicilerin ve kötü niyetli insanların Halk Seferberlik güçlerinin adını kullanarak onu istismar etmeye çalıştığı gerçeğini de göz önüne aldığımızda Halk Seferberlik güçlerinin Kerkük’ten çekilmesi en mantıklı yoldu. Bu yüzden şehirde sadece Kerkük polisinin ve terörle mücadele timlerinin bulunmasını talep ettik.
Siz gerek Irak’ta gerekse Kerkük’te onca yaşananlardan sonra farklı etnik kökenlerin barış içerisinde bir arada yaşayabileceğini düşünüyor musunuz?
Tarih boyunca Türkmenler, Kürtler ve Araplar olsun farklı din ve mezhep mensupları arasında olsun herhangi bir şekilde bir arada yaşama sıkıntısı olmamıştır. Son derece iyi ilişkilere sahip olmuşlardır. Toplum içerisinde ayrılıkları ortaya çıkartan şey büyük ölçüde siyasi görüşler ve tutumlardır. Şayet Irak’ta siyasiler Kerkük’ün nasıl yönetileceği noktasında kendi aralarında uzlaşırlarsa halkın herhangi bir sorunu olmaz. Kerkük tarihi boyunca bu bilinen bir şeydir. İster bir etnik köken isterse bir siyasi parti olsun kendi görüşünü karşı tarafa dayatır ve fiili bir durum yaratmaya kalkarsa o zaman bu bir arada yaşama yara almış olur ve son yaşanan nahoş durumlarla karşılaşılır diye düşünüyorum. Bir başka ifadeyle şehir içinde çoğunluğa sahip olduğunu düşünen bir kesim, tek taraflı bir tasarrufla kenti ele geçirmeye kalkarsa sorun yaşanmaya devam eder. Ama Kerkük halkının gerçek temsilcileri bir yönetim mekanizması içerisinde insaflı ve herkesi kucaklayan bir idare ortaya koyarsa bu kez durum çok farklı olur. Kerkük tarih boyunca bir arada yaşama modeli olmuş bir şehirdir.
Peki Irak yönetimiyle Barzani arasında bir barış imkanı doğarsa KDP büroları Kerkük’te yeniden açılır mı?
Şu ana kadar bir anlaşma olmadığına göre değerlendirme ona göre yapılır. Açılıp açılmayacağını bilmiyorum ancak halen gerilim devam ettiğine göre şu ana kadar bir uzlaşma olmamış demektir.
Zaman zaman DAİŞ saldırılarına ilişkin bir takım saldırı haberleri basına ve medyaya yansıyor. Sizce DAİŞ hem Kerkük bazında hem de Irak ölçeğinde tamamen bitirildi diyebilir miyiz? Yoksa IŞİD’in küllerinden doğma gibi bir durum var mı?
Örneğin Havice Operasyonu IŞİD’i ortadan kaldırma operasyonu değildi. Havice’de Operasyon başlayınca bir çok örgüt üyesi ortadan kayboldu. Bunların hepsi öldürüldü ya da tutuklandı diyemeyiz. Çoğunluğu kaçmayı başardılar. Şimdiyse bu ortadan kaybolanlar beşer onar topluluklar halinde Irak ordusuna ve ahaliye saldırılar düzenliyor. Neredeyse her gün çatışmalar yaşanıyor. Kerkük kent merkezinde de uyuyan hücreler olduğunu biliyoruz. Ben bu konuda yeni olayların olacağını tahmin ediyorum. Bir kişinin kendisini patlatabilmesine izin veren akaidi ve ideolojik zemin olduğu sürece bu yapının kontrol altına alınabilmesi mümkün değildir. Fikirlerin yok edilmesi imkansızdır. Havice’de halen bazı IŞİD unsurları vardır ve gizlenmiş durumdadır, ara sıra ortaya çıkmaktadır. Ancak önemli olan husus, IŞİD’i besleyen zemin şu an ortadan kalkmıştır ki bu olumlu bir gelişmedir. IŞİD’in işlemiş olduğu vahşi cinayetler nedeniyle halk, güvenlik güçlerine yerlerini gösterme, haklarında bilgi verme ve lojistik desteğe arana kadar her konuda yardımcı olmaktadır. Ben yine de IŞİd tamamen bitmiştir demiyorum. Dediğim insanların IŞİD tarafından abluka altına alınma, aç bırakılma, işkenceler vs. gibi kötü muamelelerinden dolayı bu örgütten nefret etmektedir ve onu var eden zemin ortadan kalkmıştır diyorum. İnsanlara kötü muameleden başka bir şey vermemiştir. Hatta IŞİD tarafından kandırılanlar dahi süreç içerisinde bu örgütün kötülükleri ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren ya örgütle aralarına mesafe koymuş ya da örgütten ayrılmışlardır.
Peki bu örgütün kökü size göre ne zaman kazınacak?
Örgütün tam olarak köklerinin kazınması gibi bir durum söz konusu olmaz. Ancak ülkede genel yönelimin IŞİD’a karşı olduğunu ve halkta bir bilinç olduğunu ve güvenlik güçleriyle dayanışma içerisinde olduğunu söylemekte fayda var. Bu da terör örgütünün giderek tükenmekte olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. İnsanları bir kez daha saflarına katma fırsatı bulamayacaktır. Üç yıldır insanlara yaptığı ortada, katliam, işkence, aç bırakma ve cinayetler. Havice’de IŞİd 6 binden fazla kişiyi tutuklamıştı. Hiçbirinden şimdiye kadar haber alamadık.
IŞİD’in arkasında yabancı istihbarat örgütlerinin ya da Batılı ülkelerin bulunduğunu düşünüyor musunuz?
Bu konuda bir bilgimiz yok. Bildiğiniz gibi Bütün ülkelerin teröre karşı katıldığı uluslararası bir koalisyon kuruldu. Batılıların hem IŞİD’i kurup hem de onunla mücadele etmesi gibi bir gariplik ortaya çıkmış olur. Siz gazetecisiniz ve bu konuyu benden daha iyi bilirsiniz. Ancak bu noktada örgütü ortaya çıkartan unsurları öğrenmek istiyorsanız, bu örgütün eylemleri en çok kimin işine yarıyor, kim bundan istifade ediyor ona bakmak lazım. IŞİD’in yaptıkları kimin işine geliyorsa bu örgütü de meydana getiren odur.
Bundan sonraki süreçte idari mekanizme Kerkük’te nasıl işleyecek? Seçimler yapılacak mı? Siz yeniden valiliğe yeniden aday olacak mısınız?
Vali tayini ve idari mekanizmayı belirleyecek olan taraf idare meclisidir. Ancak şu anda Meclis üyelerinin bulunmaması nedeniyle mecliste toplantı yeter sayısı yakalanamamakta ve meclis atıl durumdadır. Oluşumların temsilcileri ve siyasi partiler arasında anlaşmaya varmak için gerçek bir diyalog bulunmamaktadır. Yeni yönetimi oluşturacak tek yol meclisin bir araya gelerek toplantılarına yeniden başvurmasıdır.
Bir başka önemli husus Irak parlamentosunda Kerkük’teki seçimlere ilişkin görüşmelerin ertelenmiş olmasıdır. Şehrin şu an kendisine has bir seçim yasasına ihtiyacı bulunmaktadır. Ben şahsen valilik görevime devam edip etmeyeceğime henüz karar vermiş değilim.
Peki bu konudaki görüşmeler ya da müzakeler sürüyor mu?
Şu an için bir görüşme yok.
Peki bu konuda bir ümit var mı?
Şayet anlaşma olmazsa kent, yasama ve denetim organı olmaksızın varlığını sürdürmek durumunda kalır. Böyle olursa da kentteki işlerin halledilmesi zorlaşır. .
Peki Kerkük’teki operasyonun ardından alt yapı hizmetlerinde herhangi bir sıkıntı yaşandı mı?
Operasyon yapılırken tabii, su ve elektrikle ilgili bazı alt yapı tesisleri saldırıya uğradı. Bu yüzden de operasyonun ilk günlerinde elektrik ve su şebekelerinde ciddi aksaklıklar yaşandı. Elektrik ve su verilemedi. Ancak sonra yaptığımız müdahalelerle bu sıkıntıyı giderdik, an itibarıyla su ve elektirik hizmetlerinde bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Hizmetler konusunda dünyanın başka kentleriyle kendimizi kıyaslamıyoruz ancak Irak, Kerkük Irak’ın hizmetler konusunda en iyi durumdaki kenti diyebiliriz.
Bir vali olarak değil ama bir Irak vatandaşı olarak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi başkanı Barzani’nin istifasının ülkedeki sıkışmayı rahatlatacağı ve çözümünn önünü açacağını düşünüyor musunuz?
Bence Kürdistan sınırları içerisinde karar alan taraf, Barzani istifa etmiş olsa bile yine onun ailesidir diye düşünüyorum.
Yani size göre Barzani’nin istifası sadece şekli bir istifa mı?
Evet bence şekli bir istifa. Benim Kürt siyasal tarihinden edindiğim tecrübe, Barzani her ne kadar ön plana çıkmasa da karar mekanizmalarının onun elinde olduğunu bizlere gösteriyor.
Türkiye’nin son dönemlerdeki tutumuyla ilgili bir şey söylemek ister misiniz? Özellikle Kürt bölgesel yönetimiyle ihtilaf konusunda Irak merkezi yönetimini desteklemesi noktasında.
Unutmamamız gereken şey, Irak’ın yönetim üslubunun eskisinden artık çok farklı olduğudur. ilk çarpma etkisi atlatıldıktan sonra ilişkiler farklı bir boyut kazanmaya başladı. Bağdat’ta Türkiye’ye karşı olumsuz bir tutum söz konusuyken Başbakan İbadi, esnek ve dışa açık bir bakış açısıyla iki ülke arasındaki ilişkilere farklı bir yaklaşım getirdi.
Tabii Türkiye kardeş ve komşu bir ülkedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Türkiye, son zamanlara kadar Irak’taki bütün farklı etnik gruplara aynı mesafedeydi. Kriz dönemlerinde arabuluculuk yaparak önemli hizmetler gerçekleştirdi. Kerkük konusunda bizlere çok yardımı olmuştur. Şahsi kanaatim özellikle şu an Irak yönetiminin esnek ve yumuşak yaklaşımı taraflar arasında güveni sağlamıştır.