Amerikan Ulusal Güvenlik Arşivi, İran Başbakanı Muhammed Musaddık'ın bir askeri darbeyle devrilmesinin 60. yıl dönümünde Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA)'in söz konusu darbede sorumluluğunu kanıtlayan belgeleri yayınladı.
Musaddık'ı deviren 1953 darbesinde İngiltere'nin ve ABD'nin sorumluluğu yaygın bir kanaat olarak biliniyor, ancak konu yine de tartışmalı olmanın ötesine geçemiyordu.
Ortaya çıkan yeni belgeler 1953 İran darbesinin başından sonuna kadar planlı bir CIA darbesi olduğunu kanıtladı. Musaddık, göreve gelmesinin ardından İran petrollerini millileştirmişti.
İran petrollerinin bulunduğu 20'inci yüzyılın başından beri, bu petrolleri Anglo-Iranian Oil Company adlı bir İngiliz şirketi işletmekteydi. Bu işletme hakkını düzenleyen en son anlaşma, şirket ile İran hükümeti arasında 29 Nisan 1933'te imzalanmıştı. II. Dünya Savaşından sonra İran bu anlaşmanın değiştirilmesini istedi. Çünkü şirketin İran'a ödediği para çok azdı. İran bu paranın arttırılmasını istedi ve 17 Temmuz 1949'da, 1933 anlaşmasına ek bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma Şirketin İran'a ödeyeceği parayı çok az arttırmıştı. Halbuki bu sırada Amerikan şirketlerinin Venezuela ve Suudi Arabistan ile yaptıkları anlaşmalarda, üretimden elde edilen kar, yarı yarıya paylaşılmakta idi.
Bu anlaşmanın İran Milli Meclisi'nce tasdik edilmesi gerekiyordu. Fakat meclisteki Milli Cephe grubu ile onun lideri Dr. Musaddık bu anlaşmaya karşı çıktılar. Dr. Musaddık'a göre, İran petrolleri devletleştirilmeliydi. Dr. Musaddık'ın çabaları sonucu İran Meclis'i 28 Aralık 1949'da, anlaşmayı tasdik etmeyip reddetti. Bunun üzerine bütün İran'da petrolün millileştirilmesi için gösteriler başladı.
Şirket bu durum karşısında gerileyip, Amerikan şirketleri gibi kardan 50 hisse vermeyi kabul etti ise de, bir defa ok yaydan çıkmıştı. Şimdi millileştirme İran'ın her tarafından gelen bir sesti. Bu şartlar altında Musaddık, İran petrollerinin millileştirilmesini öngören bir kanun tasarısını 19 Şubat 1951'de meclise sundu. Müzakereler sırasında, Başbakan Ali Razmara, 3 Mart 1951 günü yaptığı bir konuşmada, "teknik, ekonomik ve politik sebeplerle" millileştirmenin mümkün olamayacağını söyledi. Fakat dört gün sonra camiden çıkarken öldürüldü. Durum artık bütün açıklığı ile ortada idi.
Bu şartlar altında İran Şahı, Dr. Musaddık'ı 28 Nisan 1951'de Başbakanlığa getirmekten başka çare göremedi. Meclis de 30 Nisan'da İran petrollerinin millileştirilmesini öngören kanunu kabul etti. Bir ferman ile kanun İran Şahı tarafından da tasdik edildi.
Bu andan itibaren İngiltere Hükümeti sahneye çıkmaya başladı. İngiltere'nin işe karışması, bu devletle İran arasında milletlerarası bir anlaşmazlığın patlak vermesi demekti. Bunu önlemek için İngiltere'nin arkasından Amerika araya girerek uzlaştırma çabalarına başladı. 1951'in Temmuz ve müteakip aylarında Amerika'nın yaptığı aracılık bir netice vermedi. Çünkü, şirket İran petrollerinin satış tekelini elinde tutmak istiyordu. İran da bunu kabul etmedi. İran ancak belli bir miktarın satış hakkını şirkete vermek, gerisini kendisi satmak istiyordu.
İngiltere'ye gelince: Bir yandan meseleyi Milletlerarası Adalet Divanı'na götürürken, bir yandan da İran üzerinde baskıda bulunmak üzere İran sularına bir kruvazör ile bir miktar asker gönderdi. Fakat daha fazla ileriye gidemedi. Çünkü 1921 Sovyet-İran anlaşmasına göre, Sovyet Rusya işin içine girebilirdi.
1951 Ekim'inde İngiltere'de yapılan genel seçimlerde İşçi Partisi düşüp, Muhafazakarlar iktidara gelince, Amerika'nın ağırlığı İngiltere tarafına kaymaya başladı. Lakin ne var ki, 1952 Mayıs'ında İran'da yapılan seçimlerde de Dr. Musaddık'ın Milli Cephesi ile Tudeh'çiler Mecliste çoğunluğu almışlardı. 1953 Şubatında Şah'ı tahtından feragate zorladı ve Şah da bu isteği kabul zorunda kaldı.
Fakat CIA devreye girdi, General Zahidi liderliğinde Ordu'nun 19 Ağustos 1953 de giriştiği darbe ile Musaddık düşürülerek tutuklandı. Üç gün sonra da İran Şahı halkın sevgi gösterileri(!) arasında ülkesine döndü.
Başbakanlığa getirilmiş olan General Zahidi, petrol anlaşmazlığının çözümü için Amerika'nın aracılığını istedi ve Amerika'nın aracılığı ile, Anglo-İranian Oil Company ile Amerikan petrol şirketlerinin oluşturduğu bir komisyon ve İran arasında 5 Ağustos 1954'te bir anlaşma imzalandı. Konsorsiyomda Anglo-İranian şirketinin hissesi % 40, Hollandaya ait Royal Dutch Shell şirketi % 16, Fransız Petrol Şirketi % 6 ve geriye kalan 5 Amerikan Şirketinin herbiri de % 8'er hisseye sahip olacak ve İran petrolleri bu şirketler tarafından ortak olarak işletilecekti.
19 Ağustos 2013