Başbakan Tayyip Erdoğan Brezilya'da BM Medeniyetler İttifakı 3. forumunda yaptığı konuşmada Kuran ve İncil'den alıntı yaptı. "New Yorkluyla Tahranlıyı aynı değerde tutalım" diyen Erdoğan, İran'la yapılan nükleer anlaşmaya karşı çıkanlara, "Hadi böyle konuşanlar da nükleer silahı kaldırsınlar ve insanlığın barışı için müjde versinler" çağrısı yaptı. 120 ülkeden gelen temsilciye seslenirken "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" diyerek Mevlana'ya işaret eden Erdoğan şu mesajları verdi:
SİNSİ TEHLİKE ÖNYARGI
Sinsice büyüyerek geleceğimizi tehdit eden bir tehlike var; Önyargı, hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük, ayrımcılık. Dünya küçüldükçe büyüyen bu tehdide dikkat çekmek için buradayız.
Değerli dostum Lula'yla Tahran'a gittik. Dünya barışı için oradaydık. Dünya barışını nükleer silahlarla tesis edemeyiz. Brezilya anayasasına koymuş, hayır diyor. Biz de bölgemizde nükleer silah istemiyoruz. Hadi bu konuda konuşanlar kendi ülkelerinden nükleer silahları kaldırsınlar, dünya barışı için mesaj versinler. Bunu yaparsanız gerçekçi olduğunuzu anlarız. Bal bal diyerek ağız tatlanmaz. Balı yerseniz ağzınız tatlanır. Adil bir şekilde temsil edilen bir dünyada yaşamak istiyoruz. Müslümanıyla Hristiyanıyla, doğulusuyla batılısıyla herkesin masada bir yerinin olması gerektiğine inanıyoruz. Bunu sadece kendi ulusal çıkarlarımız için değil, inandığımız evrensel ilkelerin bir gereği olarak yapıyoruz. Bu yüzden İran'daki anlaşmayı bir diplomatik zafer olarak adlandırıyoruz.
Rio'dan, bütün dünyaya tek yürek halinde çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki: Dünyamızı bütün nükleer silahlardan arındıralım. Gelin, salgın hastalıklara karşı ele ele verelim. İnsan ve uyuşturucu kaçakçılığına son verelim. Gazze'nin sesine kulak verelim, Ortadoğu'da kalıcı bir barışa birlikte imza atalım. Irak'ın siyasi ve ekonomik geleceğini güvenli ve aydınlık kılalım. Yüz binlerce Iraklı dulun ve yetimin yardımına koşalım. Afganistan halkının huzuru için beraber çalışalım. Balkanları bir gerginlik ve çatışma bölgesi olmaktan çıkaralım. Kafkaslarda kalıcı barış için gayret edelim.
Kur'an-ı Kerim'de Yüce Yaratıcı şu şekilde buyurur: "Ey insanlar; doğrusu. Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık." İslam Peygamberi Hz. Muhammed der ki, "Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur." İncil de der ki: 'Eğer, yalnız sizi sevenleri severseniz, ödülünüz ne olabilir ki? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz ki?' Dünyanın büyük dini gelenekleri ve ahlak sistemleri, bir arada yaşama ahlakını hayata geçirecek ilkelere sahiptir. Bir başka Türk ozanı, Şair Yunus Emre, 4 kutsal kitabın, yani Zebur, Tevrat, İncil ve Kur'an'ın ortak manasını, yine yüzyıllar öncesinden bugüne aktarıyor; "Sen sana ne sanırsan,/ Ayruğa da (başkasına) onu san/ Dört kitabın manası, /Budur eğer var ise"
İslami terör olmaz. New York, Madrid, Londra, İstanbul gibi şehirlere yönelik insanlık dışı saldırılar, İslam'a da, Müslümanlara da, bu dinin özüne ve bu dinin mensuplarına da saldırıdır. 11 Eylül İslama karşı yapılmıştır.
Bir Riolu ile İstanbulluyu, bir Tokyolu ile Bağdatlıyı, bir New Yorklu ile Tahranlıyı, bir Londralı ile Kahireliyi aynı değerde tutalım. Hepsine kucak açalım."
Öte yandan Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü P. J. Crowley, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın salı günü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Washington'da biraraya gelerek İran konusunu görüşmesinin muhtemel olduğunu söyledi.