Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Bakü?de Dini Liderler Zirvesindeydik (Foto)

Zeynebiye Sosyal ve Kültürel İşler Sorumlusu Kasım Alcan'ın notlarıyla Bakü dini liderleri zirvesi... İlki 2006 yılında Rusya?nın başkenti Moskova?da yapılan Dünya Dini Liderler Zirvesi'nin ikincisi Azerbaycan?ın başkenti Bakü?de gerçekleştirildi. Bakü, geçtiğimiz yıllarda İslam Medeniyeti Başkenti ilan edilmişti. Dini liderler zirvesine 35 ülkeden 200 aşkın önemli şahsiyet katıldı. Başkent Bakü?nün gözde mekânlarından Gülistan Sarayı'nda gerçekleştirilen zirve, Kafkas Müslümanları İdaresince organize edildi. 

29 Nisan 2010
Bakü?de Dini Liderler Zirvesindeydik (Foto)

24 Nisan günü Bakü’ye gelen misafirler öncelikle merhum Cumhurbaşkanı  Haydar Aliyev’in mozolesine karanfiller koydular. Haydar Aliyev Fondu'nu ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in desteğiyle yeniden restore edilen başkent Bakü’nündini simgesi olan Teze Pir Camii'ni gezdiler. 26 Nisan akşamı ise Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade, kendi evinde misafirler onuruna yemek verdi.
 
İki gün süren konferansın açılış konuşmasını Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanıve Bağımsız Devletler Topluluğu Dinlerarası Şurasının Eşbaşkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade yaptı. Paşazade yaptığı konuşmada; bu konferansın Bakü’de geçirilmesinin Azerbaycan’da demokrasinin, milli ve manevi değerlerin geldiği noktayı göstermesi bakımından önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “DiniLiderler Zirvesi bizim ülkelerimizin ve başkentimizin tarihinde yeni bir döneminbaşlangıcı olacaktır. Burası her zaman milletlerarası ve dinlerarası ilişkilerin devamlı gelişmesine hizmet edecektir. Çünkü bizim dünyaya beyan ettiğimiz diyalog, hoşgörü ve medeni uyanış çağrıları, insanlığın geleceğe dair şüphe ve rahatsızlıklarını, endişelerini giderecektir. Zannımca, dünyada barışın ve huzurun tesisi toplumda sağlam manevi, ahlaki temellerin oluşmasında ve yaşadığımız yüzyılla ters düşmeyen, evrensel değerlerle çelişmeyen geleneksel değerlerin korunması hususunda din önderlerinin yakın işbirliği oldukça önem arz etmektedir. Din siyaset olmayabilir, lakin o global gerçeklerin ayrılmaz bir parçasıdır. Biz insanlığın global belalardan uzak kalması ve insanlığın refahı için birlik ve hoşgörü anlayışımızı daima korumak durumundayız. Karşımızda duran global problemlerin her biri, ilahi kaynağa müracaat etmemizi tasdik etmektedir."
 
Paşazade Karabağ konusuna da değinerek: “Bu gün Karabağ’ın ve Kafkasların sorunlu olan diğer bölgelerinin problemlerini adalet ve barış yolu ile uluslararası hukuk çerçevesinde toprak bütünlüğü ve karşılıklı anlaşmayla halledileceğine inanıyorum. Ümit ediyorum ki taraflar gerçekçi ve objektif bir tutumla durumu değerlendirerek halkların geleceği, nesillerinin geleceği namına mevcut bölgesel sorunları ortadan kaldırmaya çaba sarf edeceklerdir." diye konuştu.
 
Dini liderler zirvesine eşi Mihriban Aliyev ile birlikte katılan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise; “Bakü’de dünya dini liderlerinin buluşmasının artık gelenek haline geldiğini belirterek, Bakü’nün dinlerarası diyalogun merkezine çevrilme yolunda ilerlediğini ve buna hükümet düzeyinde önem verdiklerini söyledi. Aliyev sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Yaklaşık 20 yıldır Azerbaycan, İslam Konferansı Örgütü’nün üyesidir. Bakü geçen sene İslam Medeniyeti’nin başkenti seçilmiştir. Gün gelecek Bakü, Avrupa medeniyetinin de başkenti seçilecek. Yüzyıllar boyu farklı dinlerden insanlar Azerbaycan’da özgürce yaşamışlardır. Azerbaycan’da 1000’den fazla cami, 11 kilise ve 6 sinagog faaliyet gösteriyor."
 
Ülkelerin güçlerinin sadece ekonomik kalkınma ile ölçülemeyeceğini vurgulayan Aliyev, barışın, özgürlüğün her zaman ilk sırada geldiğini ve bu zirvede alınacak ortak kararların barışa katkı sağlayacağına inandığını söyledi.
 
İki gün süren zirvede dinler ve medeniyetler arası diyalogun geliştirilmesi konuları görüşüldüğü konferansın hiç şüphesiz en önemli konuğu, Moskova ve Rusya’nın Patriği Kirill ve bütün Ermenilerin Katolikosu II Garagin’di. Rusya Patriği Kirill Avrupa’da yaşanan ahlaki çöküntüye ve Rusya’da yaşanan terör eylemlerine dikkat çekerek, dini hayatın bütün alanlarında tecrit etmenin mümkün olmadığını söyleyerek sosyal adaletsizliğe dikkat çekti. Halkların özgürlüğü, milli ve manevi değerlerin önemi üzerinde durdu. Patrik  bütün dinlerin ortak çağrısını birlikte sahiplenip bu ortak dilin kullanılmasını istedi. Ermenistan patriği Garagin konferansın en dikkat çekici ismiydi. Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgali altında tutan Ermenistan, barışçıl yollarla işgal ettiği topraklardan çekilmemekte kararlı gözüküyor. Bir yandan sözde Ermeni soykırımı yalanıyla Türkiye aleyhine Avrupa’da faaliyet gösteren Ermeni diasporası, öte yandan imzalanan protokolleri sulandıran Ermenistan parlamentosu ve hükümeti, Türk bayraklarını ve devlet ve hükümet başkanlarımızın resimlerini yakma cüretinde bulunuyor. Karabağ konusu hallolmadan Ermenistan’la ilişkilerin normalleşemeyeceğini sürekli dile getiren Başbakan Erdoğan’nın açıklamaları Azerbaycan’da olumlu karşılık bulduğunu da söylemek gerekiyor.  Bu fotoğrafa baktığımızda Ermeni Patriğinin bir dinadamı olarak bu zirvede ne diyeceği büyük bir merak konusuydu. Garagin ise şunları söylemekle yetindi: “Biz buraya Hıristiyanlığın bize yüklediği amaç doğrultusunda dinlerarası diyalog için kardeşimiz Patrik Kirill ve hürmetli Allahşükür Paşazade ile birlikte geldik. Biz kendi halkımızı barışa davet etmek istiyoruz. Dağlık Karabağ sorununun barış yoluyla halletmekten başka bir yol olmadığına inanıyoruz. Bizim esas yolumuz barıştır. Savaş sadece insanlık karşısında değil Allah karşısında da büyük suçtur. Biz de bir dinadamı olarak, Allah’a inanan insan olarak Allah’ın kanun ve kurarlara uymakla mükellefiz. Allah bize Karabağ sorununun barış ve adaletle çözümü için bizlere yardım etsin. Allah her insana özgür ve bağımsız yaşama hukuku tanımış. Hepimiz inanıyoruz ki hiçbir halk, hiçbir millet bunun aksini düşünmez. Bu da şunu gösteriyor ki, komşu devletlerle iyi münasebetler içinde olmamız gerekiyor. İnanıyorum ki, Dağlık Karabağ’ın özgür ve bağımsız olması ülkelerimiz arasındaki dostluk münasebetlerini daha da güçlendirecek. Biz bütün halkın sesini dikkate almalıyız ve biz hiç kimseyi bir şeye mecbur edemeyiz."
 

Problemin çözümü yönünde AGİT'in Minsk grubunun çalışmalarını ve devlet başkanları arasında görüşmelerin yapılmasından memnuniyet duyduğunu belirten 2'nci Garagin, dinlerarası toplantının bir sonraki durağının Ermenistan olacağını hatırlatarak, Allahşükür Paşazade'yi Ermenistan'da yapılacak toplantıya davet etti.
 
Dini liderler zirvesine Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ve Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz davet edildi.
 
Ali Bardakoğlu konuşmasında, dinler ve mezhepler arasındaki çatışmalara atıfta bulunarak şunları söyledi: "Bugün de dünyanın birçok yerinde şiddet var, acı var, terör var. Dünyanın birçok yerinde mezhepler arası, dinler arası çatışma kışkırtılıyor. Orta Doğu'da yoğunlaştırıldı. Radikalizm var, aşırılıklar var, mezhep taassupları var. Medeniyetler arası kavgaya dinler de dâhil edilmek isteniyor. Medeniyetler çatıştırılmak isteniyor ve medeniyetler çatışmasının temeline de dinler arası gerilim konmak isteniyor. Biz din adamları olarak farklı olmayı işam etmek, düşmanlık sebebi saymak büyük bir yanlıştır. Herkes kendi inancının mezhebinin doğruluğuna inanıyor ve bunu yaşamak istiyor. Kimse ötekinin anlayışını benimsemek zorunda değildir. Her din mensubu kendi dininin hak olduğuna inanır. Biz de Müslümanlar olarak son dinin İslam olduğuna ve hak din olduğuna inanıyoruz. Hz. Peygamberin son peygamber olduğuna inanıyoruz. Doğru bir din eğitimi önemli. Bu konuda devleti yönetenlere de bunu buradan söylüyoruz. Dini eğitim doğru bir şekilde verilmesine katkı sunmalıdırlar. Devleti yönetenlerin illa da dindar olması gerekmiyor. Dine saygılı olması ve doğru din eğitimine katkı sunmasını önemsiyoruz." 
 
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz ise yaptığı konuşmada, “ Biz dinadamları olarak siyasilerin emrine girmek yerine dünyada ve ülkelerimizde yaşanan sorun ve sıkıntıları inancımızın bize yüklediği misyonla hareket etmeliyiz. Hiç kimse dininden, dilinden, ırkından ve mezhebinden dolayı tahkir edilememeli. Bizim inandığımız kitabımız Kur’anı Kerim bir insanı suçsuz yere öldürmenin tüm insanlığı yok etmekle aynı tuttuğunu bize söylüyor. Dinler ve inançlar arasındaki doğru iletişim ortak tavır tüm dünyanın hayrına olacağına inanıyorum. Şeyhülislam Allahşükür Paşazade’nin büyük gayretleriyle bu gün buraya her din, her inanç ve her mezhepten insanların bir araya gelmesi için gösterdiği derin hoşgörü ve anlayış, tüm dünyanın örnek alması gereken bir hadisedir. Ben kendilerine teşekkür ediyorum. Şunu ifade etmek istiyorum, terör ve terörizm kavramını da net bir şekilde ortaya koymak durumundayız. Bu konuda neyi terör sayacağız, neyi bunun dışında tutacağız. Suçsuz yere insanları öldürmek, haksız yere bir başkasının toprağına tecavüz etmek sivil hedefleri vurmak, mabedlere saldırmak evet, terördür lanetlememiz gerekiyor, lanetliyoruz hiçbir din bunu meşru saymaz. Ancak sonuç bildirisine şunu koymamız gerekir vatanı ve ülkesi işgal edilmiş olan her yerde ülkesini işgalden kurtarmak uğruna gösterilen direnişi asla terör sayamayız. Bunun adı terör değildir, diye konuştu.
 
Medyanın büyük ilgi gösterdiği Selahttin Özgündüz Azerbaycan’ın önde gelen akademisyen ve akil insanlarıyla fikir alışverişinde bulunarak Azerbaycan edebiyatının önemli isimlerinden Ayaz Vefalı ve Prof. Dr. Gazanfer Paşayev ve şair Gazi Mir Aziz Seyitzade ile görüştü. Azerbaycan’ın önemli ilahiyatçılarından Kafkas Müslümanları İdaresi İlmi-Dini Şura Başkanı Vasim Memmedeliyev Özgündüz’e kendi hazırladığı açıklamalı Kur’anı Kerim meali hediye etti.

26 Nisan Pazartesi akşamı ise Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuklar onuruna akşam yemeği verdi.

Azerbaycan Kafkas Müslümanları  İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade'nin kapanış konuşmasını yaptığı ve 32 ülkeden farklı dinlere mensup 200 temsilcinin katıldığı zirvenin bitiminde bir sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildiride, dünyada mevcut sorunların giderek arttığı ve insanlar arasında sosyal adalet sisteminin çöktüğü kaydedildi.  En büyük tehlikenin uyuşturucu madde bağımlılığı olduğu belirtilen bildiride, uluslararası  uyuşturucu kaçakçılarının arttığı ve milyarlarca dolar kazanan uyuşturucu kaçakçılarıyla terörizmle mücadele gibi mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı. Bildiride terörizmin dünyada büyük bir sorun haline geldiği ve terörle mücadelenin zor olduğu ifade edilerek, insanları terörizme teşvik eden fikirlerin yasaklanması  gerektiği belirtildi. İşgallere son verilmesinin de istendiği bildiride, ''Her ülkenin toprak bütünlüğü korunmalı ve sorunların çözümü yolunda, uluslararası hukuk kuralları  çerçevesinde hareket edilmelidir'' denildi.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.