14 Mayıs Cumartesi günü öğle namazının ardından başlayan törene Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, törene katılan Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüsü Mezunları Derneği TİYEMDER Başkanı Selahattin Yazıcı, CAFERİDER Başkanı Av. Sinan Kılıç, Gazeteci–Yazar Kenan Çamurcu, İstanbul’un dört bir yanından Ehlibeyt mescitlerinin alimleri ve cemaatleri,
Özgündüz’ün ardından Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüsü Mezunları Derneği TİYEMDER Başkanı Selahattin Yazıcı, CAFERİDER Başkanı Av. Sinan Kılıç, Gazeteci–Yazar Kenan Çamurcu konuşmalarında dikta rejimlerin kendi halklarına karşı uyguladıkları baskı ve zulümlere tepki göstererek, mazlumlara destek verdiklerini, Bahreyn’de işlenen cinayetlere dünyanın sessizliğini kınadıklarını belirttiler.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz törende yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.
Özgündüz konuşmasında şunları söyledi:
“Son zamanlarda dünya gündemini meşgul eden en önemli konu, Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası’nda vuku bulan halk hareketleri (!) olmuştur.
Tunus ve Mısır’da sadece devlet başkanlarına görevi bıraktırıp halkın gazı alınmıştır. Böylece halk patlamasıyla gerçekleşecek devrimlerin önü kesilmiştir. Bu başkanların kadroları aynen görevlerinin başındadır.
Libya’da Kaddafi koltuğu bırakmamakta inat edince, en kaliteli petrol yataklarının bulunduğu Libya, Batılı güçlerin füze yağmuruna hedef olmuştur. Bu füzeler, demokrasi talep eden halkı desteklemek amacıyla(!) Libya’nın üzerine yağıyormuş.
Komşumuz Suriye’de de bir grup, başta “olağanüstü hal”in kaldırılması olmak üzere bir takım taleplerle eyleme başladı. Bu taleplere idare tarafından nispeten ılımlı ve olumlu karşılık verilmesine rağmen, bu grup silahlı eyleme başladı.
Silahlar Suudi Arabistan’dan geliyor. Suudiler yardımseverdirler(!) Dün de İsrail, Lübnanlıların ve Filistinlilerin başlarına füze ve bomba yağdırdıklarında Suudiler İsrail’e sekiz milyar dolar yardım göndermişlerdi. Şimdi de İsrail’e kafa tutan tek Arap devletinin yıkılması için isyancılara silah yardımında bulunması yardımsever(!) doğasının gereğidir…
Suudiler dostlarına çok vefalıdırlar. Onun içindir ki başta ABD, İsrail ve İngiltere olmak üzere emperyalist ve Siyonist dostlarının öteden beri başlatmaya uğraştıkları mezhep çatışmasına çok ciddi katkılarda bulunmaktadır.
Yemen’de Şîî Havsî’leri bombalayarak, Suriye’ye silah göndererek ve Bahreyn’e tanklarını sevk ederek ve oradaki Şîî’lere ait mescit ve camileri yıkıp Kur’an’ları yakarak, kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden silahsız insanları katliam ve her türlü işkenceye tabi tutarak Siyonist ve emperyalist dostlarına karşı hizmette kusur etmemektedir.
Kendilerinden başka bütün Müslümanları kâfir sayıp onları öldürmeyi caiz, hatta vacip gören İngiliz patentli bu tekfirci Vahhabi anlayış, kurulduğundan beri Müslümanlara ve İslamî eser ve değerlere saldırmaktadır.
Peygamberimizin mescit ve türbesini de yıkmak üzereyken Türkiye Cumhuriyeti’nin sert ültimatomuyla bu yıkım durdurulmuştur.
İşgalci Siyonist ve emperyalistlere karşı savaşmak bir yana, onlara karşı savaşan Müslümanları hep arkadan vurmuşlardır. Emperyalistlere karşı İslam topraklarını savunan Mehmetçik’i arkadan vurmadılar mı? Şimdi işgale karşı mücadele veren Iraklı Müslümanlara saldırmıyorlar mı? Bölgede Siyonist ve emperyalistlerin çıkarmaya çalıştıkları etnik ve mezhep savaşlarını içten körüklemiyorlar mı?
Bahreyn halkı Şîî’siyle Sünni’siyle el ele, demokrasi istiyor. Suudi tankları ne diye ve hangi hakla o halkın evlerini ve camilerini yakıp yıkıyor?!
İşgalcilere karşı bir tek mermi atmayan Suud askerleri, Bahreyn halkını ne diye katlediyor?! Bu canilere karşı bütün dünya neden bu kadar suskun?!
Dünya medyası neden bu kadar kör-sağır?!
İnsan haklarını, demokrasiyi savunan devlet, kişi, kurum, kuruluş ve örgütler neden bu kadar duyarsız kalmaktadır?!
Bahreyn’de çocuklar öldürülüyor, kadınlara işkence yapılıyor, analar ağlıyor. Bahreyn feryat ediyor “insanlık neredesin?” diye.
Biz buraya onların feryadına ses vermek, necip milletimizin ve hükümetimizin bu feryatları duymasına katkıda bulunmak için toplandık.
Basınımızın bu cinayetlere dikkatini çekmek istedik. Bunca cinayete karşı bu kadar suskunluğun herkese yakışsa da bu necip millete yakışmadığını hatırlatmak için toplandık.
Allah rızası için o mazlumların feryadına bir ses veren yok mudur?!
Biz kendi çapımızda o feryada ses vermek için toplandık. Umarım bu sesimiz necip milletimize dalga dalga yayılır ve o mazlumların feryadı bu milletten karşılık bulur.
Buna medyamızın da katkıda bulunmasını beklemekteyiz. Bu vicdan ve insanlık sınavıdır. Kahrolsun diktatörlük, yaşasın özgürlük!” diye konuştu.
Caferi din alimleri, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yanı sıra binlerce vatandaş katıldığı törende katılımcılar, yapılan konuşmaları sık sık “Bahreyn halkı yalnız değildir; Sünni Şii kardeştir diktatörler kalleştir, kahrolsun Amerika kahrolsun İsrail, insanlık uyuma Bahreyn’e sahip çık, katil Suudi Bahreyn’den defol” sloganları ile kestiler.