24 Temmuz 2015
Muhalefet partilerinin ‘doğrudan tanıma’ vurgusunu metne dahil etme çabaları çoğunluğu oluşturan koalisyon partilerine takılınca metinde sadece 18 Haziran açıklamasına atıfla yetinildi. Koalisyon partilerinin karar başlığının “Ermeni soykırımının tanınmasına ilişkin karar” yerine “Ermeni soykırımının 100. yılının anılmasına ilişkin karar” şeklinde bırakılmasını tercih etmeleri de dikkat çekti.
‘TÜRKİYE SORUMLU DEĞİL’
Türkiye’ye 1915 Olayları'nı “soykırım” olarak tanıma çağrısı yapan kararın en dikkat çeken unsurlarından birini “Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerinin yaşadığı dramdan bugünkü Türkiye’nin tarihi ve ahlaki olarak sorumlu tutulamayacağı” vurgusu oluşturuyor. Karar, Michel’in Türkiye’yle köprüleri tamamen atmama çabasını yansıtıyor.
TÜRKİYE'DEN KINAMA
Belçika Parlamentosu’nda alınan kararın ardından Türk Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayımladı. Açıklamada şöyle denildi:
“Belçika Temsilciler Meclisi’nde 23 Temmuz 2015 tarihinde kabul edilen ‘Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümünün anılmasına’ ilişkin kararla ülkemiz Belçika tarafından bir kez daha haksızca itham edilmiş, tarihi gerçekler çarpıtılmış ve hukuk yok sayılmıştır.
Söz konusu karar, anılan ülkede, 2015 yılının başından bu yana, Türk kimliğini ve tarihini karalamaya yönelik bir kampanyaya dönüşen faaliyetlerin son halkasını teşkil etmiştir. Belçika Başbakanı Charles Michel’in 18 Haziran 2015 tarihli açıklaması, farklı görüşler beyan eden siyasetçilerin maruz bırakıldığı anti-demokratik ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmayan uygulamalar ve son olarak da, Temsilciler Meclisinin 23 Temmuz 2015 tarihli kararıyla ortaya çıkan vahim tablo, Belçika Türk toplumu tarafından da esefle karşılanmış ve ikili ilişkilerimizi derinden etkileyecek hale gelmiştir.
Avrupa’nın ekonomik kriz dahil olmak üzere ciddi sınamalarla karşı karşıya bulunduğu bir dönemde, Temsilciler Meclisinin kendi vatandaşlarının refahını sağlamak için harcaması gereken mesaiyi, Türkiye-Belçika ilişkilerinin doğasına yabancı, üzerinde tarihi, hukuki, akademik ya da siyasi uzlaşı bulunmayan bir meseleye vakfetmesini ve bu meselenin adeta bayraktarlığını yapmasını anlamak güçtür.
Alınan bu ve benzeri kararların Türk-Ermeni uzlaşmasına hiçbir şekilde hizmet etmediği anlaşılmalıdır. Tarihimizi haksızca itham eden, tarihi gerçekleri ve Türk milletinin hafızasını hiçe sayan bu kararı şiddetle kınıyoruz.”