Zafer Bayramı dolayısıyla tebriklerini bildiren Özgündüz:  “Bu zaferle birlikte bu vatanı bizlere kazandıran şehitlerimizin ruhu şad olsun. Sadece şehitlerimizin değil, bu cennet vatanı bize kazandıran, komutanından eratına, cephe gerisinde sırtında mühimmat taşıyan hatunlara kadar, cümlesinin ruhu şad olsun. Bize Dünyanın incisi bir vatan bırakıp gittiler, düveli muazzamayı dize getirdiler. Onlara ancak minnet ve şükran borçluyuz. Ama ne yazık ki, Ehlibeyt’i mezarında rahat bırakmayan anlayış, o kahramanlara sövmeyi bir din gereği sayıyor, ben onlardan beriyim. Allah bu memleketi bir daha işgale uğratmasın, bu muzaffer orduyu mağlup etmesin, küffara karşı, emperyalist ve işgalcilere karşı daima kahraman ordumuzu muzaffer etsin. “ dedi.

Türkiye’nin yıllardır terörle başının belada olduğunu ve Amerika’nın bu terörü istediğinde bitirebileceğinin herkesçe bilindiğini vurgulayan Özgündüz, bu emperyalist anlayışla birlikte Suriye’ye terörist ihraç edilmesinin enteresan olduğunu belirtti.

Suriye’de teröristlerin masaya yanaşmamasına rağmen devlete yüklenilmesinin yanlış olduğunu, Türkiye’de durumun tam tersi olduğunu vurgulayan Özgündüz: “Silah bırakmadan biz sizinle masaya oturmayız diyor Türkiye. Ama Suriye’de durum böyle değildir, devlet gelin masaya oturalım, sorunumuz neyse çözelim diyor, teröristler bunu kabul etmiyor. Tabii ki etmezler, çünkü iplerini ellerinde tutanlar, yıkılmış ve harabeye dönmüş, takati kesilmiş, İsrail karşısında duramayan bir Suriye istiyorlar, Tel Aviv ve Washington böyle istiyor. Rejimle mücadele ediyorum derken, milletini ve ülkesini zayıf düşüren, harabeye dönüştüren bu anlayışa destek verenleri de anlamakta güçlük çekiyorum.” dedi.

Suriye’de sivil katliam yapanların, İstanbul’da geçtiğimiz yıllarda Ramazan Bayramı’nı kana bulayan El-Kaide zihniyeti olduğunu söyleyen Özgündüz, bölgede anti-emperyalist ve anti-siyonist duran tek Arap devletine karşı bu zihniyete destek verenlerin, bunu kendilerine nasıl yakıştırdıklarını sorguladı.

Özgündüz: “Suriye’de sivil katliam yapanlar, İstanbul’da da yapmışlardı, hatırlayın Ramazan Bayramımızı kana boyamışlardı ya, bunlar o zihniyet işte, El-Kaide zihniyeti. Bakınız biz kendimize yakıştırıp onlarla nasıl yoldaş olabiliyoruz, bu size ters gelmiyor mu? Amerika istese PKK meselesi biter değil mi, bana karşı olan teröristi destekleyen, besleyen Amerika’yla bir olmuş, bize karşı dost olan ülkeye terör ihraç ediyoruz. Bu mantık size doğru geliyorsa ben daha ne diyeyim…

Bu Amerika’yla beraber, başka bir terör örgütünü, başka bir Müslüman ülkeye, anti-emperyalisti anti-siyonist duran bir ülkeye ihraç ediyoruz. Bu Amerika bizim dostumuzsa, bizim terörümüzü neden bitirmiyor? Bize de terörü musallat etmiş, Irak’ın kuzeyindeki boşluktan oluşan yönetime lojistik destek sağlıyor, işe bakın ki biz onunla da dost olmuşuz… Ben, benim terörümü destekleyenlerle yoldaş olmuşum. Onun üstüne gitmiyorum, bundan otuz sene önce teröre destek verdin diyerek şu an dost olduğum ülkeyle hesaplaşıyorum. Bu hali hazırda senin teröristindir, her gün senin tugaylarına baskın düzenliyor,  onunla yoldaş olmuşsun, ama artık vizelerini bile kaldırdığın, dostum dediğin Suriye’ye karşı savaşı destekliyorsun. Burada bir terslik yok mu? Bu mantığı birisi bana da izah etsin.” dedi.

Ülkemin Faydasına Olan Her Şeye Varım

Özgündüz köşe yazarı, gazeteci ve aydınlara da seslenerek : “Biz dostuz, kardeşiz, aynı duyguların insanıyız, aynı tasanın, aynı sevincin insanıyız. Emperyalistlerin işine gelen şeylerden uzak durun, onların değirmenine su taşımayın, yalvarıyorum yapmayın. Beşar’ı düşürmek sizin için başarı olmayacak, dedik ve düşürdük olmayacak. Düştükten sonra Suriye’de olup bitenlerin, bizim ülkemize yansımalarının hesabını kim verecek? Orda yaşanacak katliamların vebalini kim taşıyacak? Allah göstermesin, bu ateş bölgeye yayılma temayülü gösterirse, bölgeyi ateş kazanına çevirirse, bunun vebalinin altından kalkamazsınız. Bırakın konuşarak halletsinler, devlet teröriste diyor ki gelin konuşalım. Türkiye Devleti’nin büyüklüğü ve asaletine yakışan buna ön ayak olup, barışçıl çözümler üretmektir. Bize terör belasını musallat edenlerle birlik olup, bölgeye terör yaymak Türkiye’nin asaletine yakışmaz. Birisi gelsin anlatsın, ülkemin faydasına olan her şeye ben varım, bakalım ülkemize ne faydası olacak.” dedi.

Konuşmasının sonunda Tahran’da yapılan “Bağlantısızlar Hareketi Konferansı’na da değinen Özgündüz, konferansı başarılı bulduğunu söyledi:

“Bağlantısızlar Hareketi’nde, dünyanın yüz yirmi ülkesi, yaklaşık dünyanın üçte ikisi Tahran’da toplandı, onlar da bu görüşteydiler. Mısır Cumhurbaşkanı da aynısını dedi, Suriye meselesi Suriyelilerle halledilmelidir dedi, aklıselim bunu diyor. Başarılı bir konferanstı, İran İslam Cumhuriyeti’ni yalnızlaştırmaya çalışanlar, kendi basınlarında da dillendirildiği gibi, adeta kendileri tecrit oldular. Dünya Tahran’da toplandı. Biz bütün İslam ülkelerinin muzaffer olmasını diliyoruz ve o toplantının da, orada alınan kararların da dünya ve bölge için hayırlı olduğunu düşünüyor ve pratiğe dökülmesini diliyorum.

Allah bize hep bayram kutlamayı nasip etsin, şehit cenazesi kaldırtmasın. Alevi ve Sünni’siyle Müslümanları birlikten ayırmasın, aralarına fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermesin, nadan dost ve şeytan düşmanın şerrinden ülkemizi korusun.
 
Vesselam…”