Libya’ya yönelik müdahaleyi değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, ‘Mısır için sesini yükselten Başbakan Libya için neden susuyor’ şeklinde bilgisizlikten kaynaklanan eleştiriler yapıldığını hatırlatarak, "Biz nerede, ne söyleyeceğimizi iyi biliriz. Bunları istişare ile yaparız. Biz bakkal dükkânı değil, Türkiye’yi yönetiyoruz. Bizi sessiz, tepkisiz, tarafsız kalmakla işam edenler bölgede esen değişim rüzgârının ilhamını nereden aldığına çok dikkatli baksınlar. Biz sesimizi de tepkimizi de belli bir üslup içinde ortaya koyuyor, tarafımızı çok net şekilde tüm dünyaya gösteriyoruz. Biz değişimin, demokrasinin, insan haklarının, ifade özgürlüğünün tarafındayız. Biz çatışmanın, baskının, şiddetin, zulmün tarafında değiliz, hakkın, adaletin, uzlaşmanın, kucaklaşmanın yanındayız." şeklinde konuştu.
Erdoğan, The Guardian Gazetesi’nin muhabirinin tutuklanması üzerine Türkiye'nin devreye girmesinin istendiğine işaret ederek, "Newyork Times'in muhabirleri tutuklanıyor. Serbest bırakıldıklarına dair belgeye 'Türkiye'nin hatırı için serbest bırakılmışlardır' ifadesi yazıyor. Bunları görmemekte ısrar edenler, başlarını kumdan çıkarıp çevrelerine baksınlar. Libya ile ilişkimiz petrol ilişkisi değildir, çıkar ilişkisi değildir. Bunları Libyalı kardeşlerim zaten çok iyi biliyorlar. Türkiye’nin Libya’da buna yönelik hesabının olmadığını çok iyi biliyorlar.Trablus’un da Bingazi’nin de her bir ferdi bizim öz be öz kardeşimizdir." ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, Libya’da hadiseler başladığı andan itibaren taraflarla diyalog halinde olduklarını, Kaddafi ve oğlu ile sürekli ilişki halinde olduklarını kaydetti. Erdoğan, "İlişkinin koptuğu an her şeyin bittiği andır. Diplomaside ilişki koparılmaz, sürdürülür. Mısır’daki ya da Tunus’taki gibi devrimin kansız yapılması için kılı kırk yaran bir hassasiyet içinde olduk. Ne yazık ki bu başarılamadı." diye konuştu.
Erdoğan, Libya'da şu anda 500'e yakın Türk vatandaşının bulunduğunu, bunların gelme talebinde bulunmadıklarını kaydetti.
"OBAMA'YA HASSASİYETLERİMİZİ İLETTİM"
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı telefon görüşmelerinde de hassasiyetlerini ifade ettiğini belirterek, “Dün akşam Obama ile görüştük. Önceki gün İngiltere Başbakanı ve ardından Hollanda Başbakanı ile görüşme imkanım oldu. İngiltere Başbakanı David Cameron aradı. Libya konusunu yarım saat görüştük, değerlendirdik. Bundan sonraki sürece yönelik neler olabilir bunları değerlendirdik.” bilgilerini aktardı.
Erdoğan, Kaddafi’ye 1 Mart ve sonrasındaki temaslarında kendilerine onurlu bir şekilde çekilme tavsiyesini ilettiğini hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti: “Libya’nın tamamının güveneceği, ismi üzerinde bütünleşeceği bir kişiye resmi olarak terk etmesi tavsiyesinde bulunduk. Bizim hassasiyetimiz Libya’daki dönüşümün sorunsuz şekilde olabilmesi içindi. Kardeş katliamı yaşanmasın, bir kaos ortamı oluşmasın diye çırpınıp durduk. Biz Libya kendi meselesini harici müdahalelerle değil, kendisi çözsün, istikametini kendisi, değişimi kendi dinamikleriyle gerçekleştirsin istedik. Bizim Libya’ya müdahale, askeri operasyon konusundaki endişemiz son derece haklı bir endişedir. Bu tür operasyonların geçmişte hiçbir fayda sağlamadığını, tam tersine can kayıplarını artırdığını, işgale dönüştüğünü, ülkelerin birlik ve bütünlüğünü ciddi şekilde zedelediğini gördük ve yaşadık. Paris toplantısını elbette sorgulayacak, elbette eleştireceğiz. Libya’ya yönelik sadece ve sadece insani yardım amaçlı operasyonun şemsiyesi BM olmalıdır. Yani operasyon meşru bir zeminde yürütülmelidir. BM’nin almış olduğu 1970 ve 1973 sayılı kararlar bu çerçevede yorumlanmalıdır. Biz Türkiye olarak NATO’da yapılacak toplantıda tutumumuzu, görüşlerimizi, taraflara bildireceğiz, ardından da kamuoyunu bilgilendireceğiz. Toplantı normalde dün yapılacaktı, bugüne ertelendi. İlkesel tutumumuz belli, uygulamadaki tutumumuzu da taraflara ifade edeceğiz. Meclis’te milletvekillerini bilgilendirmek amacıyla bir oturum yapılmasını planlıyoruz. Dışişleri Bakanı'mız da son gelişmelerle ilgili bilgi vermek amacıyla muhalefeti ziyaret edecek.”
Libya’da devam eden operasyonun Libyalılar ve bölge ülkeleri tarafından 'petrol ve çıkar amaçlı operasyon', 'Batı’nın müdahalesi' olarak algılanmasının kendi haklılıklarını ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, “Libya halkının esenliğini, huzurunu, iç barışını temel hedefler olarak görüyor, bunu sağlayacak şekilde temaslarımızı yoğun bir şekilde yürütüyoruz. Türkiye asla ve asla Libya halkına silah doğrultan taraf olmayacaktır. Türkiye’nin politikası çok nettir, tavrı son derece nettir. Sonuç getirecek, Libya’nın iç barışını tesis edecek çabalara da Türkiye her zaman destek olmaya da devam edecektir." şeklinde sözlerini sürdürdü.
YEMEN VE BAHREYN’DEKİ ÇATIŞMALAR
Erdoğan, Yemen ve Bahreyn’de devam eden olaylar karşısındaki kaygılarını, endişelerini gerekli platformlarda dile getirdiklerini belirtti. Erdoğan, “Bahreyn’de mezhep çatışmasının endişesini taşıyoruz. Değişim adı altında mezhep çatışmasına dönüşmesi bizleri ciddi manada rahatsız etmektedir. Bunu önlemek için yoğun diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bu bölgede AK Parti iktidarı döneminde ne olursa olsun hükümetimiz orada yer alacak, tribünde bir seyirci olarak kalmayacaktır. Bölgedeki değişimin olumlu şekilde seyretmesi için yoğun gayret içindeyiz." dedi.
23 Mart 2011