İran'ın yürüttüğü uranyum zenginleştirme programına dair BM Daimi Güvenlik Konseyi (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin) ve Almanya'nın oluşturduğu P5+1 grubu ile İran arasında geçen hafta Almatı'da gerçekleşen görüşmeler sonuçsuz kalmış ve yeni oturum için tarih belirlenmemişti. Görüşmelerin tıkanmasının ardından taraflardan farklı açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Dün İstanbul'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İran'ın nükleer programına dair 10 yıldır devam eden görüşmelere devam edileceğini ancak bu sürecin sonsuza kadar sürmeyeceğini söyledi. Kerry konuya dair açıklamasında, "Bu bitmez bir süreç değildir" diye konuştu. Konuyla ilgili Reuters'ta yer alan habere göre, Kerry ayrıca Haziran ayında İran'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlattığı ve bunun durumu daha karmaşık hale getireceği yorumunu yaptı. Kerry'nin sözleri, İran'a dönük "fazla sabrımız yok" mesajı olarak yorumlandı.
Konuya dair benzer bir açıklama da dün İsrail'den geldi. İsrail Stratejik İşler Bakanı Yuval Steinitz, dün İsrail askeri radyosuna bir açıklama yaparak, büyük devletlerin İran'ı uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçirecek askeri eyleme girişmek için haftalarla ölçülecek bir süre belirlemelerini istedi. Steinitz, ülkesinin varlığına karşı bir tehdit olarak gördüğü nükleer faaliyetlerini durdurmaması halinde İran'a karşı "birkaç hafta veya bir ay" gibi bir süre sonunda eyleme geçilmesini istedi.
Rusya: İran'ın nükleer hakkı tanınmalı
Konuyla ilgili bir diğer açıklama, nükleer teknoloji geliştirme konusunda İran'ın haklarını tanıma taraftarı olan Rusya'dan geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sergei Ribakov basına verdiği demeçte, Batı'da İran'ın nükleer enerji programına dair süren tartışmaların sona ermesinin yolunun, Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) kapsamında her türlü hakkının tanınmasından geçtiğini söyledi. Ribakov ayrıca, bu koşulun sağlanması durumunda İran'a yönelik tüm ambargoların da kaldırılması gerektiğini savundu.
Fars News Agency'nin haberine göre İranlı yetkililer, Batılı ülkelerin istediklerini elde edemedikleri için görüşmeleri sonlandırdığını öne sürdü. Aynı kaynağın bir diğer haberine göre, İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaeddin Brucerdi, İran'ın haklarının tanınmamasında ısrarcı olunursa müzakereden çekilebileceklerini belirtti. Brucerdi şöyle konuştu:
“İran’ın NPT ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın kurallarına saygılı olması, ama öte yandan ABD ve batının NPT anlaşmasının 6. (nükleer silahların azaltılmasıyla ilgili) ve 4. (İran’ın kesin nükleer haklarının tanınmasıyla ilgili) maddeleri dahil kurallarının gözardı edilmesi kabul edilir bir durum değil. Dolaysıyla İran’ın NPT üyesi olarak kalması lüzumsuz ve İslami Şura Meclisi bu durumu gözden geçirebilir.”
İlgili komisyonun sözcüsü Seyyid Hüseyin Nakavi-Hüseyin ise, yaptığı açıklamada uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin askıya alınması talebinin İran'ın kırmızı çizgisi olduğunu vurguladı.
ABD ve AB ülkeleri, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin barışçıl olmayan amaçlar güttüğünü ileri sürüyor ve bunu gerekçe göstererek ülkeye yönelik sıkı bir ekonomik ambargo programı uyguluyor. Nitekim İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Mehdi Gazenferi, geçtiğimiz Cumartesi yaptığı açıklamada ambargo nedeniyle İran'ın geçen yılki petrol gelirinin yarı yarıya azaldığını belirtti.