Attar, Valilik, Belediye Başkanlığı ve Giresun Üniversitesi'nce, İl Özel İdare Kültür Sitesi Salonu'nda düzenlenen ''Azerbaycan Hocalı Katliamının 20. Yıldönümü'' konulu panelde yaptığı konuşmada, Hocalı'da yaşananların sözün bittiği yer olduğunu belirtti.
Hocalı'da yaşananların eşi benzeri olmayan bir vahşet, kin ve nefret olduğunu ifade eden Attar, şöyle konuştu:
''Hocalı da yaşanan görüntüler bizim 1905, 1907, 1915, 1918 ve 1923 yıllarında Türk coğrafyasında yaşanmış görüntülerdir. Doğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da, İran ile sınırımızda, Türkiye'nin içinde ve dışında İran Türklerinin yaşadığı yerlerde gerçekleştirilen katliamların bire bir aynısıdır. Bu durum bize dünya değişse de, insanlar ne kadar modern olduklarını iddia etseler de, beyinlerinde düşmanlık, husumet, hınç olduğu sürece bu tip insanlık dışı görüntüler oluşacağını göstermektedir. Hocalı'da yaşananları izledikten sonra 'Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant'ız' diyenler ve Ermenilerin yaptığı katliama hakkaniyet kazandırmak isteyenlere atıfta bulunarak sormak istiyorum, hepiniz hala Ermeni, hepiniz hala Hrant mısınız-''
-''Hocalı'da yaşananlar soykırımın ta kendisi''
Türk Tarih Kurumu Ermeni Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek ise Hocalı'da yaşananların soykırımın ta kendisi olduğunu vurgulayarak, ''Karabağ'dan geldiler, Ermenistan Meclisi'ni bastılar, 6 milletvekilini öldürdüler ve iktidarı bu şekilde ele geçirdiler.
Bugün Ermenistan'ı malessef bu çeteler yönetiyor. Serj Sarkisyan, Hocalı katliamının baş sorumlularındandır. 'Ermenistan ile ilişkilerimizi düzeltelim, yüzleşelim, sınırları açalım' diyenler, karşımızda bir devlet başkanı değil bir katilin olduğunu unutmamalıdır'' dedi.
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Budak'da Hocalı'da katliamın olduğunu sadece Türklerin değil, İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gibi dünyanın önde gelen sivil toplum örgütleri ve basın kuruluşlarının ifade ettiğine değindi.
Avrupa'nın olaylarda söz konusu kendisi olduğunda hep olumlu değerlendirmelerde bulunduğunu, ama iş Müslüman ve Türk'e geldiğinde 'dilleri konuşmaz kulakları duymaz' hale geldiğini vurgulayan Budak, şunları kaydetti:
''Kafkasya'nın Müslümanlardan ve Türklerden arındırılması siyasetinin baş ve en büyük sorumlusu, tıpkı Hocalı'da yaşananlarda olduğu gibi Rusya'dır. Kafkasya tarihinde yaşanan olayların Kafkasya'nın Müslüman ve Türklerden arındırma siyasetinin şimdilik son halkası. Son acı bir halkası. Bugün Hocalı katliamı ve daha geniş çerçevede Karabağ sorununun çözümlenemeyişinin baş sorumlusu da Rusya'dır. Rusya'nın istemediği hiçbir çözüm kabul edilemez ve uygulanamaz. Rusya faktörünü, bu sorunun oluşumunda ve sorun çözümünde baş aktör olarak bilinmesi, bu gerçeği sadece Türkiye devlet olarak değil Azerbaycan'ın da milletiyle farkına vararak ona göre hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.''
21 Şubat 2012