Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

"Sabrımızın Sınırı Var"

"Bizim nükleer müzakerelerle meşgul olduğumuz iki buçuk yıl zarfında Arabistan müzakereleri çarpıtmak için elinden geleni yaptı ve biz kendimize hâkim olduk. Ancak bunun da bir sınırı vardır" 

27 Nisan 2016

Amerikan The New Yorker dergisine konuşan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif şu açıklamalarda bulundu: Bölgesel sorunlar bizim birinci önceliğimizdir ve biz genel ve özel olarak diyalog için gerekli önerileri sunduk.
 
Bu öneriler özellikle Arabistan tarafından dikkate alınmadı. Biz, Fars Körfezi ülkelerinin sekiz yıl süren savaşta Saddam Hüseyin’e destek vermelerinin ve ardından Saddam’ın onların aleyhinde faaliyetlere giriştiği günden beri kendimizi kontrol etmeye başladık. Bizim nükleer müzakerelerle meşgul olduğumuz iki buçuk yıl zarfında Arabistan müzakereleri çarpıtmak için elinden geleni yaptı ve biz kendimize hâkim olduk. Ancak bunun da bir sınırı vardır.
 
Cevad Zarif, kendisine “Nükleer anlaşmayla ilgili ne gibi sorunlar bulunmaktadır?” sorusunu şöyle yanıtladı: En önemli sorun, Amerika’nın sekiz yıl boyunca en ağır cezaları uygulamasının ve herkesi İran’dan uzaklaştırmasının ardından şu anda kendisini bir kenara çekmesidir.
 
Zarif “Acaba nükleer anlaşma bozulmayla karşı karşıya mıdır?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: Hayır. Nükleer anlaşma kendi yerindedir. Ancak eğer taraflardan biri anlaşmaya uymayacak olursa bu durumda anlaşmanın temelleri sallanmaya başlayacaktır.
 
İran’ın füze denemelerine de değinen Cevad Zarif şöyle ekledi: Herkesin tutumlarını kontrol edebileceği kompleksine kapılmak Amerika’nın sorunudur. Füze denemeleri yapmak bizim doğal hakkımızdır ve bu füzelerin sadece savunma amaçlı olduğunu açıkça ifade ettik. Bu füzeler, nükleer başlık taşıma kabiliyetine sahip olacak bir şekilde üretilmemiştir. İran-Irak savaşında İran’a fırlatılan füzeleri hatırlıyorsunuzdur. O dönemde bizim kendimizi savunacak bir şeyimiz yoktu. Dolayısıyla o şartların tekrarlanmasına izin veremeyiz. Burada sizler bize borçlusunuz. O dönemde bizim sivil halkımızı kimyasal silahlarla vurması için Amerika uçakları Saddam Hüseyin’e bilgi taşıyordu. Biz, savunma alanında hiç kimseye bir şey borçlu değiliz.
 
The New Yorker dergisine verdiği röportajın sonlarında Suriye konusuna da değinen Cevad Zarif şöyle devam etti: Bize göre Beşar Esad’ın geleceği Suriye halkının elindedir ve bana göre o, geleceğini Suriye halkının ellerine teslim etmekten mutluluk duyar.
 
Cenevre’de müzakerelere katılan muhaliflerden bazıları “eğer Beşar Esad yarın gitmezse biz savaşa başlarız” diyorlar. Esad’ın gitmeyeceğini herkes biliyordu. Bu sürecin 18 ay süreceğini ve 18 ayın sonunda Suriye halkının ne şekilde seçimleri düzenleyecekleri hususunda karar alacaklarını da herkes biliyordu.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.