Halkalı Zeynebiye Camii’ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmında İslam ümmetini birbirine kırdırmaya çalışanlara karşı Müslümanları uyardı:
“Sözümona Arap Baharı projesiyle İslam dünyasının çeşitli ülkelerinde, Yemen’de, Bahreyn’de, Suriye’de, Suudi Arabistan’da, Libya’da kan akıyor. Akan kan Müslüman kanı!
Mezhebi bağnazlık; bazı Arap ülkelerinde olagelen, sıradan bir şeydi; şimdi ülkemize de sirayet ettirilmeye çalışılıyor. Üç denizi iç gölü haline getiren bir koca devletken; mezhebi taassupla maalesef üç denizin arasındaki yarımadaya sıkışıp kaldık. Mezhebi bağnazlığın etkisinden henüz kurtulmamışken, yine birlileri Alevi-Sünni kavgası yaratma peşindeler. Maalesef İslami bilinen medya ve yayın organları –sanki Allah ve Resulü bundan razı olacakmışçasına- ağız birliği yaparak bu fitneyi, bağnazlığı körüklemekteler.
Biz, 1400 senedir ezildik. Burada da baskılar gördük. Biz bunlara alışığız. Bizim hayat felsefemizde bu dünya geçiş yurdumuzdur; gerçek hayat ahrettedir. İmamlarımız, kardeş kanı akıtmayın, elinizden kardeşinizin kanı damlarken Allah huzuruna çıkmayın, kardeşiniz nadanlık etse de siz nadanlık etmeyin, diye öğütledi. Ne yazık ki dünyacı kardeşlerimiz, sultanların uygun gördüğü zamanlarda kolayca ellerini kardeş kanına buladılar, hala bulamaktalar. Evlad-ı Peygamber’in mezarına saldıracak kadar da gözleri dönmüştür. Her gün Pakistan’da, Irak’ta, Afganistan’da kardeş kanı akıtılmakta. Biz kardeş kanı akıtan taraf olmak istemiyoruz.
Bugün size alkış tutanlar, yarın azınlık tarafı destekleyecekler. Silahların ele alınmasını bekliyorlar. İnanın daha modern silahları, savaş uzun sürsün, daha çok Müslüman ölsün diye azınlık tarafa verecekler. Biz, düşmana kardeş kavgası umudunu vermiyoruz. Ama ne yazık ki bunu yapacak, düşmanın oyununa alet olacak birçok gruplar vardır. Geleceğin teknolojisinin yakıtı olan ve dünyada dörtte üçü rezervi ülkemizde bulunan bor madenini ele geçirmek için bizi birbirimize kırdıracaklar. Ülkemizi sömürecekler.
Ümmet-i Muhammed! Yapmayın, etmeyin! Tahrik olmamız için bize hakaretler ediliyor ki biz de diğer inançlara hakaret edelim, emperyalizmin ve Siyonizmin değirmenine su taşıyalım. Ama biz bunu yapan olmayacağız. Çünkü bizim taklid mercilerimiz, Sünni değerleri hakaret etmeyi haram bilmiştir. Bizler de onların fetvalarına ve İmam Ali (as)’ın hakaret ve küfürü yasaklamasına binaen bunları yapmayacağız. İnşallah bunu yapanlar bir an önce bu nadan ve bağnaz tavırdan vazgeçer, ar damarları çatmamışsa yüzleri kızarır.
Biz Muhammed ümmetiyiz, kıble ehliyiz. Bir geminin yolcuyuz, aklınızı başınıza devşirin, bu gemiyi batırmayın. Altmışa yakın İslam ülkesinin içinde üç tanesi de Şii olmuş, Alevi olmuşsa ne olmuş?
İktidar için değmez. Nedir bu ihtiras? Suriye’de Hükümetin yüzde yetmişi Sünni’dir. Otuz bakanın sadece üçü Alevidir. Bütün dini uygulamalar Hanefi fıkhına göredir. Buna da tahammül edemeyenin aklından zoru olmalı.
Mesela insan haklarıysa, biraz da Yemen’e, Bahreyn’e bakın! Samimiyseniz eğer, insan haklarının en çok ihlal edildiği, Peygamber evladının mezarını yakıp yıkan Suudi Arabistan’a karşı insan hakları sevdanızı, cüretinizi gösterseniz!
Nerden çıktı bu Şii-Sünni meselesi? Bundan kimin karlı çıkacağını sanıyorsunuz? Bundan emperyalist ve Siyonistlerden başka kimse karlı çıkmaz! Allah bizi kardeş ilan etmiştir, bozmayın kardeşliğimizi. Asıl düşmanı görün! Allah Müslümanlara akıl ve izan versin!”