Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kutlamalar, Lübnan ve Hizbullah marşlarının okunmasından sonra Grup Vilaye'nin verdiği konserle devam etti.

Vilaye'nin konserinden sonra Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Lübnanlılara hitaben konuştu.

Konuşmasının başlangıcında Nasrullah, tüm Lübnanlıları, dünya müslümanlarını ve özgür şahsiyetleri zaferin 10. yılı münasebetiyle tebrik etti. Nasrullah "Ordu, halk ve iradenin elde ettiği bu büyük zaferin 10. yılı münasebetiyle sizleri, tüm Müslüman ve Arapları, dünyadaki özgür şahsiyetleri kutluyorum. Kan kılıca galip geldi. Hak, batıla karşı zafer kazandı. 25 Mayıs 2000, yeni bir dönem için yeni bir tarih oldu" dedi.

İsrail'in işgali altında bulunan Filistin topraklarına yakın bölgede açılan direniş müzasi münasebetiyle sınır bölgesine gidenlere de teşekkür eden Nasrullah, İsrail'in 2000 yılında şartsız ve koşulsuz Lübnan'dan çekilmemesi için İsrail'den talepte bulunduklarını söyledi. Arapların bu isteğinin kendileri için şaşırtıcı olmadığını ifade eden Nasrullah, Temmuz 2006 savaşında da yine bazı Arap ülkelerinin İsrail'le irtibata geçerek Hizbullah'ın savaştan zaferle çıkmamasını istediğini hatırlattı.

Nasrullah, İsrail'le ilişkileri normalleştirme siyasetinin başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek "İsrail’in 1982 yılındaki işgali, Lübnan, Suriye ve Filistin’i kapsayan bölge seviyesindeki bir projenin parçasıydı. İsrail ve Amerika’nın bu projesi, 2000 yılında çöktü. Bunun da bazı alternatifleri var. Birisi çökerse diğerini getirirler. Lübnan’ın güneyi, Beka’nın batısı ve Raşiye’de yerleşim merkezleri açmayı hedefleyen İsrail projesi de istişhat eylemleriyle çöktü. İşgalden bir yıl sonra Siyonistler, projelerinin çöktüğünü anladılar ve "nereye varacağız? diye sormaya başladılar" dedi.

Nasrullah "1982’de okul çocuklarının başları kesiliyor, evler yakılıyor, insanlar göçe zorlanıyordu. Biz, işgalin başladığı ilk günlerde dahi “zafer geliyor” diyordu. Arap dünyası ise bu sözümüzden ötürü bizimle dalga geçiyordu. Ve 2000 yılında sarsıcı, büyük, tarihi bir zafer geldi" dedi.

“O günlerde kim İsrail’in Lübnan’dan çıkacağını bekliyor kim de bu zillet senaryosunu bekliyordu? Bazıları açısından bu hayal bile değildi. Fakat bu gerçekleşti ve işgal sona erdi. Dünyanın gözleri önünde dünya medyasının önünde vuku buldu” diyen Nasrullah, 2000 yılında elde edilen savaşta halkın direnişe olan desteğinin, iç cephedeki çatışmaların yerini istikrara bırakmasının ve direniş ile Lübnan ordusu arasında rollerin dağılımının sağlanarak birbirlerine müdahil olmamasının etkili olduğunu söyledi.

Nasrullah, konuşmasında yeni sürprizini de açıkladı. Yeni sürpriz, İsrail'e karşı açılacak yeni savaş cephesi. 2006 Temmuz savaşında İsrail savaş gemisini vurduklarını hatırlatan Nasrullah, "Daha önceki konuşmamda kara denklemini açıkladım ve havaalanına karşı havaalanını vuracağımızı söyledim. Şimdi de deniz denklemini açıklıyorum. Eğer sahillerimiz kuşatma altına alınır ve gemilerin sahillerimize, limanlarımıza ulaşması engellenirse bizler de işgal altındaki Filistin sahillerine giden İsrail'e ait tüm sivil, ticari ve savaş gemilerini, İslami direnişin füze yağmuru altında kalacak. Biz, savaştaki bu yeni cepheye girmekte de kararlıyız" dedi.