24 Şubat Cuma günü, Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmını İslam dünyasının gündemindeki gelişmelere ayırdı. Batı'nın demokrasi maskesiyle İslam coğrafyasında yeni oyunlar peşinde olduğunu vurgulayan Özgündüz, şunları söyledi:

"Otuz yıldır Yemen halkını inim inim inleten diktatör Ali Abdullah Salih’i dokunulmaz zırhına bürüdüler ve yargılanamaz dediler. ABD Başkanı Obama’nın daha seçilmeden güven mektubunu alan Abdullah Salih’in yardımcısı Abdurrabbih Mansur Hadi’yi de onun yerine oturttular. Yeni bir ABD uşağını başa getirdiler. Suudi Arabistan ile Amerika bölgeye işte böyle bir demokrasi getiriyor.

Suriye’yi, ardından Türkiye’yi bölüp İsrail hilali oluşturmak istiyorlar

Şimdi de Suriye’ye demokrasi getirecek olanlara bakın! Tunus’ta toplanıyorlar. Adı ne bu toplantının? Suriye’nin Dostları Toplantısı(!) Irak’a demokrasi getirenlerin toplantısı gibi… Bir buçuk milyon insan, Amerika’nın işgalinden sonra öldürüldü. Abartılı mıdır? Bir milyonda şüphesi olan var mı? Bir milyon! Amerika, bölgeye demokrasi(!) getirmek için giriştiği işgalde Afganistan, Irak ve Pakistan'da milyonlarca Müslüman katletti. Afganistan’da ölü sayısı belli değil, öldürmeye devam ediyorlar. Düğün merasimlerine saldırıyorlar, dini törenleri bombalıyorlar. Pakistan askerinin üzerine her gün bomba yağdırıyorlar. Demokrasi getiriyorlar(!) İşi o kadar abarttılar ki; İslam'ın en değerli din-inanç unsurunu, Kuran’ı yakıp ayaklar altına alıyorlar. Bununla bizim nabzımızı tutuyorlar, ne ölçüde bunların dini duyarlılıklarını aldık diye. Onu ölçüyorlar. Bizim babayiğitlerimiz de gidip onlarla beraber Tunus’ta Suriye dostları olarak onlarla birlikte oturacaklar ve beraberce Müslümanların hayrına karar alacaklar öyle mi? Suriye’yi bölüp, Türkiye’yi bölüp İsrail hilali oluşturmak istiyorlar. Buna inanmayanların BOP haritalarına baksınlar, onların medyalarına ve beyanatlarına baksınlar.   

Asıl hedef Türkiye!

Türkiye’nin İslam dünyasıyla Karadeniz’in ve Akdeniz’in doğusuna kadar bölerek bağını kesmek istiyorlar. Şii hilal diye İslam dünyasının kafasını karıştırmak istediler oysa asıl amaç İsrail hilalini oluşturmaktı. Şii hilal nedir ki? Lübnan’ın Şii’si yüzlerce yıldır oradadır, Şii’dir. Irak hakeza, İran’ı da beş yüz yıl önce Türkler Şiileştirmiştir. Sanki yeni keşfedilmiş Şiilik. Beyinleri Şii hilal ile bulandırıyorlar; asıl hedefte Türkiye var!

Türkiye hedeftir, çünkü Türkiye bu duruma getirilirse, potansiyel imparatorluk ortadan kalkar, edilgen ve şamar oğlanı bir Türkiye, İsrail’in lütfuna muhtaç bir Türkiye kalır. Eğer İsrail izin verirse sen Türk ve İslam dünyasıyla alışveriş yapabileceksin, arada İsrail olacak çünkü. Bunu görmüyor musunuz?

BOP projesini görmüyor musunuz? Bu İsrail hilalinin oluşmaması için hayır diyen tek bir Arap devlet başkanı ayakta kalmıştır, onu sürmek gerekiyor. Yani Beşşar’ın düşmesi gerekmektedir. Beşşar düşecek ki, İsrail hilali gerçekleşsin, Amerika’nın, Avrupa’nın bölgedeki oyunları gerçekleşsin, artık onlara dur diyecek kimse kalmasın.

Evet, bunu batılılar istiyor. Peki bize ne oluyor? Bunu da onlarla birlikte hareket edenlere sormalı. Düne kadar Batı düşmanı olup, bu gün onlarla dost meclisi oluşturanlara sormalı. Peki, bu memleketin sahibi kim? Konuşan dinsiz oluyor, hain oluyor, cahil oluyor. O zaman bize de bunun böyle olmadığını net bir şekilde açıklayın, biz de cahil olmayalım.  

Asıl hedef BOP projesinin hayat bulmasıdır. Bunun aksini kim ispat edecek? Amerika BOP’u uyguluyor, BOP Türkiye’yi bölüyor! Bu ülkenin hayrına olan İsrail hilali oluşturup, Türkiye’yi küçücük bir Cumhuriyetçik haline getirip şamar oğlanı durumuna düşürmek midir? Bu mudur hizmet?

Bahreyn resmen işgal edilmiştir

Bahreyn’in kralı, ülkesini Suudi Arabistan’a ilhak  kararı aldı. Al-i Halife’nin artık meşruiyeti kalmamıştır, devlet hükümet edemez. Ülkesini yabancı ülkenin tanklarına ezdiriyor, hem de diyor ki; al bu ülke senin olsun, yabancıya veriyor. Bu nasıl bir karardır? Şimdi bu kral nasıl kendi ülkesinin halkına kral olabilir?

14 Şubat 2011’den beri barışçıl gösteriler yapan o halkın liderlerine tavsiyem şu olmuştu “Ne kadar tahrik edilirseniz edilin, silaha sarılmayın. Mücadeleniz masum, barışçıl kalsın. Mazlum olun ama zalim olmayın. Çünkü silaha sarıldıktan sonra yaş da kurunun yanında yanar. Elinize kan bulaşmasın.” demiştim. Ancak, bu karardan sonra Bahreyn artık resmen işgal edilmiştir. Ülkesi işgal edilen bir halkın yapacağı şey bellidir. Bunun üzerinde düşünmeye değer.  Nerede olursa olsun içerideki siyaset için, siyasi görüş farklılığı için silaha sarılmak vahşiliktir. Ama benim ülkemi başkası işgal ederse, dünyayı ona dar ederim! Ben bunu düşünüyorum."

Askeriye Türbesi'ne saldırının yıldönümü

Irak’ın Samarra kentinde bulunan kutsal Askeriye Türbesi'nin bombalı saldırıya hedef olmasının altıncı yıldönümündeyiz. Peygamber evladının bin yıllık türbesinin kubbesinin Ehlibeyt dostları tarafından yeniden yapıldı, bunu yapan ve yaptıranların vahşiliği kendilerine kaldı. Ali Şiası’nın düşmanı olanların ne kadar vahşi olduklarını tarihi eserlere saldırmalarıyla belli oldu. Burası tarihi eser, bin yıllık kubbe, dünyanın en büyük altın kubbesi, ülkenin manevi ve kültürel bir serveti; onu neden vuruyorsun? Üstelik o şehir de Sünni şehridir. Şehrin gelir kaynağıdır. Her sene milyonlarca, Ehlibeyt dostları oraya geliyor. O kentin oteline, lokantasına, çarşı ve pazarına girerek şehir halkına döviz bırakıyor. Onu neden yıkıyorsunuz? Bu kadar mı cahil olur bir insan?

Haşimi 150 terör eyleminden mahkûm edildi

Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık El Haşimi’nin, Irak yargısı tarafından suçu sabitlendi. Kararı alan yargı mensuplarının beşi Sünni üçü Şii’dir. Yargıda Şii Sünni olmaz ama yine Şiiler böyle yapıyor denmesin diye açıklıyorum. Allah’tan korkun, ittifakla karar almış olan yargı şurası diyor ki; bize sabit oldu ki 150 tane terör eyleminin arkasında Tarık Haşimi var. Gelsin yargılansın. Saddam’ı bile televizyonda canlı yayında yargıladılar, yalandır denmesinler diye. Şimdi gel suçsuz olduğunu ispatla. Niye kaçıyorsun?