Irak'ta son günlerde yaşanan protesto gösterilerini bahane eden Kuzey Irak Bölgesel yönetimi, uzun zamandır hak iddia ettiği petrol bölgesi Kerkük'e 12 bin peşmerge gönderdi.
Kürtlerin bu hamlesi üzerine ABD, Irak ve Kürt yönetimi arasındaki gerginlik arttı. Washington Yönetimi ve Bağdat hükümeti, peşmergeler 'Kerkük'ü terk etsin' talebinde bulundu, Kürtler ise 'hayır' cevabını vererek peşmergelerin kalacağını söyledi.
Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminden, geçen hafta Kerkük kenti çevresine, Bağdat'taki merkezi hükümetin izni alınmadan konuşlandırıldığı bildirilen yaklaşık 12 bin kişilik silahlı peşmerge gücünün çekilmesini istedi.
Erbil'deki Kürt yönetimi, binlerce askerin şehre konuşlandırılmasına gerekçe olarak Kerkük'teki Kürtlerin saldırı tehdidi altında olduğu iddiasını dile getirdi.
Bir Irak hükümet yetkilisi Reuters'a yaptığı açıklamada, "Bu birlikler merkezi hükümetin izni alınmadan yerleştirildi ve Başbakan Maliki, derhal geri çekilmelerini istedi" dedi.
Yetkili, Başbakan Maliki'nin bölgesel Kürt yönetimiyle bu güçlerin çekilmesi konusunda geçici bir mutabakata vardığını iddia etti. Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin güvenliğinin, merkezi hükümetin sorumluluğunda olduğunu karşı tarafa bildirdiğini söyledi. Kürt tarafı ise, kenti koruma görevinin tek başına Bağdat'taki merkezi hükümete ait olamayacağını savundu.
ARAPLAR VE TÜRKMENLER ENDİŞELİ: BU İŞGALE BENZİYOR
Kerkük'teki Arap ve Kürt kaynakları, kent çevresine yerleştirilen peşmergelerin Kalaşnikof silahlar, top ve zırhlı araçlarla donatılmış olduklarını belirtiyor. Kerkük'teki Arapların temsilcilerinden Muhammed Halil El Ciburi, peşmerge kuvvetlerinin pozisyonunun "işgal durumuna" işaret ettiğini söyledi.
Germiyan bölgesinde Arap aşiret liderleri, peşmerge komutanları ABD elçiliğinden bir heyet ile toplantı yaptı.
Türkmen Partisi lideri Ali Mehdi ise, peşmerge varlığının şehirdeki tansiyonu iyice artırmasından endişe ettiklerini belirtti.
Bölgesel Kürt yönetiminin Peşmerge Bakanı Cafer Mustafa, "Gösteriler nedeniyle Kerkük'teki Kürtleri bekleyen tehlike gerçekten var. Bu nedenle nüfusu tehditlerden korumak için peşmergeler konuşlandırıldı" dedi.
Mustafa, Reuters'a yaptığı açıklamada, kentin Kuzey Irak'taki yönetimden ayırıldığını, bu kenti koruma görevinin tek başına Bağdat'taki merkezi hükümete ait olamayacağını savundu. Kerkük Bölgesel Konseyi'nden Abdullah Sami el Asi de "Kerkük sokaklarındaki insanlar saldırıdan korkuyor. Büyük sayılarda güçlerin ağır silahlarla kente saldırı düzenleneceğinden korkuyor. Eğer bu gerçekleşirse çok büyük bir sorun olacak ve kontrol edilemeyecek" diye konuştu.
Öte yandan, Iraklılar'ın, işsizlik, yolsuzluk, kamu hizmetlerindeki eksiklik ve yetersiz yöneticiliğe karşı yeniden sokaklara indiği bugün, Kerkük'te sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Kerkük valiliği tarafından duyurulan sokağa çıkma yasağının sabah 06:00'da başlayacağı ve akşam saatlerine kadar devam edeceği bildirildi.
Yasağın saat kaçta biteceği konusunda ise henüz net bir açıklama yapılmadı. Yasağın, güvenlik gerekçesi ve gerginlik endişesi ile konulduğu açıklandı
Anbar, Selahaddin, Ninova ve Diyala'da da sokağa çıkma yasağı konuldu.
Şubat ayı başından bu yana ülke genelinde yaşanan protesto gösterilerinde en az 22 kişi hayatını kaybetti.
04 Mart 2011