Al Manar Televizyonu'na  mülakat veren Hassun, Suriye halkının ordusuyla birlikte direnmesinin zaferin ana nedeni olduğunu belirterek “ halk orduyu kucaklamasaydı ikisi de dağılacaktı. Düşmanların beklentisi buydu. Suriye’nin Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan ve diğer ülkeleri bölme ve parçalama kapısı olabileceğini sandılar fakat Suriye’nin direnmesi bu ülkeleri kendisine karşı hazırlanan planlardan korudu” dedi.

Suriye halkının karar alacak, ilk ve son sözü söyleyecek tek taraf olduğunu vurgulayarak seçimlere kimin aday olacağına kendisinin karar vereceğini, hiçbir muhalif taraf ya da dış gücün ön koşul sürme hakkı bulunmadığının altını çizdi.

“ Bugünkü dava Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad, İmam Ali Hamenei ya da Hasan Nasrullah’ın davası değil tüm islam ulusunun davasıdır. Bu ulus ya diz çökecek ya da direnecek” diye konuşarak Cumhurbaşkanı el-Esad’ın krizin ilk gününden itibaren Allah'a güvendiğini, hak sahibinin zafere ulaşacağına inandığını ifade etti.

Hassun, Suriye halkının bugün silah taşıyan herkese silahlarını bırakmaya, halkı ve devletleriyle uzlaşmaya ve hoşgörüye çağırdığını bildirdi.

Yüzlerce silahlının bugün silahını teslim ettiğini, dışarıdan gelenlerin ise kaçmaya başladıklarına değinen Baş Müftü, Suriye halkının devletle diyaloga girecek temsilcilerini seçemeyen, ABD, Fransa ve diğer ülkelerin büyükelçilerinin etkisi altındaki muhalefete vatanlarına dönme, programları, projeleri ve adaylarını sunmaya çağırdığını bildirdi.

Hassun, İslam düşmanlarının İslam hoşgörüsünü terör, korku, katliam ve yıkıma dönüştürmek istediklerine dikkat çekerek bu amaçla Müslümanları kullandıklarına işaret etti.

“İslam düşmanları İslam ulusunu yakacak bir fitne yaratmak istiyorlar. Bunu Irak, Suriye ve Mısır’da yapmaya çalışıyorlar. Fakat Arap halkları bunu reddediyor ve İslam Ulemalarının yöneticileri onlara destek verse de vermese de bununla mücadele etme güçleri var” diyerek İslam’ı taşıyanların zafere yöneticilerin değil Allah’ın yardımıyla ulaşacaklarının altını çizdi.

Hassun, Suriye’nin şu an zafere ulaştığını, düşmanların direnişin ve fikirlerin karşısında nasıl duracaklarını bilememelerinin bunun en iyi kanıtı olduğunu belirterek “biz onların söylediklerini yayıp yalanlarına karşılık veriyoruz. Bu nedenle tüm tekfircileri diyaloga çağırdık. Ben Arap âlemindeki tüm din ulemaları ve müftüleri hükümet ve muhalefetle diyalog kurmaları için Suriye’ye davet ettim. Ulusun bölünmesini arttıracak bir mayın olan Cenevre konferansı yerine iç konferans yapılmasına çağırdım. Fakat fitneyi önlemek için bu konferansa da katılacağız çünkü karşı taraf kendini ve ülkesini yaktığını bilmiyor” dedi.

Mısır halkının, kendisini anlamayan ve gerçek İslam anlayışıyla değil kendi İslam anlayışıyla İslamlaştırmaya çalışanlara karşı isyan ettiğini söyleyen Hassun, bunların aynı zamanda direnişi destekleyen Suriye ve İran’la ilişkileri anlayamadıklarını dolayısıyla Suriye ile ilişkileri keserek ABD’den saldırmasını istediklerini ifade etti.