Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

"Amerika Karşısında Geri Adım Atmak Olmaz"

"Amerikalılar da büyük Ortadoğu oluşturmak istediklerini ilan ettiler. Burada kasıtları şu idi: Batı Asya bölgesinde, İslam ülkelerinin kalbinde Siyonist rejimin devletini bölgedeki tüm kalplere musallat etmek. Hedef bu idi" 

22 Mart 2016

İran İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei, İmam Rıza -as- külliyesinde ziyaretçilere ve kutsal Rezevi türbenin çevresinde yaşayan halka hitaben yaptığı konuşmada, Amerika'nın İran milletine yönelik düşmanlığı devam ettiğine işaretle, İran İslam cumhuriyetinin hiç bir zaman Amerika'nın karşısında ilkelerinden ve tutumundan geri adım atmayacağını belirtti.
 
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei, Amerika yönetiminin İslami nizamı bölgede ve Filistin'de, Gazze'de, Yemen'de ve Bahreyn'de mazlum milletlere destek vermekten vazgeçirmeye ve bu milletlere siyasi destek vermemeye zorlamaya çalıştığını ifade etti.
 
Ayetullah Hamenei Amerika elebaşılığındaki küresel istikbar ve sulta düzenin, Filistin, Suriye ve Irak meselelerinde aciz olduğunu ve bu acizliğini İran'ın yüzünden gördüğünü vurguladı.
 
Bercam nükleer anlaşmasına da işaret eden Ayetullah Hamenei, Amerika yönetiminin nükleer anlaşmada üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve yaptırımları sürdürdüğünü kaydetti.
 
Bölgede bazı ülkelerin siyonist rejim İsrail'le uzlaştığını kaydeden Ayetullah Hamenei, bu zümrenin İran İslam cumhuriyetinden de siyonist rejimle uzlaşmasını istediklerini ifade etti.
 
Ayetullah Hameneinin konuşmasının satır başları: 
 
- Amerikalıların zihinlerindeki politika, İran’ın iki yol arasında seçim yapmak zorunda olması ve bu yollardan birini seçmekten başka çaresinin kalmamasıdır. İran halkı bu yollardan birini seçmek zorundadır! Bu iki yol, Amerika ile anlaşıp sürekli olarak Amerika’nın baskılarına ve Amerika’dan kaynaklanan sorunlara tahammül etmemizdir. Amerika ile anlaşmak, başka herhangi bir ülkeyle anlaşmak gibi değildir. Çünkü Amerika Devleti zengin ve geniş yayılım ağlarına sahip aynı zamanda tehlikeli silahları olan ve birçok imkâna sahip bir ülkedir. ‘Amerika ile anlaşma sağlayan diğer ülkeler’ demek; Amerika’nın bu ülkeler lehine geri çekilmesi değil de, bu ülkelerin Amerika’nın yararına geri planda durmasıdır. Amerika ile anlaşmanın doğası budur.
 
Yani eğer karşı taraftaki Amerika gibi dünya çapında para, aktif diplomasi ve çeşitli imkânlara sahip bir ülke ise, insanın uğruna direndiği şeylerden vazgeçmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Bu Amerika’nın politikaları doğrultusunda kaçınılmaz yollardan ikisidir.
 
- Ya Amerika ve onun istekleri karşısında boyun eğip, Amerika tarafından yönelen baskılara, tehditlere ve zararlara tahammül etmeliyiz. Onlar bu konuyu toplumdaki elit kesim arasında gündem konusu haline getiriyor ve zamanla bunu genel olarak insanlar arasında yayıyorlar. Ülkenin içinde ve dışında çeşitli şekillerde ve farklı beyanlarla da, bu düşünceyi dünya medyasında yayıyorlar.
Tabi içeride de bu düşünceyi kabul edenler var. Kabul ettiler ve başkalarına da kabullendirmek istiyorlar. Onların, yani karşı akım oluşturan kitlenin söylediği şey, İran’ın ekonomik kapasitesinin çok fazla olduğu ve anlaşmadaki hedefin İran’ın bu kapasitelerini kullanabilmesine olanak tanımasıdır. Şimdi ise onlara göre bu anlaşma yeterli değil ve başka konularda var. Bu konularda da İran halkı ve Hükümeti karar vermeli ve harekete geçmeli. Mesela bu gün batılıların Ortadoğu dediği Batı Asya’da, birçok kargaşa ve çatışma var. Bu bütün bölge için bir sorun. Eğer sizin ülkenizin bu
sorundan kurtulmasını istiyorsanız, sorunun yatışması için çalışmalı ve Amerika ile masaya oturmalısınız. Seçeceğiniz model ve örnek, tıpkı Amerika’nın istediği model olmalıdır.
 
- Ya da başka sorunlarımız var, birçok anlaşmazlıklarımız var önce bunları çözmeliyiz ve bitirmeliyiz. Şimdi bu anlaşmazlıkların çözülmesi için İran halkı kendi ilkelerinden ve kırmızı çizgilerinden vazgeçmelidir; karşı taraf ilkelerinden ve değerlerinden vazgeçmiyor ama biz, ülke kapasitesinden yararlanabilsin ve olağan üstü bir ekonomiye ulaşabilsin diye kendi ilkelerimizden vazgeçmeliyiz! Söylemek istedikleri bu. Bu yüzden anlaşma sağlanan nükleer meselenin ismini Bercam olarak adlandırdık; ülke anayasasında ve bölgedeki yasalardaki diğer Bercamlar; Bercam 2, Bercam 3 ve diğer Bercamlar oluşturulmalı ki rahat yaşayabilelim. Bu düşünceler toplumdaki elit kişiler arasında, elit kişiler tarafından toplumun geneline yayılmaya çalışılıyor.
 
- Bu sözün manası nedir? Bu sözün manası İslam Cumhuriyeti Hükümetinin dayandığı değerlerinin ve ‘İslam Hükümleri’ gibi asıl konulardan İran İslam Cumhuriyeti’nin vazgeçmesi demektir. Filistin ve bölgedeki direnişi desteklemekten vazgeçmesi demektir. Karşı tarafın olmasını isteği şey, yani bölgedeki Yemen, Bahreyn ve diğer mazlum halklara siyasi destek sağlanmaması demektir. Bunun anlamı, bu gün bazı Arap ülkelerinin kepazelikle dostluk elini Siyonistlere uzattığı gibi, İslam Cumhuriyeti’ninde bu rejimle barışmasıdır. Tabi hikâye bununla da bitmiyor. Bu aynı zamanda, eğer Amerika istemezse İslam Cumhuriyetinin kendi savunma araçlarını bile kullanmaktan vazgeçmesi anlamına geliyor.
 
Füzeler konusunda nasıl yaygaralar kopardılar. Neden uzun menzilli füzelere sahipler? Neden hedefe tam isabet ettiriyor, kusursuz nişan alıyorlar? Neden deneme yaptınız? Neden askeri tatbikat yaptınız? Ama Amerika, ülkesinden kilometrelerce uzakta bulunun Fars Körfezinde ara ara bölge ülkelerinden biriyle
 
tatbikat gerçekleştiriyor, hem de burada hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen. İran, kendi bölgesinde ve kendi güvenlik sınırları içerisinde tatbikat yapmaktadır. Buna rağmen bu ülkelerden neden deniz ve hava kuvvetleriniz bunu gerçekleştirdi gibi kavga sesleri yükselmektedir.
 
Hikâye bundan daha büyüktür. Yavaş yavaş konuyu Kudüs Ordusunu neden kurdunuz? Neden ordu kuruldu? Neden İslam Cumhuriyetinin iç meseleleri anayasaya göre ve İslam’a mutabık olmalıdır gibi konulara kadar çekecekleridir. Siz düşman karşısında direnebildiğiniz halde, geri çekilirseniz düşman öne geçer ve durmaz. Bu defalarca arz ettiğim bir konudur. Bu İslam Cumhuriyetinin değişen batınıdır. Zahiri olarak ta kalabilir ama içeriği tamamen boşalacaktır. Düşman bunu istemektedir. İslam Cumhuriyeti ve İran halkı, düşmanın, seçkinlerin ve genel olarak halkın zihinlerine aşılamaya çalıştığı fikirlerden ve Amerika’nın şerrinden güvende olmak istiyorlarsa İslam Cumhuriyeti ve İslam’ın içeriğinden vazgeçmemeliler. İslami kavramlardan ve kendi güvenliklerinden vazgeçmemeliler. Bu analizde birkaç nokta görmezden gelinmiştir.
 
-  Nükleer konuda Amerikalılarla yaptığımız anlaşmada: Bu olayda da yine Amerikalılar verdikleri sözleri tutmadılar. Yapmaları gereken şeyleri yapmadılar. Dışişleri Bakanımızın tabiriyle, kâğıt üzerinde bir şeyler yaptılar ama çeşitli sapkın yollarla İslam Cumhuriyetinin hedeflerinin gerçekleşmesine engel oldular.
 
- Bugün batı ülkeleri ve onların etkisinde olan kimseler ve bizim banka işlemlerimiz baştan başa sorunlarla karşı karşıyadır ve servetimizi geri getirmemiz sorunludur. Konuyla ilgili araştırma yaptığımızda Amerikalılardan korktukları ortaya çıkmaktadır ve yaptırımları kaldıracağız diyorlar ancak yaptırımların kaldırılmasının bir etkisinin hiçbir şekilde oluşmaması için çalışıyorlar.
 
- Bazı kişiler Amerika ile oturup müzakere etmemizi ve anlaşmamızı bekliyorlar ama bu kişiler bir konuda gaflet etmektedirler ki biz tüm sözlerimizi yerine getireceğiz ancak karşı taraf çeşitli yollara hileye başvuracak ve sözlerini yerine getirmeyecek. Bu bizim açık olarak gördüğümüz bir durumdur yani bu açık bir zarardır.
 
- Batı Asya bölgesinde, sizin değerli ülkeniz bölgenin gülüdür. İlk olarak, stratejik konumu bakımından benzersizdir. Petrol ve doğal gaz kaynakları bakımından da hem bölgede ve bir bakışta tüm dünyada ayrıcalıklara sahiptir. Petrol ve doğal gaz dışında başka kaynaklara da sahiptir. Bölgenin bu gülü bir zamanlar tüm Amerika'nın sömürgesi altında idi. Her istediklerini yapıyorlardı, tüm zenginlikleri çalıyorlardı ve zorba bir devletin zayıf bir devlete yapabileceği her şeyi bize yapıyorlardı. Burayı kendi kontrolleri altında görüyorlardı. İslam İnkılâbı bu ülkeyi onları ellerinden kurtardı ve İnkılâb lakabı Amerikalıların aklından çıkmamaktadır. Onların düşmanlığı son bulduğu zaman ülke üzerindeki bu etkiyi tekrar kuracaklardır.Hedefleri budur.
 
- Elbette işlerini biliyorlar ve siyasetçidirler, bu nedenle adım adım hareket etmek gerekir. Gözü açık olmalıyız. Uyanık olmalıyız. İslam Cumhuriyeti sadece İran'ı bunların elinden kurtarmakla kalmadı, sergilenen direniş ruhu ile öyle bir cesaret gösterildi ki, diğer ülkelerin de teşvikine sebep oldu. Biz şunu görmekteyiz ki; bölgede hatta bölge dışında olan çeşitli ülkelerde "ölüm sana Amerika" sloganları duyulmaktadır. İran milleti, direnebileceğini göstermiş ve bunun sonucunda diğerleri de öğrendi ve tamamen Amerika'nın elinden kurtuldu.
 
- Amerikalılar da büyük Ortadoğu oluşturmak istediklerini ilan ettiler. Burada kasıtları şu idi: Batı Asya bölgesinde, İslam ülkelerinin kalbinde Siyonist rejimin devletini bölgedeki tüm kalplere musallat etmek. Hedef bu idi. Şuan bakınız ki, büyük Ortadoğu projesini dile getirenler Filistin, Irak, Suriye ve Yemen olaylarında çıkmaza girmişlerdir. Onları, İran'ın gözünden görmektedirler. Onların düşmanlığı İslam Cumhuriyeti ile böyledir. Bir parça ve iki parça üzerinde değildir. Temel bir meseledir. Eski sömürgelerini elde edebilmek amacıyla bu yönde hareket etmektedirler.
 
- Düşman ülkeye etki edebilmek amacıyla çeşitli yolları denedi öyle ki bunlardan birisi korku idi. Ancak bugün İslam Cumhuriyetinde, bilinçli ve dini değerlere bağlı kimseyi bulamazsınız ki Amerika'dan korksun. Millet korkuyu kendinden uzaklaştırmıştır. Sadece Amerika'dan değil belki tüm zorbalardan korkmayı kendinden uzaklaştırmıştır.
 
- Düşmanın ülkemize nüfuz etmek amacıyla kullandığı kalelerinden biri öz güveni yıkmaktı. Kendine güvenmemek. Milli benliğe güvenmemek. Diğer bir kale din ile siyaseti ayırmaktı. Şuna inanmakta idiler ki, din toplumsal ve siyaset alanına karışmamalıdır. Hala din ile işi olmayan kişiler kendi yerinde, dindarlar hatta bazı din âlimleri dahi İslamın siyasi konulara karışabileceğine inanmıyorlardı. Öyle ki, İslamın doğuşunun ilk yılları siyasi mücadelelerle olmuştur. Peygamber Ekrem (s.a.a)'in ilk yaptığı iş Medine'de hükumet kurmaktı ancak bu düşünceyi zihinlere sokmuşlardı. İslam Cumhuriyeti bu kaleyi de yıktı. Bu gün ülke meseleleri konusunda kanuni ve İslami açıdan gençler üniversitelerde çalışmalar yapmaktadır.
 
- Düşmandan kasıt Amerikan devletidir. Bizim Amerikan halkı ile bir sorunumuz yoktur. Bizim hiçbir halkla sorunumuz yoktur. Bizim siyasetçilerle işimiz vardır, düşman onlardır. 
 
- Amerika açıkça bize düşmanlık beslemektedir. Burada kastımız Amerikalı siyasetçiler ve onların yaptıkları siyasettir. Bizleri başka yaptırımlarla tehdit ettiler. İran'ın kazanç sağlayamaması amacıyla Amerikan hazine bakanlığı gece gündüz çalışmaktadır.
 
- Kültürel konular oldukça önemlidir ve ben bunlara çok önem veriyorum. Kültürel çalışma yapan sivil toplum grupları öyle ki ülkenin çeşitli bölgelerinde binlerce STK bulunmaktadır, hükumet yetkilileri bunlara destek olmalıdır ve İslami değerleri kabul etmeyen kişilere kucak açmak yerine kucaklarını Hizbullahçı ve inkılâpçı çocuklara açmalıdırlar.  Kültürel çalışmalar değerli bir şekilde yapılmaktadır ve tüm alanlarda inkılâpçı gençler çalışma yapabilirler, bu gün ve yarın gençler içindir. Gençler şunu bilmelidirler ki, eğer sahada olursanız ve kendinize güvenirseniz Amerika ve Amerika'dan büyük hiç kimse size her hangi bir yanlış yapamaz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.