Zeynebiye Camii İmamı Ş. Hamit Turan'ın kaleminden Muhammed b. Ebi Bekr
Muhammed, birinci Halife Hz.Ebu Bekr'in oğludur. Annesi ise Umeyr Has'emiyye kızı Esma'dır. Veda Haccı'nın yapıldığı 10. Hicri yılının Zilkade ayının 25'inde Mekke ile Medine arasında vaki olan Zulhulayfa denilen yerde dünyaya geldi. Ablası Aişe, ona Ebulkasım künyesini verdi.
Esma, kocası Hz.Ebu Bekr vefat ettikten sonra Hz. Emîrülmuminin Ali(aleyhisselam) ile evlendi. Bu evlilikten Yahya isminde bir erkek çocuk dünyaya geldi. Hz. Ali aleyhisselam, annesinin yanında küçük bir çocuk olarak gelen Muhammedi kendi terbiyesi altında büyüttü. Böylece ilim, irfan, takva ve edebi Şah-ı Vilayet ve ilim şehrinin kapısı Hz. Aliden alma şerefine nail oldu.
Muhammed'in hayatında derin iz bırakan hadiselerden birisi "Yevmu'd-Dar" üçüncü halife Hz. Osman'ın evinin muhasaraya alınması ve Halifenin öldürülmesi ile sonuçlanmasıdır. Bu olayda, Muhammed Osman'ın evine girdiği için onun katili olduğu ileri sürülse de gövenilir kaynaklar bunu doğrulamamaktadır.
el İstiab kitabının sahibi şöyle yazıyor: "Muhammed b. Ebi Bekr Osmanı öldürmekle suçlansa da sağlam rivayet şudur ki Kenane ismindeki bir şahıs diyor ki Osmanın öldürülmesi hadisesinde ben oradaydım ve şahidlik ederim ki Osman'ı Muhammed b. Ebi Bekr öldürmedi. O, eve girdi ve Osman ona "ben senin büyüğün değil miyim?" diyip onunla onuştuktan sonra Muhammed Osman'a herhangi bir zarar vermeden dışarı çıktı. Muhammed Talha'ya Osman'ı kimin öldürdüğünü sorunca, Talha onu Hıyla b. el Eyhem adlı Mısırlı birisinin öldürdüğünü söyledi.
el Bidayetu ve'n Nihaye adlı eserde ise olay şöyle anlatılır: Osman'ı Muhammed b. Ebi Bekr öldürmedi. Ancak Muhammed eve giren kişilerdendi. İçri girerek Osman'ı şöyle azarladı: "Neden Allahın dinini çarpıttın, neden Allah Resulunun sünnetini yok ettin?" Bu tartışmanın ardından bir grup Mısırlı saldırarak Osman'ı öldürdüler.
Hz. Ali, Osman'ın evinin kuşatıldığını görünce oğlu İmam Hasan ve İmam Huseyn'e Osman'ın evini korumalarını emretti. Ayrıca Talha ile Zübeyir de bu durumu görünced oğullarına aynı emri verdiler. Bu sırada iyice bıkan halk Osman'ı ortadan kaldırmak üzere harekete geçerek eve saldırdı. Bu arbede sırasında İmam Hasan aleyhisselam'ın kafası kırıldı, yüzüne gözüne kan aktı ve durumu fenalaştı. Bu durumu gören Mısırlılar Muhammed b. Ebi Bekr ile birlikte kimsenin farkında olmadan evin arkasından duvarı delerek içeri girdiler. Böylece Osman, Mısırlılar'ın pençesine düştü. Osman'ı Muhammed b. Ebi Bekr Osman'ı yakalayarak yere yıktı ve ona şöyle seslendi: "Neden Muaviye sana yardıma gelmedi? (Muaviye Osmanı koruyacağını vad etmiş ama onu kandırmıştı.) Hani senin çevrendekiler, neden sana yardım etmediler? Neden Allah'ın dinini çarpıttın?" Osman Muhammed'e şu karşılığı verdi: "Eğer senin baban(Ebu Bekr) beni bu halde görse benim halime ağlardı." Bu söz üzerine Muhammed Osman'ı bırakarak dışarı çıktı. Fakat Mısırlılar dışarı çıkmayarak Osman'ı öldürdüler ve onu öldüren Sudan bin Hamran Muradi adında Mısırlı bir adamdı.
Hz. Muhammed bin Ebi Bekr'in, Hz. Osman'ı öldürmesi oldukça uzak bir ihtimaldir. Çünkü o, Hz. Ali'nin tebiyesiyle büyümüş ve Hz. Ali aleyhisselam oğullarını 3. Halife Osman'ı korumalarını emrettiği bir durumda Muhammed'in böyle bir olaya teşebbüs etmesi akla pek uzak geliyor. Öyle anlaşılıyor ki çıkan arbedede İmam Hasan'ın mubarek başının kırılması onu çok kızdırmış ve içeri girerek Osman'ı azarlamak ve nasihat etmek istemiştir. Bu durum Hz. Osmanla aralarında geçen diyalogdan da anlaşılmaktadır.
Muhammed Cemel ve Sıffın savaşlarında Hz.Emîrülmuminin Ali(aleyhisselam) safında yer almıştır. Hicri 37 yılının Ramazan ayında Mısır valisi Malik Eşter'in şehid edilmesinden sonra Hz.Ali, Muhammed b. Ebi Bekr'i Mısıra vali olarak atadı.
Muhammed'in Mısar'a vali olduğu sırada Muaviye, Amr b. el As komutasında bir ordu göndererek ona karşı savaş açtı. Muhammed bu savaşta yenilerek esir düştü. , 38 Hicri yılı, Safer ayının 14'ünde şehid edildi. Bir rivayete göre onu Muaviye b. Hudeyc öldürdü. Bir başka rivayete göre ise onu Amr b. el As işkence ederek öldürdü.
Onu öldürdükten sonra cesedini bir eşek derisine sararak yaktılar.
Emîrülmuminîn, Muhammed'in şehadet haberini aldığında çok üzüldü. Kendisine: Ya Emîrelmuminîn Muhammed'in ölümüne neden bu kadar üzülüyorsun? Diye soranlara "Nasıl üzülmem ki? Onu kendi ellerimde büyüttüm, o benim evladımın kardeşiydi, ben onun babasıydım, ben onu kendi evladım bilirdim.
Hz. Ali'nin Şam'dan gelen adamlarından birisi ona şu haberi anlattı: "Ya Emîrelmuminîn! Muhammed'in öldürüldüğü haberi Muaviye'ye ulaştığında Muaviye bu haberi halka duyurdu. Halk ayaklarını yere vurup dans ederek öyle bir sevinç gösterisinde bulundu ki şimdiye kadar böyle bir sevinç gösterisine şahid olmamıştım.
Hz. Ali(a.s) bu söz üzerine şunları buyurdu: Bizim, "Muhammedin öldürülmesinden duyduğumujz üzüntümüz, Şam halkının sevinci kadar, hatta ondan da büyüktür."
Yine rivayete göre Muhammed'in annesi, oğlunun öldürülme haberini aldığında, göğüslerinden kan aktı.
28 yaşında şehid olan Muhammed b. Ebi Bekr Emîrülmuminîn'in ashabından, şialarından olup alim ve muttaki bir kişiydi. Ondan Kasım adında takvalı bir oğul yadigar kaldı. (Allah rahmet eylesin.)
Hz. İmam Cafer Sadık aleyhisselamın annesi Fatıma, Muhammedin oğlu Kasımın kızıdır. Dolayısıyla İmam Cafer Sadık(a.s) anne tarafından Muhammed'in torunudur.
17 Aralık 2013