Humus’a bağlı Waar bölgesinde 21 Ekim’de düzenlenen gösteride “Halk, NATO’yu istiyor” “Ey NATO bize gele” şeklinde sloganlar atıldı. Gösterinin videoları internette dolaşıyor.

Böylece Suriyeli isyancılar, NATO müdahalesini istediğini ilk defa alani bir şekilde ilan etmiş oldu. Şimdiye kadar isyancılar NATO müdahalesine karşı olduklarını fakat uluslararası koruma ve Suriye hava sahasının uçuşa yasak hala getirilmesini istemekteydiler.

Uluslararası koruma talebinin nasıl gerçekleşeceği hususundaki görüş ayrılıkları Suriyeli muhalifler arasında yeni ittifakların ve düşmanlıkların oluşmasına neden olmuştu.

Ulusal Konsey'in kuruluş beyanında "uluslararası koruma istiyoruz" maddesiyle yetinmesi, NATO müdahalesini isteyip istemediğini net bir şekilde belirtmemesi de Konsey'e karşı farklı bakış açıları oluşturdu.

Eşref Mikdad gibi Suriyeli muhalifler, dış müdahaleye karşı çıktığı için Suriye Ulusal Konsey'e savaş ilan ederken Heysem Menna ve Mişel Kilo gibi muhalifler de Ulusal Konsey'in dış müdaheleye onay verdiğini iddia ederek Ulusal Koordinasyon Heyeti'ni oluşturmuştu.

Güdümlü olmayan Suriye muhalefetinden Arap Birliği girişimine destek

Dış müdahaleye ve silahlı mücadeleye karşı çıkan Suriyeli muhalif liderlerden Heysem Menna, Arap Birliği’nin Suriye bunalımının çözümü için başlattığı girişimi olumlu karşıladığını açıkladı.

Dış müdahaleye ve silahlı mücadeleye karşı çıkan Suriyeli muhalif liderlerden Heysem Menna, Arap Birliği’nin Suriye bunalımının çözümü için başlattığı girişimi olumlu karşıladığını açıkladı.

El-Alem televizyonuna demeç veren Arap İnsan Hakları Komitesi Sözcüsü Heysem Menna, Arap Birliği’nin Suriye’deki bunalımın çözümü için başlattığı girişimi olumlu karşıladığı belirterek artık Suriye’nin demokratik geleceğine odaklanmak gerektiğini söyledi.

Ülke içerisindeki muhaliflerin yönetimle yaptığı görüşmeleri eleştirerek bunların tek taraflı görüşmeler olduğunu belirten Menna, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi’nin Suriye konusundaki ılımlı tutumunu övdü ve muhaliflerle yönetim arasında Arap Birliği gözetiminde kurulacak bir diyalogu desteklediklerini ifade etti.

Ülkedeki güvenlik şartlarının yurt dışındaki muhaliflerin diyalog sürecine katılmalarına elverişli olmadığına dikkat çeken Heysem Menna, “Suriye halkının tamamı devrim istemiyor; ama en az 15 milyon Suriyeli, kuvvetler ayrılığı ilkesinin gerçekleşmesini ve çok partili siyasi hayatın hakim olmasını istiyor” dedi.

Ülke içerisindeki muhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Koordinasyon Kurulu adlı oluşumun önde gelen liderlerinden olan Heysem Menna, ülke içerisindeki muhaliflerin dış müdahalelere, taifeciliğe ve ulusal bütünlüğün zayıflatılmasına karşı olduğunu vurguladı.

Suriye yönetiminin reform konusunda söylem yerine gerçek bir irade gösterip pratik adımlar atması gerektiğini belirten Menna, Arap Birliği’nin son girişiminin her türlü dış müdahalenin önlenmesi açısından en uygun çözüm yolu olduğunu söyledi.

Ülke içerisindeki muhaliflerin Arap Birliği’nin çözüm girişimini desteklediğini; ancak ülke dışındaki muhaliflerin her iki taraftan da şiddete son vermesini isteyen bu plan konusunda farklı görüşler ileri sürdüğünü belirten Menna, muhaliflerin barışçı yöntemlerde kalması gerektiğinin altını çizdi.

Silaha başvurmanın karşı devrimci bir yöneliş olduğunu belirten Menna, “silaha başvurmak birinci derecede devrimin göğsüne, ikinci derecede de Suriye askerinin göğsüne hançer saplamaktır. Bizim açımızdan her Suriyelinin canı kutsaldır. Kim bir Suriye vatandaşının ölümü konusunda ihmalde veya kusurda bulunursa yargılanmayı ve cezalandırılmayı hak eder” dedi.