Despotların, kralların demokrasi dersi verdiği bir dönemde, haberi okumadan önce toplantının yapıldığı Fas hakkında kısaca bilgilenelim. Fas, toprak sorunu sebebiyle Afrika Birliği'ne üye olmayan tek Afrika ülkesidir. Yönetim şekli parlamenter monarşidir. Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır.
Fas'ta parlamento seçimleri yapılır, ama ne seçim! 2007 yılında parlamento seçimlerine ilk kez uluslararası gözlemciler de katılmıştır. Oylamaya katılım ise ancak %37 seviyesine ulaşabilmiştir. Yani halkın üçte ikisi seçime katılmaz. Böyle bir demokrasi!
Fas'ın başkenti Rabat'ta düzenlenen Türk-Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları 4. toplantısının sonunda Davutoğlu ve evsahibi Fas'ın Dışişleri Bakanı Taib Fihri ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakan Davutoğlu, Suriye'de sivillerin korunması ile ilgili bir soru üzerine, sivillerin korunmasının bir devletin en önemli yükümlülükleri arasında yer aldığını belirterek, ancak Şam yönetiminin bunu gerçekleştiremediğini kaydetti. Hemen hemen her şehirde devlet ile sivil halk arasında ciddi gerilimler bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, sivillerin korunmasına yönelik olarak Arap Birliği Genel Sekreterine verilen misyonu desteklediklerini bildirdi.
"Öncelikle Suriye ordusunun şehirlerden çekilmesi lazım" diyen Davutoğlu, şehirlerde tek taraflı olarak askeri gücün ve bazı kontrolsüz güçlerin bulunmasının sivil vatandaşlar için ciddi riskler oluşturduğunu bildirdi. Davutoğlu, Suriye devlet güçlerinin muhaliflerin en küçük toplantısına ateş açarken, rejim yanlısı gösterilere izin verdiğini anlatarak, "demokratik bir ortamın bulunması durumunda bütün gösterilerin yapılabilmesi gerektiğini" kaydetti.
Davutoğlu, bundan sonra da Arap Birliği ile Suriye konusunda temasta bulunmaya devam edeceklerini, atılacak adımları birlikte tayin edeceklerini bildirdi. Bakan Davutoğlu, Arap Birliği'nin Suriye konusunda bundan sonra alacağı karar ne olursa olsun destekleyeceklerini de ifade etti.
Toplantıyı da değerlendiren Davutoğlu, son derece başarılı geçen bu toplantı için Fas'a teşekkür etti. Van depremi nedeniyle bütün ülkelerin başsağlığı dilediğini aktaran Davutoğlu, bu toplantı ile Türk-Arap ülkeleri ilişkilerinde bundan sonra büyük bir sıçrama yaşanmasını planladıklarını bildirdi. Davutoğlu, ilişkilerin son dönemde hem genişlik hem de derinlik kazandığını aktararak, böylesi tarihi bir dönemde bu ilişkilerin daha da önem kazandığını kaydetti.
Bakan Davutoğlu, Türkiye ve Arap dünyası olarak Filistin davasını desteklemeyi sürdüreceklerini de ifade ederek, Filistin'in kendi bağımsız devletine sahip olmasının en doğal hakkı olduğunu bildirdi.
Fas Dışişleri Bakanı Fihri de toplantı sonunda iki ayrı belge yayımlandığını söyleyerek, bu belgelerle Türkiye-Arap dünyası ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik net bir harita çizdiklerini kaydetti.
"Arap Baharı konusunda Türkiye ile aynı vizyon içindeyiz" diye konuşan Fihri, bundan sonraki toplantının gelecek yıl İstanbul'da yapılacağını açıkladı.
Esed'a üç gün süre!
Arap Birliği, Suriye yönetimini sivil halka yönelik sert muamelesini durdurması için üç gün süre tanıyarak, aksi takdirde Şam rejimine karşı 'ekonomik yaptırımlar' uygulayacağını bildirdi.
Dönem başkanı Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamad bin Casım, Arap Birliği'nin Fas'ın Rabat kentindeki toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında, "Arap Birliği, Suriye hükümetine sivil halka karşı kanlı bastırma politikasını durdurması için üç gün süre veriyor, ama Şam, Arap Birliği ile işbirliğine yanaşmazsa Suriye'ye karşı ekonomik yaptırımlar kabul edilecek" dedi.
Arap halkının sabrının tükendiğini dile getiren Katarlı bakan, "Suriye rejiminin bunun bir ültimatom olduğunu düşünmemesi için son bir şanstan söz etmek istemiyorum, ama neredeyse yolun sonuna geldik" diye konuştu!
Hatırlatalım ki Arap Birliği, Bahreyn ve Yemen'deki halk hareketlerini, katliamları; Suudi Arabistan, Ürdün, Katar ve Kuveyt'teki krallık-emirlik yönetimlerini görmezden geliyor. Çünkü Arap Birliği'ni Batı işbirlikçisi bu krallar-emirler yönetiyor. Eli kanlı diktatörler dünyaya demokrasi dersi veriyor. Bu trajikomik duruma dur diyen de yok; aksine destek olan çok!
17 Kasım 2011