İsrail'in işgal ve ilhak politikasının barışa izin vermediğini belirten konuşmacılar, barışın İsrail devletinin de çıkarına olduğunu söylediler ve İsrail-Filistin sorununun çözülmesinin "İran tehdidine" karşı İsrail'in elini güçlendireceğini savundular.

"Filistinliler acı çekerken biz mutlu olamayız" diyen konuşmacılar, Avrupalı Yahudi diasporasından geniş destek aldıklarını bildirdiler.

"Avrupalı Yahudilerin Akla Çağrısı" adını verdikleri hareketle İsrail hükümetine baskı yapmayı planlayan grubun fikir babası David Chemla, İsrail hükümetinin aşırı sağ politikalarının endişe verici olduğunu belirterek, Orta Doğu'ya barışın ancak iki devletli çözümle gelebileceğini kaydetti ve bunun geciktirilmemesini istedi.

Chemla, arkalarında İsrail ya da diğer ülkelerdeki hiçbir siyasi parti ya da yapılanma bulunmadığını, barışı hedefleyen bir vatandaş hareketi olduklarını anlattı.

Prof. Zeev Sternhell ise İsrail'i desteklemenin "İsrail hükümetlerinin tüm politikalarını desteklemek anlamına gelmediğini" kaydederek, mevcut İsrail hükümetinin benimsediği politikaların orta ve uzun vadede İsrail'in ulusal çıkarlarının tersine olduğunu söyledi.

Sternhell, mevcut politikaların sürmesi halinde "İsrail'in yıkılacağı" uyarısında bulundu.

Avrupalı Yahudilerin Akla Çağrısı hareketinin basın açıklamasında, Batı Şeria'da yerleşim ve Doğu Kudüs'ü ilhak politikasının "ahlaken ve siyaseten yanlış olduğu ve İsrail'in dış dünyada gayri meşrulaşma sürecini beslediği" ifade edildi.

Açıklamada, "İsrail hükümetinin her politikasını sistematik desteklemenin tehlikeli olduğu ve İsrail devletinin çıkarına hizmet etmediği" vurgulandı.

"İsrail'in geleceği, iki devletli çözüm temelinde acilen Filistin halkıyla barışın sağlanmasındadır" denilen açıklamada, "İsrail yakın gelecekte iki eşit derecede feci seçenekle karşılaşacak: Ya Yahudiler kendi ülkelerinde azınlığa düşecek ya da sosyal huzursuzluğa yol açacak ve İsrail'i kepaze edecek bir düzen kurulacak" uyarısı yapıldı.