Davutoğlu, Türkiye'nin yeni konumunu anlatırken "Türkiye artık çantada keklik değil. Tek bir merkezden yönetilmiyor." dedi. 2020'ye kadar Türkiye'nin Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine tekrar aday olacağını açıklayan Davutoğlu, İstanbul'u uluslararası barış ve arabuluculuğun merkezi yapacaklarını söyledi. Yeniden adaylık için 2016 tarihini işaret etti. Türkiye'nin, İran'ın nükleer silahlara sahip olmasına karşı çıktığını belirterek, "İran'ı gerekçe göstererek yükselen ülkelerin nükleer teknolojiye ulaşımı engelleme girişimini de doğru bulmuyoruz." diye konuştu.
Bu niyette olan ülkelerin OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) örneğinde olduğu gibi monopol haline gelmek istediğini ifade eden Davutoğlu, "Nükleer havuz oluşturup oradan alın, diyorlar. Biz bu anlayışa karşıyız." dedi. Bakan, "Türkiye nükleer teknoloji üretmeye kalkarsa İran'a benzer sorunlar çıkarırlar mı?" sorusuna, "Bana kalırsa çıkarırlar. İran'ı gösterip vidaları sıkıyorlar." şeklinde cevap verdi.
Nükleer teknolojiye sahip ülkeleri dört kategoriye ayıran Dışişleri Bakanı, şöyle devam etti: "Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi (NPT) anlaşması öncesinde nükleer silaha sahip olanlar... Bunlar, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri. İkinci kategoride NPT sonrasında nükleer silaha sahip olup NPT tarafı olmayan ülkeler... Hindistan, Pakistan, İsrail... Nükleer teknolojiye sahip; ancak silah üretmeyen ülkeler... Brezilya, Güney Afrika... Dördüncü de NPT'ye üye nükleer teknolojisi ve silahı olmayan ülkeler... Türkiye bu kategoride..."
YAPTIRIMA SADECE BM KARARI OLURSA UYARIZ
Davutoğlu, İran'ı üçüncü kategoriye yerleştirirken Batı'ya da şu soruyu yöneltti: "İran'ın nerede durmasını istiyorsunuz?" Bakan, "Türkiye, İran'ın birinci ve ikinci kategoriye geçmesine karşı... Eğer ikinci kategoriye geçerse bölgede süper güç olur. Türkiye üçüncü kategoride olmak istiyor. Yani nükleer teknolojimiz olsun, yakıtımızı kendimiz üretelim, kontrole açık olalım, nükleer silahımız olmasın. Türkiye'nin kendi enerjisi yok." şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı, nükleer teknoloji karşıtı politikalarla gelişen ekonomilerin yükselişinin engellenmeye çalışıldığını da vurguladı. BM'de nükleer teknoloji konusunda önceki gün yeni bir inisiyatif başlattıklarını anlatan Davutoğlu, "Japonya ve Avustralya dediler ki NPT'ye uyalım; ama NPT'yi modernize edelim. Buna bizi de davet ettiler. Japonya, Avustralya, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Meksika ve Polonya... Bu ülkelerin hiçbiri nükleer silah sahibi değil."
Ahmet Davutoğlu'na İran'a yaptırım konusu da soruldu. Türkiye'nin yaptırımlara karşı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi: "İran ile banka meselesini ortaya attılar. Psikolojik baskı oluşturma çabası. Burada dikkat ettiğimiz iki nokta var. Biz yaptırımları doğru bulmuyoruz. Yaptırımlar büyüyen Türkiye ekonomisi önünde engel. Ancak BM kararı olursa uyarız. BM kararları bizi bağlar. Bunun dışında hiçbir devletin tek başına aldığı karar bizi bağlamaz. Bakın bakalım, Türkiye alanı boşaltırsa ucuz İran petrolünü kim alacak, benzin satışına kim girecek? Büyük Batılı şirketler başka isimlerle yeni şirketler kurmaya başladı."
Davutoğlu, "Türkiye, İran konusunda ABD ile neden ters düştü?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Geçen yıldan bu yana bizim ABD dahil, tarafları bilgilendirmediğimiz tek bir olay yok. Müzakere konusu olan hiçbir bilgi saklanmamıştır. Bunun dışındaki konular bizi ilgilendirir. Ben ABD ile konuştuğum her şeyi başkalarına anlatıyor muyum? ABD yaptırımlar çıkarırken Çin ile Rusya ile konuştu. Onların ekonomik hassasiyetlerini dikkate aldı. Müttefik olduğumuz halde bizimle niye konuşmadılar?"
ABD İLE SORUN, KONGRE VE MEDYADA
Davutoğlu, Türkiye ile ABD arasında sorunun bugün için Kongre ve Amerikan medyasıyla sınırlı olduğunu söyledi. Davutoğlu, "ABD ile karşı karşıya kaldığımız iki krizi birlikte yaşadık. İran ve İsrail... Obama, Clinton, Jim Jones Türkiye'nin önemini bildikleri için telafi ettik. Bugün sorunlu iki yer var. Biri Kongre... İsrail yanlısı unsurlar çok faal. Bazı temsilciler İsrail'in eleştirilmesine bile tahammül edemiyor. Diğeri basın... Amerikan basınında İsrail adeta dokunulmaz." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı, İran'la İsrail arasında bir çatışma ihtimali olup olmadığı şeklindeki soruya da şu karşılığı verdi: "İran İsrail'e saldırmaz. İran ideolojik de olsa devlet geleneği olan bir ülke... Savaşın yıkımını bilir. İran, devrimden bu yana rahatsız edilmedikçe hiçbir ülkeyi rahatsız etmemiştir. İran-Irak savaşı, Irak'ın saldırısı üzerine çıktı." Davutoğlu, İsrail'in İran nükleer santrallerine askeri operasyon düzenleme konusunda kaygılı olduğunu söyledi.
25 Eylul 2010