Bugün Hz. Fatıma'nın doğum günüdür, Fatıma, evrenin, varlığıni kainatın bir numarasıdır, merkezidir, anasıdır. O, sıradan bir kadın değil, Allah O'nun özene bezene yaratmıştır, daha evren yaratılmadan O'nun nuru Allah'ı takdis ve tespih etmekteydi. Fatıma, evren yokken vardı, madde yokken vardı. Fatıma'nın adı, cennetin kapısındaydı.
Fatıma cennetin sahibesi, melikesi ve seyyidesidir. Fatıma'nın nutfesi de özel hazırlandı, cennetten meyveler Hz. Muhammed (sav) ve Hz. Hatice'ye takdim edilmiş, Hz. Fatıma'nın nutfesi o meyvelerden oluşmuştur. Bu nedenle peygamberimiz cenneti özledikçe Fatıma'yı öper koklardı. Fatıma özeldir, sıradan değil, herhangi bir kadın değildir. Bugün O doğdu, O'nun doğumunu adıyla müzeyyen Zehra Ana Derneği'nin organizesiyle burada bulunmaktayız.
Yine herzamanki gibi Fatıma aşığı bayanlarımız yüzümüzü ak ediyor, Allah sizin yüzünüzğ ak etsin, bayramınız kutlu olsun. Bugün sizin gününüz, haklı birgün, Müslüman Kadınlar Günü olduğu için de sizi kutluyorum. Allah Fatıma'yı ve sizin O'nu ihtişamla anmanızı, iki cihandaki saadetinize vesile kılsın, İmam-ı Zaman'ın gözü aydın olsun, Rasulullah'ın gözü aydın olsun, Fatıma doğdu.
İyi ki doğdu, O olmasaydı, kız çocuğu örneği, eş örneği, ana örneği, kadın örneği kim olacaktı, nasıl olacaktı? Fatıma bunların hepsinin kusursuz örneğini sunmuştur bize. Ömrü çok kısa ama insanlığa verdiği çok şey var. İlmiyle, irfanıyla, 4 yaşından itibaren annesi Hatice'nin yerine onun sorumluluğunu alarak Rasul-ü Ekrem için mücadele etmiş ve babasının annesi olmuştur.
Babasının ölümünden sonra birkaç ay yaşamasına rağmen velayetin de ilk şehidesi olmuştur, Gadir Hum'da ilan edilen Velayet'in ilk kurbanı olmuştur. Bize Fatıma hiçbir şey vermeseydi, Hasan, Hüseyin ve Zeyneb'i vermiştir, dünya Fatıma'dan başka ne ister? Hüseyin vermiş, Zeyneb vermiş! Mehdi vermiş bize, Allah zuhurunu acil etsin.
Ayrıca bugün İslam dünyasına harika bir ufuk açan, birlik ve dirliğini hedef edinen ve yeniden uyanışını sağlayan Fatıma zürriyesinden Hz. İmam Humeyni'nin de doğum günüdür, ruhu şad olsun. Bir çığır açtı, emperyalizmi ve siyonizmi çılgına çevirdi. Ama ne edeyim ki, siyonizme ve emperyalizme karşı, zıdd-ı tağut bir dine mensup olmasına rağmen, tağuta hizmet etmekte yarışan himmetsiz, gayretsiz kardeşler görüyoruz, Allah ıslah etsin onları da.
İran İslam İnkılabı 1.5 milyon şehit verdi, İslam'ın birliği-dirliği için, emperyalizmin ve siyonizmin uşaklık ve köleliğinden kurtarmak için. Bu da ancak birlik ve dirlikle olur, ne yazık ki, bir takım himmetsiz ve gayretsiz insanlar, mülkü Allah'ın değil Amerika'nın elinde biliyorlar ve Amerika'ya hizmet yarışına girmişlerdir. Allah ıslah etsin ne diyeyim.
Fatıma, Âlemin Merkezidir
Hz. Fatıma, bütün kadınların şahıdır. Adem'den kıyamete kadar bütün kadınların hanımefendisidir. Ben diyorum ki, Fatıma, bütün kadınların ve erkeklerin şahıdır.
Birçok sahih Sünni kaynaklarında yazıyor ki, değil sıradanların, cennetlilerin efendisi, şahıdır. Fatıma, vilayetin kurbanı, imametin annesidir. Fatıma, Dr. Şeriati'nin dediği gibi, Fatıma, Fatıma'dır, Fatıma kimseyle kıyaslanmaz. Fatıma kimseyle yanlış mukayese edilemez. Fatıma, eşsizdir, tektir, O'nunla hiçbir kimse kıyaslanmaz, kimse O'nunla fazilet yarışına giremez. Kategori olarak farklıyız, bir tarafta Fatıma, diğer tarafta bütün alem, yine de Fatıma ağır basar.
Hz. Muhammed (sav) fahr-i alemdir, O, embiyanın, resüllerin şahıdır. Ali Murtaza evliyanın şahıdır, O'nun adı olduğu yerde başka yiğitlikten bahsedilmez. Ali bir yerde durur, diğerleri kendi aralarında kıyaslanır. Ali'nin Kerbela'daki diğer oğlu Ebulfazl, bütün alem, Ebulfazl'ın sadece sağ kolu olamaz.
Neciplerin, soyluların efendisi İmam Hasan, şehitlerin serveri İmam Hüseyin. Ehlibeyt, Kuran'ın bize sunduğu örnek, Ehlibeyt, meveddeti bize farz olan (İmam Şafii'nin de dediği gibi), Kuran'ın bize farz kıldığı Ehlibeyt'in merkezinde Fatıma vardır. Allah öyle tarif etmiş o âba altında toplananları. Bütün kainatı o 5'in hürmetine yarattım, cennet de onların hürmetine yaratılmış. Kimdir onlar? Allah onları, Fatıma, babası, kocası ve evlatlarıdır, Fatıma'yla tanıtıyor, alemin merkezi Fatıma'dır.
Bugüne kadar Kerbela'da Hüseyin'e karşı kılıç çekenler dahi Fatıma'ya karşı saygısız bir kelime sarfetmemiştir. Şimr ibni Zilcevşen dahi öyle bir küstahlıkta bulunmamıştır. Münafıklar, Peygamber düşmanı münafıklar, ikiyüzlüler, görünürde Müslüman ama gerçekte İslam'ı yıkmaya çalışan münafıklar da, Rasul-i Ekrem ve hanedan-ı celilesine kimse o cüret ve küstahlığı yapamamıştır.
Ehlibeyt bu 5'tir, meleklerin en büyüğü Cebrail-i Emin de buraya fahri üye olarak Allah'tan ve bu 5'in de iznini alarak girmiştir, bu ailenin fahri üyesidir.
Ehlibeyt'e Münafıklar Dahi Hakaret Etmemiştir
Ehlibeyt'e hakaret içeren kelimeleri bugüne kadar münafıklar da dahil, Hüseyin'in katilleri de dahil, Ali Murtaza'nın katilleri de dahil kimse yapamamıştır. Bugün bir kalemşör, Ehlibeyt'e hakaret ediyor. Ehlibeyt, Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Cebrail'dir. O hakareti tekrarlayan bir başkası değildir, sadece senin kendin söylüyorsun bu kelimeleri, gidip nesebini bir gözden geçirmelisin. Allah Rasulü demiştir, Onlara düşman olanın nesebinde sorun vardır. O tabiri Ehlibeyt için kullanan alçağa diyorum, köpek sensin, senin gibi düşünmüşse, ecdadının tamamıdır, senin gibi düşünmüşse, düşünmüş olan ne kadar sevdiğini, saydığın, yoldaşın, inandığın varsa, Ehlibeyt karşısında olup, senin gibi düşünenlerin cümlesine lanet olsun, köpek sizin cümlenizsiniz.
Aklını herkes başına alacak, ben şiddet taraftarı değilim. Genel de Müslümanların, özelde necip milletimin ve camiamın birliği-dirliği benim birincil hedefimdir. Ama kimse benim kutsalıma, İslam'ın kutsalına, Allah'ın hüccetlerine, Rasul-i Ekrem ve hanedan-ı celilesine hakaret etme hakkına sahip değildir.. Kimseyi teşvik etmiyorum ve kimseye fetva vermiyorum, benim kendim senin o parmaklarını kırar, o dilini keserim! Kimseye demiyorum, bu benim işimdir, tekrarı olursa o dili keser, o parmakları kırarım.
Son dönemlerde iki güruh birbirine girmiş, birbirlerini kötüleme yarışına girmiş. Biz bu konuda taraf değiliz, olsa olsa nasihat ederiz, barıştırız, İmamımız Hasan'dan öğrenerek. Fakat birbirinize dalaşırken Şia'ya dil uzatmak terbiyesizliktir, cahilliktir, nadanlıktır.
Teşeyyü Bir Rütbedir
Şu an canlı yayındayız ve ben diyorum ki, Şia, ulaşılabilecek en yüksek mertebedir İslam'da. Kurtuluş, Ali ve Şia'sınındır. Biz Ehlibeyt muhipleri, aşıkları ve kurbanlıklarıyız, ama Şia mertebesine ulaşamamaktan muzdaribiz. O isim bize bin kere layıktır ama biz bu ada layık olamamaktan muzdaribiz, teşeyyü bir rütbedir.
Kimin ne itirazı varsa, Kuran ve Sünni kaynakları esas alarak sahih sünnet ölçü olsun, bizim mezhebimizde ne varsa ben atacağım. Bu ülkede dostun düşmanın bana verdiği bir ünvan var ve ben bu ünvanla diyorum ki, bu yol batıl çıkarsa ben bu milletten özür dileyeceğim. Sahih sünnet ve Kuran'ı ölçü alarak!
Herhangi bir yol, herhangi bir mezhep, herhangi bir anlayış, Şia-İsna Aşeri-Caferi Sadık yoluyla muğayirse o yanlıştır, o yanlışını düzeltmek durumunda olan odur, Sünni kaynaklara ve Kuran'a göre! Kaynaklarınızda olan ve ululadığınız insanlarla ilgili kendi kaynaklarınızın yazdıklarını söylemekten ben utanıyorum. Siz kendinize bakın, evi camdan olan, başkasının evine taş atmaz, akıllı olun!
Bu duygu ve düşüncelerle, sizin bu güzel gününüzü kutluyorum. Allah sizin elinizi her iki cihanda da Fatıma'nın eteğinden koparmasın. Fatıma'nın duası ve şefaati siz kadınların ve sizin kocalarınızın, evlatlarınızın üzerinde olsun.
Allah ülkemizi tefrikacıların fitnecilerin fitnesinden korusun, nadan dost, şeytan düşmanın şerrinden korusun, birlik ve beraberliğimizi korusun, bozmak isteyenlere fırsat vermesin.