Matemden Muhabbete Halkalı Buluşması
Başbakan'ın aşura matemine katılışı önemli; çünkü Sünnilik-Caferilik (Şiilik) meselesi asırlardır Türkiye-İran arasında çekişme konusu.
Muharrem ayı ve Muharrem ayının 10. gününe tekabül eden Aşura Günü tüm Müslümanlar için önemli olmakla birlikte, Caferiler için daha özel anlamlar ifade eder. Her yıl Muharrem ayının 10. günü düzenlenen törenlerle Caferiler, siyah giyerler, kendilerini zincirlere vururlar ve yine bir 10 Muharrem gününde zalimce şehit edilen Hz. Hüseyin’in acısını kendi bedenlerinde hissederler.
Türkiye’de toplumun büyük kesimi tarafından yeterince bilinmeyen Caferiler, her yıl Halkalı’da on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirdikleri aşura matemleriyle gündeme geliyorlar. Neredeyse tamamı Azeri Türkü olan Caferilerin asıl yerleşim alanları Iğdır, Kars, Ağrı ve bu illerin bazı ilçeleridir.
Göç ve yerleşim
Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren kırsal kesimlerden kent merkezlerine göçler artmış, Caferiler de bu dönemde Türkiye’nin batı bölgelerindeki İstanbul, İzmit (Gebze), Manisa (Turgutlu), Ankara, Yalova gibi sanayi kentlerine göç etmeye başlamışlar. Bu anlamda İstanbul, Caferi nüfusun batıda en fazla yoğunlaştığı il olmuştur.
İstanbul’a ilk gelen Caferiler genel olarak Kasımpaşa, Balat, Karagümrük gibi merkezi bölgelere yerleşiyorlardı. 1970’li yıllardan itibaren Halkalı’ya yerleşimler başlamış ve bir süre sonra İstanbul’daki Caferi nüfusun büyük bir bölümü Halkalı’ya yerleşmiştir. Yeni yerleşim alanlarında kendi camilerini yaptıran Caferilerin Halkalı’da inşa ettikleri Zeynebiyye Camii, Türkiye Caferileri için merkezi bir konum üstlenmiştir.
Genellikle Caferi ismi ile birlikte anılan Halkalı, aynı zamanda her yıl Türkiye’nin en geniş katılımlı Aşura törenlerine ev sahipliği yapmaktadır. Caferiler her yıl Muharrem ayının 10. günü Halkalı Aşura Meydanı’nda on binlerce Caferinin katılımıyla gerçekleştirilen Aşura matemlerinde, matemi ve intikamı simgeleyen siyah kıyafetler giyiyorlar, Hz. Hüseyin’in şehadetini konu alan tiyatro oyunları sergiliyorlar ve gözyaşları içerisinde Hz. Hüseyin’in yasını tutuyorlar.
Halkalı’da gerçekleştirilen Aşura matemleri, aşurayi en iyi şekilde yansıtması bakımından UNESCO tarafından en iyi Aşura Matemi seçilmiştir ve aynı zamanda bu törenlerdeki Aşura tiyatrosu, oyuncu ve izleyici sayısının çokluğu bakımından Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olmuştur. Aşura matemlerinin hızla kurumsallaşması, sivil toplum örgütleri kadar, siyasi parti temsilcilerinin de ilgisine muhatap olmaktadır. Son yıllarda Halkalı’daki Aşura Matemlerine birçok siyasi isim katılmıştır.
Caferiler, Hz. Hüseyin’in şehadetinin 1371. yıldönümünde, yine Halkalı Aşura Meydanı’nda büyük bir organizasyonla bir araya geldiler, yas tuttular. 16 Aralık 2010 Perşembe günü gerçekleştirilen Aşura Matemi’ne Başbakan Erdoğan’la birlikte, Büyük Ayetullah Ali Hamaney’in Uluslararası İlişkiler Danışmanı, İran Dışişleri Eski Bakanı Ali Ekber Velayeti katıldı. Başbakanın bu katılımının muhtemel sosyal ve siyasi neticeleri göz önüne alındığında tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirilmelidir. Çünkü asırlardır Osmanlı ile İran arasında Sünnilik – Caferilik (Şiilik) meselesi siyasi rekabetin etkisi altında kalmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar da Caferiler siyasi irade tarafından muhatap alınmamış, hatta Türkiye’de Caferi inancına göre din adamı yetiştirme imkanı olmadığı için Caferi din adamlarının Irak ve İran’da bulunan medreselerde yetişmesi, Türkiye Caferilerinin İran yanlısı oldukları yönündeki yorumları beraberinde getirmiştir.
Sorunların dinlenmesi
Bu programa katılan Başbakan’ı misafir ederek, yıllardır bu ülkenin siyasi şartlarında mağdur edildiklerini, birtakım sorunlarla mücadele ettiklerini ve bu sorunların çözümü hususunda bugüne kadar muhatap bulamadıklarını belirten Caferiler, sorunlarını ve taleplerini ifade etme imkânı buldular. Bu durum aynı zamanda Başbakan’ın, Caferilerin sorunlarını yerinde görmesini ve taleplerini onların ev sahipliğinde dinlemesini sağlamıştır.
Caferilik Türkiye’de toplumun büyük kesimi tarafından bilinmemektedir. Aşura matemlerinde ön plana çıkan ve basına yansıyan görüntüler dikkate alınarak kimi kesimlerde Caferilere yönelik ciddi önyargılar söz konusudur. Sünni toplumun hafızasında yer alan ‘4 hak mezhep’ algısı diğer mezhep mensuplarının ciddi biçimde eleştirilmesine ve çoğu zaman Caferiler hakkında da gerçekle alakası olmayan birçok yorumun yapılmasına sebep oluyordu. Başbakan’ın katılımı bir anlamda kamuoyunun ilgisini Caferilere yönlendirecek ve Sünni kesimlerdeki önyargıların da yeniden gözden geçirilmesine zemin hazırlayacaktır. Bir anlamda Sünni kesimlerde Caferi meşruiyetini arttıracak ve Türkiye’nin sosyal bütünleşmesine olumlu katkı sağlayacaktır.
Caferi gelenek
Caferilerin inanç geleneğinde, müctehid seviyesinde olmayan her Caferi, bir müctehide tabi olmak zorundadır. Türkiye’de her biri Kum’da veya Necef’te uzun yıllar Caferi inancına göre din eğitimi almış 300’den fazla din adamı olmasına rağmen onlardan hiçbirisi müctehid olmayıp, mukallid (takdit eden) konumundadır. Yani Türkiye’deki Caferilerin tamamı İran ve Irak’ta yaşayan müctehitlere tabidirler ve o müctehitlerin fetvaları Türkiye’deki Caferileri de doğrudan etkileme ve yönlendirme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle Başbakan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Halkalı buluşmasının uluslararası alanda da çok ciddi etkileri olacaktır. Türkiye’deki Caferiler genel olarak İran’da yaşayan Ali Hamaney’i ve Irak’ta yaşayan Ayetullah Sistani’yi taklit etmekteler.
Halkalı’daki Aşura matemine Başbakan’ın katılımının ayetullahlar tarafından nasıl değerlendirileceği yönünde düşüncelerini sorduğumuz Caferiler, genel olarak ayetullahların durumdan memnuniyet duyduklarını ve Başbakan’ın katılımının Sünni-Şii sosyal bütünleşmesi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ifade ettiler.
Netice itibariyle, Başbakan’ın bir Aşura matemine katılması; çeşitli sosyal projelerle ülke içinde sosyal bütünleşmeyi sağlamayı ve komşularla sıfır sorun politikası ile dış siyasetini şekillendiren ve bölgesel güç olma yolunda tüm dünyanın dikkatine ve ilgisine muhatap olan Türkiye için önemli bir girişim olmuştur. Hatta bu organizasyonun; önümüzdeki yıllarda cumhurbaşkanlarının, başbakanların ve ayetullahların katılımıyla gerçekleşecek daha büyük Halkalı Buluşmalarına da zemin hazırladığını düşünmek, abartı sayılmamalıdır.
Not: Yazı boyunca ‘aşura’ terimi kullanıldı. Terimin Türkiye’deki yaygın kullanımı bilindiği gibi ‘aşure’dir; ancak ülkemizde yaşayan Şii-Caferiler ‘aşura’ telaffuzunu tercih ediyorlar; biz de onlara uyduk.
( Abdülkadir Yeler: Marmara Üniversitesi)
28 Aralık 2010