Özgündüz: "En güzel yolu gösteren Kuran'dır. Bu yolda asla sarsılma yoktur. Bu yolda yürüyenler, kat ettikleri mesafeden asla pişmanlık duymazlar.
Bu yol kötülerin, kötülüklerin yolu değildir. Kuran insanları dinlerine göre değerlendirmiyor. Nasranîlerden bile kimseye kötülüğü olmayan, yararlı ve faydalı işler yapan, ötekine karşı kötülük yapmayı düşünmeyen insan, Kur’an tarafından övülmüştür.
Beri taraftan Siyonistlere hizmet eden bir takım kalemler, basın yayın organları gibi sözüm ona Müslüman olan, ama ümmetin arasına fitne, fesat sokan, kardeşi kardeşe kırdıranla, işi sadece günlük geçimini çıkarmak olan, faydalı işlerle uğraşan, kimseye zararı olmayan bir Budist’i karşılaştırdığınızda acaba hangisi Cehenneme daha yakındır?
Ben, fikren mustazaf olup, yaşadığı topluma yarardan başka zararı olmayan biriyle, sözüm ona İslam’la şereflenen, Peygamber ümmeti olduğunu söylemesine rağmen, onun ümmetine zarar vermekten başka bir uğraşısı olmayan insanı karşılaştırın diyorum." diyen Selahattin Özgündüz sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanları sömüren, ezen, isdibdata, köleleştirmeye ve kula kulluk etmek için çalışan varsın Müslüman olsun ne anlam ifade eder ki?
Bu Kuran'ı getiren peygamber, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” derken, din kaydı bile koymamıştır. İnsanlığın asgari geçim şartında müşterek olduğunu söylüyor. Batıda israf edilen gıda, Afrika’yı doyuracak kadardır.
Bu dinin ve bu kitabın amacı insanları, özgür, şerefli ve sadece Rabbine karşı kul etmeyi amaçlamıştır.
Bu Kuran, kendinden çok emin bir şekilde diyor ki “Müjde ver o kullarıma ki, sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar.” Bu ilkeye uyan, doğru yolu bulan insandır. Model insan işte budur. Akıllı insan da budur."
Siyonizm’e ve Kapitalizm’e İnanan Kalmadı
Özgündüz: "Siyonizme ve kapitalizme inanan insan kalmadı. Batı'da ve ABD’de halk ayakta kapitalizme nefretini ifade ediyor, Siyonizm’e nefretini ifade ediyor.
Ama Kuran'a inanan ve Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) ümmet olan bir buçuk milyar Müslüman; “Peygamberime laf dokundurtmam” diyerek günlerdir ayakta. Neden? Çünkü bu yüce kitaptan emin, emin olan peygamberinden emin. Onlarla hidayet buluyor, Onlarla hayat buluyor. Onların karşısında ayakta duran bir tek ideoloji kalmamıştır.
En eski semavi din Yahudiliktir, onu ırkçılığa dönüştüren Siyonizm bu durum karşısında kuduruyor.
Siyonizm görüyor ki, İsrail’in nüfusu kadar batıda ebeveyni Müslüman olmayan, İslam’ı seçen insanlar var.
Kuran üzerinden akıl yürütmeyi bırakan, sözüm ona dinine ve diyanetine inandığımız bir takım aydınlar, son günlerde ümmetin bu dirayetini aşırı görüp, gazını almakla uğraşıyorlar.
İçinde bulunduğumuz bu kritik süreçte, ülkemizdeki bazı sözümona dindarlar, insanları ırk, din, mezhep bakımından ayrıştırma gayreti içindeler, bunlara ne demeli? Bu Kuran mantığı mıdır?
Kuran küffara karşı şiddetli olun diyor
Kuran diyor ki; “Kafirlere karşı şiddetli, Müminlere karşı merhametli ve alçak gönüllü olun.” Hal böyleyken dinime küfredene karşı kimse mütevazı olun diyemez. Düşman sizden şiddetli dirayet görmeli, mütevazılık değil.
Ağzımıza bir şeyler çalarak, sırtımızı sıvazlayarak susmamızı, boyun eğmemizi bekleme umudu içine girmemeli. Böyle bir ortamda onlara söz söylemekten imtina eden sözde dindar, aydın çıkıp diyor ki; "Efendim Şii-Sünni en temel noktalarda derin ayrılık içerisinde!"
Peki, hangi temelde derin ayrılık içerisindeler?
En temel şeyler nedir, Tevhid, Nubuvvet, Mead, Kıble, Kuran. Bunlarda Şii- Sünni bir değil midir? Peki, sen hangi temelde derin ayrılıktan söz ediyorsun? Sen kime hizmet ediyorsun?" diye soran Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, İran üzerinden Türkiye Caferilerine yönelik yalan yanlış sözler söyleyenlere de sert çıktı.
"Bir defa biz İran’ın uzantısı da değiliz, sözcüsü de değiliz. Efendim İran’da Sünnilere baskı varmış, camileri yokmuş. İran’da Sünni Müslümanların her kentte camisi de, medresesi de, fakültesi de var.
Yargılamada bile kendi içtihatlarına göre yargılanıyorlar. Parlamentoda temsilcileri var. Aksine bilgisi olan varsa beri gelsin.
Kaldı ki bu ülkeyi Türk yurdu yapan, İslam yurdu yapan anlayış, buranın asli sahipleridir. İşal fikirlerin mümessili olanların bu ülkenin sahibi olduğunu mu ima etmeye çalışıyorsun?
İşal olan ne kadar fikir ve anlayış varsa atalım, ben buna hazırım. Ülkemde ki Caferi camilerinin çoğunluğu İran İslam inkılâbından önce yapılmıştır. Metropollerde ise kendi emeğimiz ve kendi paramızla yapmışız. Sen ne demek istiyorsun?
Ben diyorum ki, Şii- Alevi-Sünni ve diğer azınlıklar bu ülkede yaşayan ve vatandaşlık görevi yapan herkes bu ülkenin sahibidir. Allah bu güzel ülkemizi, dini, mezhebi, etnik olarak bölen CİA- Mossad ajanlarının şerrinden korusun." diye konuştu.
30 Eylul 2012