İslam Mezheplerini Yakınlaştırma Kurumu Genel Sekreteri Ayetullah Muhammed Ali Teshiri, Azerbaycan haber ajanslarından APA'ya verdiği röportajda Bakü'deki dinadamları zirvesini, Karabağ meselesini ve İran-Azerbaycan ilişkilerini değerlendirdi.
-Azerbaycan'da gerçekleştirilen dinadamlarının uluslararası zirvesinin ana hedefleri nelerdir?
-Siz de bilirsiniz ki, bütün ilahi dinler arasında ortak bir sorun var. Bu ortak sorun da dinler arası diyalogun oluşmasıyla ortadan kalkar. Çeşitli dinlerin temsilcileri bir araya gelerek dünyevi ve dini sorunları müzakere ediyorlar. Barış, güvenlik, ailenin toplumdaki rolü, hak, adalet gibi konular bu buluşmanın ana gündemini oluşturuyor. Ayrı ayrı dinlerin temsilcilerinin bir araya gelmeleri ve görüş birliğine varmaları çok önem arz eden bir husustur. Dinlerarası diyalog aynı zamanda medeniyetlerin gelişmesine de hizmet etmelidir. İşte bu da insanlığın faydasınadır. Elbette önümüze çeşitli engeller çıkacak, fikirsel ayrılıklar oluşacaktır. Ben bu konferansın sonuç vereceğine inanıyorum. Azerbaycan'da gerçekleştirilen dinadamlarının uluslararası zirvesini alkışlıyorum. Böylesi toplantılar çok faydalıdır.
-Dünyada Müslümanların topraklarının bir kısmı; özellikle Karabağ ve Filistin hala işgal altında...
-İslam dini her türlü zulüm ve işgalin karşısındadır. Bu, aslında bütün dinlerde böyledir. İster Tevrat'ta, ister İncil'de, isterse Kur'an-ı Kerim'de. Genelde ilahi dinlerin tamamında zalimlerde mücadele etme, zulmü alkışlamama, fakirlerin elinden tutma, yardım etme konuları önemli yer tutar. Eğer dinlerarası diyalog neticesinde birlik olunursa ve bütün insanlar bu faydalı görüşmeleri desteklerse, dünyadaki tüm zulümler son bulur. Her yerde barış ve güvenlik sağlanır.
Karabağ'da acilen barış şartları sağlanmalı ve işgalden kurtarılmalıdır. Kendi yurtlarından ayrı düşürülmüş insanlar ata yurtlarına geri dönmelidir. Karabağ meselesi, bölge devletlerinin yardımıyla bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Dünyanın bütün özgürlükçü insanları bu sorunun çözümüne yardımcı olmayı esirgememelidir. Aynı şekilde Filistin toprakları, Irak ve Afganistan da ABD ve Siyonist rejimin işgalinden kurtarılmalıdır. Her gün yüzlerce insan helak oluyor. Aynı şekilde Karabağ'da çocuklar, yaşlılar zulüm ve facialara maruz kaldılar. Bu, böyle devam edemez.
-İran-Azerbaycan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-İran ile Azerbaycan ortak tarihi paylaşan ülkelerdir. Bizim kültürel, dini, siyasi, ticari ilişkilerimizin köklü bir tarihi var. Bizim Azerbaycan'da, sizin de İran'da çok sayıda yakınlarınız var. Biz Azerbaycan'ı çok seviyoruz. İki ülkenin liderlerinin sayesinde devletlerimiz arasında barış ve dostluk hüküm sürüyor. Ayırca, dini alanda da iki ülke arasında hiçbir zaman bir sorun ya da tatsızlık yaşanmamıştır. Bizim ilişkilerimiz daima insani ve manevi değerlere dayalı olmuştur. Umarım, bundan sonra da iki ülke liderleri sayesinde tüm alanlarda ilişkilerimiz büyük gelişme gösterecek ve halklarımız barış, güvenlik ve dostluk duygularıyla işbirliği içinde olacaktır.