27 Eylül Cumartesi günü İstanbul Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde ASİDER'in düzenlediği "Ehlibeyt, Alevilik, Hatay ve Suriye Gerçekleri" konulu konferansta konuşan Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Genel Başkanı Ali Yeral önemli açıklamalarda bulundu.
YERAL'IN KONUŞMASININ TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Yeral konferansından da Zeynebiye TV'ye Diyanet İşleri Başkanlığı'nın son açıklamaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu:
YERAL'IN ZEYNEBİYE TV'YE AÇIKLAMALARINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
"Önce, teşrifiniz ve gösterdiğiniz yakınlıktan dolayı teşekkür ediyorum, Zeynebiye TV'ye başarılar diliyorum.
Aslına bakarsanız, bunun telaffuz edilmesini bile, biz bir kazanım olarak görüyoruz. Çünkü uzun bir zamandır, diyanetimiz, hükümetimiz bunu görmezden geliyordu, sesini soluğunu çıkarmıyordu. Ama artık "kral çıplak" denilebilecek bir güne geldiğine inanıyoruz.
Hiç kimsenin başını kuma sokma lüksü yoktur. Şu ana kadar, her gün ortalama olarak 50-60 kişi, Allahu Ekber eşliğinde, Irak'ta havaya uçuruluyor. Yüzlerce kişi, Suriye'de boğazlanıyor, kesiliyor, derisi yüzülüyor.
Malesef şu ana kadar, özellikle hükümetimizden, Diyanet İşleri Başkanlığı'mızdan, gıkı bile çıkmıyor, yaraya basılmıyor, işaret edilmiyor.
Son zamanlarda, Pakistan'da, Irak'ta, orada-burada birileri yapıyor. Birileri yapıyorsa, kim yapıyor? Yani şu ana kadar niye adını koymakta tereddüt ediyorsunuz? Orada olan doğru birşey varsa açıklayın, biz o doğruyu destekleyelim.
Yanlış birşey yapılıyorsa, Ahmet de yapsa, Mehmet de yapsa, benim kardeşim de hırsızlık yapsa ben çıkarım, "benim kardeşim hırsızlık yapmıştır, ben bu hırsızlığın karşısındayım, yanlıştır, onaylamıyorum" deme erdemliliğini ben göstermek zorundayım.
Şimdi, ben aynı mezhebi taşıyorum diye, bunun karşısında susmam İslam'a yapılabilecek, Sünniliğe yapılabilecek, en büyük ihanettir, hakarettir.
Biz bunu ısrarla, özellikle Suriye olaylarının ve Irak'taki olayların artmasından sonra, ısrarla şunun altını çizmek istiyoruz ve haykırıyoruz, Sünni kardeşlerimize adeta yalvarıyoruz, lütfen çıkın deyin ki, Sünnilik ayrı birşeydir, Emevilik, Vahabilik, Selefilik, Mervanilik, tekfircilik ayrı birşeydir. Neden gocunuyoruz?
Allahu Ekber deyip Kazımiyye'de, Samarra'da, Kerbela'da, Necef'te, Kerkük'te, Lazkiye'de, Hama'da, Dera'da, Allahu Ekber deyip binlerce müslüman kanını akıtan, tavuk boğazlar gibi insan boğazlayan, kafa derisi yüzen, Cuma namazında, secdede, rükuda bulunan insanları, havaya uçurmak, Irak'ta, Keşmir'de, Peşaver'de, Kabil'de, İslamabad'da, hangi dine sığar? Hangi kitaba sığar? Hangi peygamber buna kail olur? Hiçkimse buna kail olmaz, kimse bunu kabul etmez.
O zaman çık de ki; "Arkadaşım, ben bunların karşısındayım, ben bunları onaylamıyorum, bu alanların tamamı Sünnilik ile alakalı değildir. Bizim Sünniliğimiz ayrıdır, bunlarınki Vahhabiliktir, Selefiliktir, Mervaniliktir, Emeviliktir, tekfirciliktir. "
Ne demek benim gibi düşünmeyen, benim gibi inanmayan insanları havaya uçurmak? Ne demek ben onları öldüreceğim, keseceğim, ırzlarını mübah bileceğim, mallarını, canlarını, namuslarını mübah bileceğim? İslam dinimize yapılacak en büyük hakarettir.
Temennim odur ki, madem ki bunlar az buçuk telaffuz edilmeye başlandı, yakın zamanda inşallah çıkar ve derler ki; "Bu katliamı, bu cinayetleri falan kesim yapıyordu ve biz onlardan değiliz."