Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

İran?ın Dev Film Platolarındaydık (Foto)

Zeynebiye Medya Sorumlusu Kasım Alcan, Türkiye heyetiyle birlikte, İran film platolarını gezdi; izlenimlerini Zeynebiye.com'a paylaştı: 

26 Temmuz 2011
İran?ın Dev Film Platolarındaydık (Foto)

Son yıllarda verdiği yapıtlarla uluslararası birçok festivalde ödüller kazanan İran Sineması, Türk yönetmenlere kapılarını açıyor. Türk yönetmen ve senaristlerle ortak film projeleri gerçekleştirmek isteyen İran İrşat Bakanlığı ülkedeki dev platoların kullanılmasına imkan sağlayacak.
Yılın belli dönemlerinde bazı Türk sinemacılar ülkeye davet edilirken; ortak filmler çekilmesi konusunda görüş alışverişleri de yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir geziyle İran'daki dev sinema platoları yönetmen ve senaristlere tanıtıldı.

İran sineması son dönemde yapılan filmlerle dikkat çekiyor. İranlı yönetmenler ve senaristler hem İslam dünyasına ve hem de Avrupa’ya yönelik çektikleri filmlerle büyük beğeni topluyor. Geleneksel İran filmlerinin yanında, politik ve felsefi filmlerde çekiliyor.

Bu filmlerin birçoğu ülkemizde yayımlandı. Bunlardan Ashabı Kehf, Hz. Yusuf, İmam Ali, Hz. İsa gibi filmler var. İran sinemasını biraz daha yakından tanımak ve bu önemli yapıtların çekildiği dev film platolarını görmek için İran Radyo Televizyon Birliği’nin daveti üzerine Türk yönetmen, yazar ve gazetecilerden oluşan bir grupla Tahran’daydık. Önce dünyanın dördüncü yüksek döner kulesi olan Burcu Milad’a çıktık; ardından Elbruz Dağları’nda dünyanın en uzun teleferiğinde gezinti yaparak zirvedeki kayak merkezine çıktık. Eğlenceli bir yolculuğun ardından Cuma namazı için Tahran Üniversitesi’nde Cuma namazını eda ettik.

İran film platolarını görmek tüm ekibin merak ve heyecanla beklediği anlardı. İran’da üç büyük film platosu var. Platolar geniş bir alana yayılmış durumda. Hz Yusuf filmi için küçük bir Mısır kenti kurulmuş. Ünlü İranlı yönetmen Mecit Mecidi’nin çekeceği Hz. Muhammed’in hayatının anlatılacağı film içinse yeni bir plato inşa edildi. Savaş filmlerinin çekildiği platolar ise geniş bir alanı kaplıyor. Tanklar, siperler her film için hazır durumda.

Hz. Yusuf’un hayatının çekildiği plato gerçekten insanı büyülüyor. İnsan kendini bir anda tarihin içinde buluyor. Hani şu ışınlanma hadisesi var ya işte öyle bir şey. Birden Züleyha’nın sarayında, Yusuf’un zindanında bulduk kendimizi. Büyük emekler verilmiş. Ama karşılığı da alınmış yani hiçbir şey heder olmamış. Paltonun yakınında Kenan diyarı inşa edilmiş. Yeni filmler için yapılan yerler İran sınamasının çıtasını biraz daha yükseltiyor.

Hz. Muhammed (sav)’in çocukluk yıllarının çekileceği plato ise tam anlamıyla muhteşem. Orayı gördüğünüzde ise kendinizi Mekke ve Medine’de hissediyorsunuz. Başarılı İran sınamasının sırrını buralarda aramak gerekiyor.

Türk Yönetmenlere Davet

İrşat Bakanlığı İran Sineması'nın gelişimi, yeni filmlerin üretilmesi ve kültürlerin kaynaşması açısından kapılarını Türkiye'ye açtı. Bakanlık yılın belli dönemlerinde Türk yönetmenlerini ve senaristlerini İran'a davet etti. Ülkedeki platolar gezdirilerek ortak filmler yapılması için görüş alışverişinde bulunuldu.

İranlı ve Türk Sanatçılar Ortak Çalışacak

İranlı yönetmen Ali Rıza Ferit İran’da yılda 90-100 film yapıldığına dikkat çekti. Sinemanın ülkede yaygınlaştığını ve İranlı yönetmenlerin artık dünyada tanındığı belirten Ferit,İranlı sinemacıların uluslararası festivallerde birçok ödüller kazandığını belirtti. Ferit "Son 80 yılda halk sinemayı kabullendi. Sinema çok yaygınlaştı. Dünyada hiçbir festival yok ki İran filmi ödül almasın. Yabancı sinemalarda da artık İran filmleri yer alıyor. İran sineması her kesime hitap eder hale geldi. Fransa, Almanya, ABD ve İngiltere'de İran filmleri yayınlandı" dedi. Türk sinemacıların İran'da film yapması konusunda ise Ferit, Türkler daha önce de İran'da film yaptı. Şuanda bile yapıyorlar. Nasıl biz Türkiye'nin mekanlarından profesyonel elemanlarından yararlanıyorsak; onlar da bizden yararlanabilirler bu gittikçe çoğalabilir. Devlet,İran'da Türklerin film ve dizi yapmasını destekliyor" dedi.

Kurtlar Vadisi senaristlerden Ahmet Turgut ise İran'ın İslam coğrafyasında görsel kültüre en yakın ülke olduğunu söyledi. İran sinemasının devrim sonrasında değişik örnekler vermeye başladığını ve bunu misyon edindiğini söyleyen Turgut, İran'ın sanat harici problemleri var. Kendini dışarıya anlatabilme sıkıntısı var. Hollywood'un milli sinema endüstrilerini boğmaya çabası da var“ dedi. Turgut, "İran sineması dünyada en fazla ürün veren dördüncü milli sektör. Ama İran Ortadoğu'ya açılmada sıkıntı yaşıyor. Cumhuriyet'le yönetilen ülke, Arap monarşilerine karşı mezhep duvarına çarpıyor. Dünyaya açılmada da benzer durumlar var" diye konuştu.

Türk Sineması'nın milli duruşunun İran Sineması'yla benzerlik gösterdiğini belirten Turgut,"Dünyada Hollywood'dan sonra yerel sinema izleyicisinin fazla olduğu birkaç ülkeden biri Türkiye ve İran. Ama bugüne kadar pek ortak verimli çalışma olmadı. Bu olabilse Hollywood'a karşı daha dirençli olabilirler" dedi.

İran’da Filmlere Verilen Destek

İran İrşat Bakanlığı sinema için yıllık 300 milyon dolarlık bir bütçe ayırıyor. Tabi özel sektör ve diğer kuruluşların da kendilerine ait bir bütçesi var. İslam Devrimi'nden önce ülkede 450 sinema salonu vardı. Ancak bu sayı devrimden sonra düştü. Tahran’da 90 tane sinema salonu var. Şimdi ise bu sayı artırılmaya çalışıyor.100 kişiye bir sinema salonu düşmesi için hükümet çalışma yapıyor. Ülke genelinde 20 şirket film dağıtımı yapıyor. Aynı zamanda Ortadoğu'nun en büyük kaset kopyalama merkezi ise İran’da. İran'da öne çıkan bir diğer alan ise "aile sineması". Sinemaya gidemeyenler için aile sineması hayata geçiriliyor. Devlet destekli çekilen filmler CD'lere kopyalanarak taşraya ulaşması sağlanıyor. Böylece sinema en ücra yerlere bile ulaşıyor.

İran Sineması

İran sineması son dönemde yapılan filmlerle öne çıktı. Birçok geleneksel İran filmlerinin yanında, politik ve felsefi filmler gözleri İran Sineması'na çevirdi. Aslında İran Sineması'nın geçmişi 100 yıl öncesine dayanıyor. İlk dönemde öne çıkan filmler olsa da İran Sineması kendine has filmleriyle ülke içinde geniş kitlelere ulaştı. İslam Devrimi'nin ardından sinema alanında belirli konularda yapıt vermek zorlaştı. Ülkenin siyasal ve kültürel yapısında meydana gelen köklü değişimlerle, sinemanın gidişatı da değişti. Bu dönemde İran sineması kısa bir duraklamanın ardından çalışmalarına yeni baştan başladı. Denetimler ve özgürce konu seçememe sinemayı belli bir alana yöneltti. Ancak İranlı film yapımcıları ve yönetmeleri iktidarın kırmızıçizgilerini aşmadan çok sayıda örnek vermeye başladı. Daha çok aile, tarihi ve savaş filmleri öne çıktı. Son çekilen “Kerbela’nın İntikamı” filmi ise en çok bütçeli film olarak dikkat çekiyor. Yakın zamanda ülkemizde yayınlanacak olan film büyük ilgi ve beğeni kazanacağı kesin.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.