İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari, Türkiye ve İran’ın Suriye konusunda ana ilkeler üzerinde anlaştığını açıkladı.
Fars haber ajansının bildirdiğine göre İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari, Tahran’ı ziyaret eden Rus Meslektaşı Mihail Bogdanov’la görüşmesinin ayrıntılarını açıkladı.
Hüseyin Cabiri Ensari, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in Ankara ziyaretinin ayrıntılarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Suriye krizinin başından beri Türk hükümetiyle her zaman sorunun çözümü konusunda istişarelerimiz olurdu. Dışişleri Bakanımız Zarif’in son Ankara ziyaretinde de bu konu hakkında görüş alışverişi yapıldı.
Bu ziyarette Suriye krizinin çözümü konusundaki ana ilkeler, iki ülkenin öngördüğü ortak ilkeler ve özellikle de Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin korunması konularında genel olarak anlaşmaya varıldı.
Ayrıca her iki taraf da Suriye halkının oylarıyla kapsamlı bir ulusal hükümetin kurulması konusunda mutabık kaldılar.
Bunlar, gerçi genel ilkelerdir; ancak bu konuda anlaşmak için bu ana ilkelerin Suriye krizine tercümesine dair başka ön adımlar atılabilir.”
Genel konularda anlaştık
Türkiye ile İran’ın iki ülkenin siyasi heyetlerinin ana ilkelerin uygulamaya geçirilmesine dair ayrıntılar üzerinde hızlı görüşmeler yapma konusunda mutabık kaldığını belirten Cabiri Ensari, “Bölgesel krizlerde etkili olan ülke ve aktörlerin ortak ilkeler doğrultusunda yapacağı istişareler krizden çıkış yönünde hareket edilmesinin zeminlerini yaratabilir” dedi.
Suriye krizinin devam etmesinin bölge halklarının ve ülkelerinin yararına olmadığını belirten Hüseyin Cabiri Ensari, bu krizin devam etmesinin Suriye krizinin sürmesini kendi çıkarlarına uygun gören uluslararası güçler için de tehlikeli olacağını söyledi.
Hüseyin Cabiri Ensari, “İran-Rusya-Türkiye üçlüsünün kurulmasını ne kadar gerçekçi görüyorsunuz” şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi:
Ana ilke, yabancı ülkelerin Suriye halkı adına karar vermemesidir
“Başka ülkelerin hassasiyetlerini tahrik eden üçlü ve benzeri ittifak kalıpları oluşturmak yerine krizde etkili olan başka ülke ve tarafların görüşlerini yaklaştırma ve ortak görüşe ulaşma peşinde olmalıyız. Eğer çeşitli aktörler arasında çözüm yönünde böylesi bir nispi ortak görüşe ulaşabilirsek o zaman hedefe yaklaşmış oluruz.
En önemli ilke şudur: Hiçbir yabancı aktör bölge halkları adına karar vermemelidir. Onlar, bölge halklarının oylarına dönülmesinde kolaylaştırıcı olmaya özen göstermelidir.
Eğer bölge ülkelerinde ve diğer uluslararası aktörlerde bu genel ilke üzerinde görüş birliği oluşursa krizin çözümü yönünde hareket edilebilir.
Amaç ittifak yapmak değil ortak görüşe ulaşmak
Bu çerçevede biz, ittifaklar ve kapalı kalıplar oluşturma peşinde değiliz. İran İslam Cumhuriyeti olarak biz, bölgesel ve uluslararası aktörler arasında ortak ilkeler belirlenmesi için çaba gösteriyoruz.
Elbette bazıları doğru ya da yanlış bir şekilde bölge içindeki krizlerin, çatışmaların ve savaşların sürmesini kendi çıkarına görüyor. Dolayısıyla bunlarla ortak bir ülkede buluşabilmek mümkün değil. Ama görüş birliğine varanların sayısı artarsa mevcut çıkmazdan kurtulmanın yolu açılır.
Bu çerçevede biz, Rusya ve Türkiye’deki dostlarımız ve kardeşlerimizle, bölgedeki ve uluslararası düzeydeki diğer aktörlerle istişarelerimizi sürdüreceğiz, bu aktörler bölgenin bugünkü krizlerinden kurtulmasına yardım edebilir.”