23 Nisan Cuma günü, Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen değerli liderimiz, Ermenilerin sözde soykırım hezeyanlarını dile getirdiği şu günlerde onlara çanak tutan karanlık beyinli aydınları(!) ağır bir dille eleştirdi:
"Ermenistan devleti bir taraftan, Ermeni diaporası bir taraftan, Emperyalistler bir taraftan, ve enteresandır sözüm ona aydın geçinenlerimiz de bir taraftan hezeyanı dillendirmekteler, baskı yapmaktalar. Geçenlerde meşhur bir kanalımız Ermenistan'dan yayın yaptı. Meşhur bir programcımız sundu. Türkiye'ye karşı, en gencinden en yaşlısına kadar hepsinin ağzı birdi. Peki bizim ağzımız neden böyle eğri büğrü, onu anlayamadım. Bizim bilmediğimiz şeyler varsa gelin bize öğretin. Geçenki Aşura konuşmamda da demiştim; tekrar ediyorum. Ermeniler mağdur taraf değil; gaddar taraftır! Biz at sırtında onlara vatan korurken onlar bu ülkeyi sömürüyorlardı zanaatlarıyla, ticaretleriyle. Servet onların elindeydi. Emperyalist güçler, dünyanın dört bir yanından doğusundan batısından ülkemizi almaya çullanırken, biz de Emperyalistlere karşı ülkemizi savunurken, vatandaşımız, arkadan bize hançer saplamıştır. Çeteler oluşturup bizi arkadan vurmuştur. Bu yalan mıdır?! Söyleyin, bu yalan mıdır!!!
Tartışıyorlar, tartışıyorlar... Üstelik onların sesi daha üstün çıkıyor! Yazıklar olsun! Ermeniler arkadan vurmasına rağmen devlet de dedi ki, kardeş bari geç o tarafa da, ben bileyim düşmanım kim, dostum kim. İki taraftan da vurulmayayım. Ben sana vatan savunurken sen arkadan bana hançer saplıyorsun. Tehcir edilmiştir. Ya geç karşımda dur, ya da arkamdan emin olayım denmiştir. Doğru yapmıştır, haklı yapmıştır. Arkadan niye hançer saplıyorsun bana?
Ermenilerin samanlıklara, camilere doldurup yakarak canını aldığı insanlar insan değil de, ona karşı kendisini savunurken, onu öldürdüğünde onun ölüsü insandır. İnsan hakları, soykırım, falan filan... Nedir bu saçmalıklar? Biz yaşadığımızı biliyoruz. Bizim hepimiz bir şekilde Ermeni'nin mağduru olmuştur. Hepimiz, bu camianın tamamının, babası, dedesi, ninesi Kaçakaç -Ermeni saldırıları- yaşamıştır. Nice akrabalarını kaybetmiştir, nice soy kesilmiştir. Ermeniler, bugün de Azerbaycan'ın Hocalı'sında, Kelbecer'inde, Karabağ'ında katliam ve kimi yerde soykırım tabirine uygun cinayetler işlemişlerdir. Dünyanın gözü önünde ve Azerbaycan'ın yüzde 20'den fazla toprağını işgal etmiştir. Hala, Azerbaycan nüfusunun yüzde 15'i mecburi göçmen durumdadır.
Ağacı içinden kurt yiyor. O gün giden Ermenilerin meğer bu ülkede hala çocukları var ki, onları savunuyorlar. Onların gaddarlığını, ihanetini, cinayetini bizim üstümüze atıyorlar. Ve bunlar sözüm ona Türkler. Bilemiyorum, soylarını bir araştırsınlar. Hiç değilse Türk adıyla bunu yapıp Türklerin kendisi de kabul ediyor, dedirtmeyin. Bizi sıkıntıya sokacağınıza gidin babanıza sahip çıkın! Sözüm ona bu milletin aydınları! Siz olsa olsa bu milletin karanlıkları olursunuz! Allah sizin karanlığınızdan bu ülkeyi korusun."
