Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez, Kâbe’ye tepeden bakan gökdelenleri eleştirerek, “Eski Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Ali Bardakoğlu ile ilk geldiğimizde 20’nci katta oda ayırdılar. Pencereyi bir açtım, dizlerim titremeye başladı. Aşağı inip, yer katından bir yer seçmeye çalıştım.
Hac Bakanı’na anlattım, ‘Bizim kültürümüzde, Kâbetullah’ı tepeden izlemek yok’ dedim. ‘O zaman uçakla nasıl geçiyorsunuz’ diye yanıtladı. Bu da bir bakış açısından kaynaklanıyor” dedi.
Mekke’de gazetecilere konuşan Görmez, şunları söyledi:
Tarihsizleştirme
Hac ibadeti iç içe geçmiş 6 büyük yolculuk. En çok ihmal edilen husus ise insanın kendi iç dünyasına yaptığı yolculuk.
Hac ibadetinin önemli gayelerinden biri de kardeşlerle buluşma. Modern zamanlarda haccın içinde de bireyselleşme egemen olmaya başladı. Her ülke kendi gettosunu kuruyor. Müslümanlar, Kâbe’yi görünce bütün kardeşlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe’ye kardeşlerimizle buluşmaya geldik ama herkes ‘nefis nefis’ diyor.
Haccın asıl gayesi Allah’a yolculuk. Kâbe’de tavaf ederken başka duaları dinliyorum, acaba ne duası ediyorlar diye. Müslümanlar Kâbe’yi görünce bütün kardeşlerini unuttular. Duanın kahir ekseriyeti bireysel, yani kendine dualar. Halbuki dualar, bütün varlık, insanlık, Müslümanlar için olmalı.
Müslümanların bugün yaşadığı en büyük sorun dini algılamadan kaynaklanıyor. Dinin metinlerini öğrenmek yetmiyor. Yanlış anlaşılan bir din, insanın bütün potansiyellerini yok eder, doğru anlaşılan bir din, su ve hava kadar tabiidir. Din ile hayat arasındaki ilişki doğru kurulamadığı zaman Müslümanlar arasında ayrışma devam eder.
Kutsal topraklarda tarih her geçen gün yok oluyor. Keşke bu topraklarda bir tarihsizleştirme sorunu yaşamasaydık. Keşke tarih korunabilseydi. O zaman çok daha iyi güzellikler olacaktı. Kâbe, Sefa-Merve, şeytan taşlama ve kurban bir simge. Hac ibadeti bir anlamlar ve semboller dünyasıdır.
Bu sembollerin arkasındaki manayı kaybeden, haccın gayesini de kaybeder. Kâbe aslında dört duvardan oluşan yapı. Bakmayın üzerine simli, altınlı kumaşlar giydiriyoruz. Ama Hz. İbrahim onu sade taştan, dört duvar olarak yaptı. Süslü şeyleri sonradan giydirdik. Kâbe, Hz. İbrahim’in yaptığı bir bina. Ama Allah kalbi inşa etti.