Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah "Suriye'de durum daha da karmaşık bir hal alıyor. Kim, muhalefetin alanda zafer kazanacağını sanıyorsa gerçekten gerçekten gerçekten yanılıyor . Haritayı açıp, yönetimin nereyi muhalefetin ise nereyi kontrol altında tuttuğuna bakanlar, yönetimin güçlü olduğunu görecektir. Suriye'de akan kan için üzülüyoruz. Ahlaki ve ulusal sorumluluk, Suriye'deki krizin siyasi diyalog yoluyla çözümü için çaba sarfetmektir. Suriye'de diyalogu reddedenler, ölümlerin sorumlularıdırlar. Diyalogun reddedilmesinin anlamı, silahlı mücadele ve akan kanın devam etmesi demektir. Bölgesel güçler, Suriye'de devam eden mücadeleden yararlanıyorlar" dedi.
Suriye'de halkın ikiye bölündüğünü belirten Nasrallah "Suriye'deki mücadele halkla yönetim arasında değil. Suriye'de bir yönetim ve onunla birlikte olan halk var. Bir de bölgesel ve uluslararası güçlerden yardım isteyen bir grup var. Muhalefetin Suriye'de kontrolü ele geçireceğini sananlar yanılıyor" dedi.
Suriye'de yönetime karşı mücadele eden el-Kaide mensuplarına da seslenen Nasrallah, "Bazı Batılı ve İslam alemindeki hükümetler sizin için Suriye'de tuzak kurdu. Birbirinizi öldürmeniz için Suriye'yi size açtılar. Siz de bu tuzağa düştünüz. Bu grupların Suriye'de birtakım kazanımlar elde edeceğini farz etsek dahi diğer devletlerde olduğu gibi bedeli ilk ödeyecek olanlar kendileri olacaktır" diye konuştu.
Konuşmasının devamında İsrail'deki son gelişmelere değinen Nasrallah "Tarihe not düşmemiz gereken bir gerçek var. İsrail'in güçlü olduğu dönem sonsuza kadar sona erdi. 2006'da Lübnan'da, 2009 ve 2012'de Gazze'de yenildi. İsrail'in gerileyişi, 2000 yılında Güney Lübnan'dan şartsız ve koşulsuz olarak çekilmesiyle başladı. İsrail, o zaman kendi tabutuna çiviyi çaktı" dedi.
Hamas ve İran arasındaki ilişkilerin gergin sürdüğü iddialarını yalanlayan Nasrallah "Hamas ve İran ilişkileri tabii bir şekilde sürüyor. Herhangi bir sorun yok. İran, Hamas'a karşı itikadi görevlerini yapıyor. Gazze'deki savaş sırasında, Hamas'ın İran kucağından çıkarak Arap kucağına gittiği şeklinde kaleme alınan analizler, vakıayı değil temennilerin yansımasıdır. Eğer Arap ülkeleri Gazze'ye gider ve para, silah ve füze verirse biz desteği selamlarız. " şeklinde konuştu.
17 Aralık 2012