İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi tarafından yayımlanan bildiride, son yaptırım kararıyla BM Güvenlik Konseyinin, dünyada güvenliğin sağlanması ve milletlerin haklarının korunmasında uygun bir merci olmadığının anlaşıldığı kaydedildi.
"BM Güvenlik Konseyinin, İran'ın barışçıl amaçlı nükleer enerji faaliyetleriyle ilgili kararı yasa dışı, itibarsız ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır" ifadesinin kullanıldığı bildiride, Güvenlik Konseyinden hatalarını düzeltmesi ve telafi etmesi talep edildi.
Bildiride, "İran, halkının kanuni ve meşru hakları aleyhindeki her türlü eyleme yasal çerçevede misillemede bulunacağını açık ve net olarak ilan ediyor" ifadesi kullanıldı.
"ABD'nin baskı ve tehditlerine rağmen Güvenlik Konseyinde oy birliğine ulaşılamaması, 120 ülkeden oluşan Bağlantısızlar Hareketinin, büyük güçlerin istekleri doğrultusunda hareket etmemesi, uluslararası arenada milletlerin haklarını korumaya yönelik adalet ve karşılıklı saygı esasına dayalı yeni bir dönemin başladığının göstergesidir" görüşüne yer verilen bildiride, "Nükleer enerji herkese, nükleer silah hiç kimseye" sloganının bağımsız ülkeler arasında dayanışmaya, işbirliğine ve insani bir hedefe dönüşmesinden mutluluk duyulduğu belirtildi.
"Washington yönetiminin yanlışlarındaki ısrarının faydasız, çıkmaz sokak ve pahalı bir eylem olduğu" savunulan bildiride, bu politikanın sürdürülmesinin Güvenlik Konseyinin yanlış ve adil olmayan çehresini gün yüzüne çıkaracağı, uluslararası alanda doğru münasebetler için milletlerin azmini artıracağı" görüşü dile getirildi.
Türkiye, İran ve Brezilya arasında imzalanan ve uranyum takasını öngören anlaşmanın önemine değinilen bildiride, ''İran, büyük güçlerin aşırı taleplerine karşı bağımsız ülkelerin dayanışması, barış, adalet ve insanlığın mutluluğu için Tahran Bildirisini önemli bir girişim olarak görüyor" ifadesi kullanıldı.
İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyinin açıklamasında ayrıca, "dünya kamuoyunun istekleri ve tüm uluslararası yasalara aykırı olarak İsrail'in, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasına (NPT) taraf olmayı reddettiği, bu rejimin insani olmayan tüm eylemlerinin başta ABD olmak üzere büyük güçlerce desteklendiği" görüşü dile getirildi.
Bildiride, "BM Güvenlik Konseyinin, 1929 sayılı kararında, dünyanın nükleer silahlardan arındırılması, bu silahların bizzat daimi üyelerce üretildiği, geliştirildiği, yayıldığı ve yeni nesillerinin test edildiği konularına değinilmediği, aksine İran'ın barışçıl amaçlı nükleer enerji faaliyetleriyle ilgili asılsız iddialara yer verildiği" kaydedildi.
"Nükleer silahları üreten, bulunduran ve kullananların dünya güvenliği ve barışı için en büyük tehdit olduğunun herkesçe bilindiğinin" belirtildiği bildiride, "ABD ve BM'nin, dünya kamuoyu karşısında her geçen gün itibar kaybettiği" görüşü savunuldu.
Bildiride, "Nükleer silahlara sahip ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve İsrail'in dünya için gerçek tehdit oldukları, ancak dikkatlerin hayali tehditlere çekilmek istendiği" ifadesi kullanıldı.
BM Güvenlik Konseyinin son kararıyla Bağlantısızlar Hareketi ülkeleri başta olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerce desteklenen Tahran Bildirisini görmezlikten geldiği belirtilen açıklamada, belli başlı ülkelerin nükleer enerjiyi kendi tekellerinde tutmak istedikleri görüşüne yer verildi.
BM Güvenlik Konseyi, 9 Haziranda Türkiye ve Brezilya'nın "hayır", Lübnan'ın "çekimser" oyuna karşı 12 oyla 1929 sayılı kararı kabul etmişti. İran'dan nükleer enerji faaliyetlerini durdurmasını talep eden bu karar, Tahran yönetimine karşı daha önceki kararların uygulanmasını ve ağırlaştırılmış yeni kararların yürürlüğe konulmasını içeriyor.