"Basın özgürlüğü" konusunda gerektiğinde çok hassas davranan batı medyası, Bahreyn'in Fisk'e açtığı davadan hemen hiç söz etmiyor.

İngiliz Independent gazetesinin emektar Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Bahreyn Krallığı'nın açtığı bir "iftira" davasıyla yüzyüze. Bahreyn Krallığı, Fisk'i "önceden tasarlanmış bir medyatik karalama kampanyası" yürütmekle ve "tek yanlı haberlerinde profesyonel tarafsızlık ve inandırıcılıktan yoksun davranmakla" suçluyor.

Robert Fisk, dava konusu olan yazısında Bahreyn devletinin, sadece muhalif gösterilere katılıp güvenlik güçlerince öldürülen ya da yaralanan kişilere baktıkları için haklarında dava açılan doktor, cerrah, hemşire ve hastabakıcıları konu etmişti. Fisk yazısında Bahreyn'i Suudi Arabistan'ın kontrol ettiğini savunarak, Suudiler'in Bahreyn'i davet dahi beklemeden işgal ederek isyanı bastırdıklarını, davetin sonradan çıktığını yazmıştı. Fisk yazısını "Bahreyn artık Halife'lerin krallığı değil. Orası bir Suudi palatinliği, Suudi Arabistan'ın bir konfedere bölgesi, bundan sonra oradan yazacak tüm gazetecilerin 'Manama, İşgal Altındaki Bahreyn' olarak imza atmaları gereken bir cep boyu muz devleti" diye bitirmişti.

Bahreyn, Suudi Arabistan'ın batı yanlısı tavrı nedeniyle "Arap Baharı" haberlerinde çoğu zaman gözardı ediliyor. Obama da konuşmalarında birçok ülkedeki hareketleri anarken, Suudi Arabistan ve Bahreyn'in adını anmıyor.

Davanın ne önemi var?

Böyle bir haber için açılan davadan bir şey çıkmayacağı düşünülebilir, fakat İngiltere'nin hakaret suçuyla ilgili yasaları oldukça karmaşık ve benzeri davalarda yüklü para cezalarıyla sonuçlanabiliyor. İngiltere tarihinde zengin tarafların benzer davalarla gazete ve gazetecileri susturduğu örnekler daha önce de yaşanmıştı. Dava Independent gazetesinin mali kaynaklarını sarsabilir, hatta uzaması halinde gazeteyi iflasa sürükleyebilir.

Bunların hiçbir gerçekleşmese bile, ihtimalin kendisi, söz konusu davanın basın özgürlüğünü tehdit eden niteliğini gözler önüne seriyor. Batı medyasında Bahreyn üzerine dişe dokunur birşeyler yazan az sayıda etkili gazeteciden Robert Fisk'in böyle bir davayla karşı karşıya kalması manidâr. The Guardian'daki kısa ve yorumsuz haber dışında büyük gazetelerde dava sürecine yer verilmemesi, durumu daha da anlamlı hale getiriyor.

Robert Fisk'in Bahreyn'le ilgili o yazısı