Akşam namazından sonra Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program yatsı namazından sonra da devam etti. Yatsı namazını Hacı Bayram Camii’ne kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Görmez, programda bir konuşma yaptı.

Muharrem ayının 10. Gününün aşura günü olduğunu kaydeden Başkan Görmez,“Her yıl Muharrem’in 10’u, aşûrâ geldiğinde kalbinde iman taşıyan her kardeşimizi bir acı, bir hüzün, bir elem, bir keder kaplar” dedi.

Hicrî 61. yılın 10 Muharrem’inde, Hz. Aliyyü’l-Murtaza’nın, Hz. Fatımatu’z-Zehra’nın yavrusu, ciğerparesi, Hz. İmam Hüseyin ve pek çoğu Ehl-i beytten olan 70 kişinin Kerbelâ çölünde şehadete ulaştığı tarih olduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Dünyanın neresinde olursa olsun, mezhebi, meşrebi, kültürü, coğrafyası ne olursa olsun, kalbinde iman taşıyan, Resûl-i Ekrem’e, ashâbına ve ehl-i beyt-i Mustafa’ya zerre kadar muhabbet besleyen her müminin ortak acısı, ortak elemi, ortak hüznü, ortak kederidir”dedi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:

“Resûl-i Ekrem’e, ashâbına ve ehl-i beyt-i Mustafa’ya zerre kadar muhabbet besleyen her müminin ortak acısı, ortak elemi, ortak hüznü, ortak kederidir. Hele hele neredeyse her evde bir Hasan, bir Hüseyin, bir Fatıma, bir Cafer, bir Zeynelabidin bulunduran bu topraklarda, bu acıyı yüreklerinin tâ derinliklerinde hissetmeyen hiç bir insan gösteremezsiniz. Bizim biraz sonra okuyacağımız mersiyelerimiz, muharremiyelerimiz, münacatlarımız, niyazlarımız, kasidelerimiz, ilahilerimiz, nefeslerimiz topyekûn edebiyatımız bunun ölmez şahitleridir.”

Kerbela şehitlerini anmanın, acısını hissetmenin, hüznünü yaşamanın, kederiyle kederlenmenin gerekli olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bunların Kerbela’yı anlamak için yeterli olmayacağını söyledi.

“Bugün bize düşen Kerbelâ’yı doğru okumak, doğru anlamaktır. Onu tarihte yaşanmış bir kıssaya, tarihsel bir hadiseye, bir mitolojiye, bir efsaneye dönüştürmeye hakkımız yok. Ondan dersler ve ibretler çıkarmaya ihtiyacımız var” diyen Başkan Görmez “Kerbela olayının gücü ve iktidarı elinde bulunduranların imandan, ahlâktan, faziletten ve insanlıktan uzaklaştıkları zaman güç ve iktidar uğruna, hiçbir değer tanımaksızın ortantısız bir güç kullanarak nasıl zalimleşebildiğini göstermektedir” diye konuştu.

Konuşmasında “Hz. İmam Hüseyin’in ve arkadaşlarının, uğruna canlarını verdikleri yolu bilmeden, kendilerini feda ettikleri yüce değerleri anlamadan, idrak etmeden, yaşamadan Kerbelâ’yı anlamak mümkün müdür?” diye soran Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Kerbelâ’yı anlamak, Kerbelâ’yı yaşamak, hakka, hakikate, hürriyete, adalete, ahlâka, erdeme, fazilete, izzete, onura, şerefe sevdalı olmak demektir” dedi.

Konuşmasına “Kerbelâ’nın hikmetini, hakikatini, adaletini, zulme karşı duruşunu evrenselleştirmemiz gerekirken onun kerbu belasını çağımıza kadar taşıdık. Taşıdık ki kardeş kanı akmaya devam ediyor” diye devam eden Başkan Görmez konuşmasını Hz. Hüseyin’in yaptığı şu dua ile tamamladı:

“Allah’ım! Sana hamdlerin en güzelini arz ediyorum. Allah’ım! Atamızı peygamber kıldığın için Sana şükrediyorum. Allah’ım! Bize Kur’an’ı gönderdiğin ve onun derinliğini öğrettiğin için Sana hamdediyorum. Allah’ım! Bize hakkı gören göz, hakkı duyan kulak ve hakkı düşünen kalp verdiğin için Sana şükrediyorum. Allah’ım! Bizi Sana şükreden kullarından eyle! Bizi zâlimlerden beri, müminlere veli eyle!”

Kur’an-ı Kerim tilaveti, ilahiler, mevlitten bölümler ve muharremiyeler okunan program Ramazan Kutlu’nun duasıyla son buldu.

Program öncesinde ayrıca Alevi, Bektaşi ve Caferi dernek ve vakıfların temsilcilerine iftar yemeği ikram edildi. CAFERİDER Genel Başkanı Av. Sinan Kılıç, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Yaşar Yiğit, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman ve Eğitim Hizmetleri Genel Müdür Prof. Dr. Ali Erbaş’ın eşlik ettiği iftar yemeğine Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Samed Dede Derneği Başkanı Veli Güler, Kocaeli Caferi ve Ehli Beyt Derneği Başkanı Ali Rıza Utar, İstanbul Cem Vafkı Genel Başkan Yardımcısı Dursun Altunay katıldı.

İftar yemeğinden sonra sofra duasını Samed Dede Derneği Başkanı Veli Güler yaptı.