Mısır Selefileri her geçen gün Öz Muhammedi İslam olan Ehlibeyt mektebine karşı kin ve nefretlerini daha belirgin bir şekilde kusuyor.
Mısır Selefileri bu kez Allah Teala’nın “La Feta illa Ali, La seyfe illa Zülfikar” (Ali’den başka yiğit, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur) sözünü “La nebiye ille Ali” (Ali’den başka Peygamber yoktur!!) diye değiştirdiler. Mısır selefileri bu hareketleriyle ülkede Şia karşıtı yeni bir dalga yaratmayı hedefliyor. Selefilerin bu çirkin komplo girişimi Mısır pazarlarında her yerde satılan kolyeler üzerine nakşedilmiş olarak pazarlanıyor.
Sahabe Evlatları Dayanışma Koalisyonu başkanı “Nasır Rıdvan” konu hakkında El Vatan gazetesine şunları söyledi: Bu kolyeler, tetiğine basıldığında Arapça ‘Ayşe’yi öldürün’ cümlesinin tekrarlandığı oyuncak silahların yakalanmasının ardından Mısır pazarlarına ulaştı.
Nasır Rıdvan, kolyelerin Mısır pazarlarında satılmasının tek suçlusunun Mısır hükümeti olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
Ehlibeyt düşmanı selefiler, bu şekilde insanların zihinlerine Şia’nın inancında Hz. Ali’nin peygamber olduğu iftirasını atmaya çalışmakta ve bu şekilde halkı Şia mezhebine karşı soğutmaktadırlar.
Anlaşılan o ki Mısır ile İran arasında düzelmeye başlayan ilişkiler ve Kahire ve Tahran’da açılan büyükelçilikler ülkedeki Vahhabi- Selefileri tedirgin etmişe benziyor. Suudi Arabistan tarafından organize edildiği bilinen Mısır Selefileri ülke genelinde Şia karşıtı konferanslar ve oturumlar düzenleyerek Şia mezhebini karalamaya çalışmaktadırlar.
Sömürgeci Vahabilik mezhebinin başındakiler ve onları kontrolü altında tutan güçler, çeşitli İslam ülkelerindeki halkın hak mezhep olan Şia’ya yönelmelerini ve bunun sebeplerini bilmektedirler. Ancak buna karşın bu sürecin önlenmesi için farklı kuruluşlar adı altında her geçen gün halkın Şia’ya yönelmesinin asli sebebinin İran İslam Cumhuriyetinin tebliğ çalışmaları olduğu iddiasını ortaya atmaktadırlar. Bu şekilde Arap, Türk, Kürt… kavmiyetçiliğini ön plana çıkararak Şia mezhebine yönelişleri engellemeye çalışmaktadırlar. Halbuki Hakka olan eğilim için hiçbir tebliğ ve çalışmaya ihtiyaç duyulmadığını kendileri de çok iyi bilmektedirler. Gerçek hak talipleri en zor koşullarda ve saptırıcı tebliğlerin en yoğunlarının yaşandığı durumlarda bile hak ve hakikat yolunu vicdanlarının yardımıyla bulmuşlardır.
18 Haziran 2013