Avrupa Ermeni Birlikleri Forumu (AEBF) Başkanı Aşot Grigoryan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkan ülkelerinin devlet başkanlarının açıklamasıyla ilgili yapılan yorumları değerlendirirken, "Türkiye'nin aktif çalışmaları sayesinde ABD ve Rusya arasında Dağlık Karabağ'ın boşaltılmış topraklarının Azerbaycan'a teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını" söyledi.

AEBF'nin açıklamasında küstahça ifadelere yer veriliyor:

"Azerbaycan Dışişleri Bakanı Memmedyarov'un yaptığı açıklamaya göre, yakın zamanda iki bölgenin iadesine başlanacak, bunları üç bölgenin daha hızlı bir şekilde teslimatı izleyecek ve beş yıl sonra da kalan iki bölge teslim edilecek. Bunlardan sonra Karabağ'ın statüsü meselesi çözüme kavuşturulacak. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan'ın ABD, Rusya ve Fransa Devlet Başkanlarının açıklamasına ilişkin olumlu değerlendirmesinden hareketle, Ermenistan Dışişleri Bakanlığının, uluslararası güçlerin Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığına ilişkin (!) teminatı sağlamaları durumunda, boşaltılmış toprakların teslim etmek yolunda olduğu sonucuna varıyoruz.

AEBF Başkanlığı, aynı güçlerin katılımıyla yapılan 'Ermeni-Türk protokolleri' sürecinin suya düşmesinin ardından böyle teminatların gerçekçiliğinden büyük şüphe duyduğunu ifade ediyor. Kaldı ki 'Ermeni-Türk protokolleri' süreci sonucunda Dağlık Karabağ ile ilgili durum daha da gerginleşti.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un Güney Kafkasya bölgesine ziyareti, Güney Kafkasya ülkelerinin ABD'nin İran'a yönelik politikasının sertleşmesine hazırlanmaları niyetini taşıyan bir dizi amaç taşıyor. Bunun için iki önemli mesele çözüme kavuşturulmalı: Birincisi; Dağlık Karabağ sorununda üç devlet başkanının yapmış olduğu açıklamaya göre çözüm seçeneğini hayata geçirmek ve ikincisi, 'Ermeni-Türk protokollerini' diriltmek.

AEBF, Dağlık Karabağ sorununun Dağlık Karabağ'ın katılımı (!) olmadan görüşülmesinin devam edemeyeceği ve bütün dünya Ermenilerinin protokollerin içerdiği şartlara karşı olması nedeniyle protokollerin düzeltmesi yapılmadan çalışmaya devam etmenin imkânsız olduğuna dayanarak, bu iki konuda Ermenistan Dışişleri Bakanlığını katı olmaya çağırıyor."