Güvenlik konularıyla ilgili bir açıklama yapan Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, “Irak’ta el-Kaide’nin boynuzunu kırdık ve taifeciliği ayaklarımızın altında ezdik” dedi.

Irak’ta her ne ad altında yapılırsa yapılsın taifeciliğe karşı olduklarını belirten Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, el-Kaide’nin bu ülkede artık eski gücünde olmadığını söyledi.

Ülkedeki tüm vatandaşların eşit haklara sahip olduğunu ve Irak polis gücünün siyasi davranmadığını belirten Maliki, görevlerinde siyasi davranan herkesin yasalar çerçevesinde cezalandırıldığını ifade etti.

Irak’taki dört ilin güvenlik sorumluluğunun içişleri bakanlığına bırakılacağını belirten Maliki, önümüzdeki yıl içerisinde aşamalı olarak tüm illerin güvenlik sorumluluğunun da içişleri bakanlığına devredileceğini söyledi.

Haris Dari’nin emriyle öldürdüklerimizin kafasını matkapla deliyorduk

Irak yargısı tarafından terörist saldırılarla bağlantılı olduğu gerekçesiyle aranan Haris Dari’nin komuta ettiği silahlı bir örgütün militanının yakalandıktan sonra yaptığı itiraflar yayımlandı.

Irak’ın en-Nahil haber ajansının bildirdiğine göre geçtiğimiz ay güvenlik güçleri tarafından düzenlenen bir operasyonla yakalanan bir terörist, halen Ürdün’de yaşayan Ulema heyeti adlı örgütün Lideri Haris Dari’ye bağlı olarak eylemler yaptığını söyledi.

Haris Dari, Irak yargısının kendisi hakkında 16 Kasım 2006’da terörist eylemleri tahrik ettiği gerekçesiyle verdiği tutuklama kararından sonra Irak’tan kaçmıştı.

Yasin Hattab adlı terörist, itiraflarında Haris Dari’nin Irak’ta olduğu dönemde kendisinden emir aldığını; ancak onun Irak’tan kaçmasından sonra Felluce’deki oğlu Musenna Dari ile irtibata geçtiğini ve önce Musul’a ardından da Bağdat’a giderek buradaki terörist grupların bombalı saldırılarına katıldığını söyledi.

Haris Dari’den öldürdükleri kişilerin cesetlerinde tahribat yaparak ölümleri şüpheli hale getirmeleri yönünde talimat aldıklarını belirten Yasin Hattab, “öldürdüğümüz bazı kimselerin cesetlerini güvenli bölgelere götürüyor, cesetlere elektrik şoku veriyor, cesetler üzerinde yeni yaralar açıyor, ellerini ve ayaklarını bağlayarak üzerlerinde sigara söndürüyor ve bazen de yakıyorduk. Böylece bu kişilerin tutuklandığı ve daha sonra da işkence görerek öldürüldükleri görüntüsü veriyorduk” dedi.

Cesetlerden bazılarını Felluce hastanesine de götürdüklerini belirten Hattab, “doktorlar bu cesetlere otopsi yaptıktan sonra parçalanmış haldeki bu cesetleri yeniden teslim alıyor ve bunları kendimize ait yerlere götürerek fotoğraflarını ve filmlerini çekiyor mezhebi savaş propagandası için kullanıyorduk” dedi.

Bu cesetlerin ise çoğunlukla Felluce’deki çatışmalar sırasında öldürülen kişilere ait olduğunu belirten Hattab, bu cesetleri kullanarak çok sayıda yazılı veya görüntülü haberler hazırlayarak selefi internet sitelerine gönderdiklerini söyledi.

Dari’nin işlenen bazı cinayetlerde fiili rolünün bulunduğunu öne süren Hattab, “O, ihanetlerinden şüphelendiği bazı örgüt üyelerini kendi elleriyle öldürdü ve onların cesetlerini de siyasi amaçları doğrultusunda kullandı. Bu şahısların aileleri bile meselenin aslından habersizdi” diye konuştu.

İhanetle suçlayarak öldürdükleri bazı kişilerin kafalarında matkapla delikler açıp fotoğraflarını çektiklerini ve bunları Musenna Dari’ye gönderdiklerini belirten Hattab, bu fotoğrafların Suudiler için çalışan sitelerde yayımlandığını ve Irak’ta güvenlik güçlerini ele geçiren Şiiler tarafından öldürülmüş Sünniler şeklinde propaganda edildiğini söyledi.