Ermenistan Parlamentosu’nda iktidar koalisyonunu oluşturan üç parti dün ortak bir bildiri yayınlayarak Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’dan Türkiye ile imzalanan protokollerin meclisten geri çekilmesini istedi.

Cumhuriyetçi Parti, Yasa Yolu Partisi ve Refah Ermenistan Partisi yayınladıkları bildiride, bu kararı Türkiye’nin tavrı yüzünden aldıklarını öne sürdüler. Bildiride şu ifade yer aldı:

Başbakan Erdoğan’ı suçladılar

“Ermenistan iki yıl boyunca iyi niyetle Türkiye ile görüşmeler yaparak 10 Ekim 2009 tarihinde uzlaşı protokollerini imzaladı. Ancak protokollerin imzalanmasından sonra Karabağ meselesi gibi Türkiye’yi ilgilendirmeyen konular, Ankara tarafından ön koşul olarak masaya kondu. Türkiye, Ermenistan’dan Karabağ ihtilafının çözümü için tek yanlı adımlar atmasını bekledi. Bu adımlar atılmadan, uzlaşı protokollerinin Türk Meclisi’nden geçmeyeceğini net bir şekilde ortaya koydu. Uzlaşmaya hazır olmayan Türkiye’yle protokol sürecini şimdiki haliyle daha fazla sürdürmenin hiçbir anlamı kalmamıştır. Koalisyon ortakları olarak Cumhurbaşkanı’na çağrı yapıyor, protokollerin meclis onay sürecinden geri çekmesini talep ediyoruz.

Ulusal Asamble’deki siyasi çoğunluk, protokollerin Türkiye tarafından onaylanmasının, Karabağ sorununun çözümüne bağlamaya çalışan Başbakan Erdoğan başta olmak üzere, Türk tarafının açıklamalarını kabul edilmez bulunuyor.”

Sarkisyan: Süreci terk etmedik

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Ermenistan’ın Türkiye ile imzaladığı protokollerin onaylanmasının askıya alındığını, ancak sürecin terk edilmediğini söyledi. Sarkisyan, ulusa sesleniş konuşmasında, “Türkiye’de uygun bir ortam olduğuna ve Ankara’da normalleşme sürecinde tekrar yer almaya hazır bir liderliğin mevcudiyetine ikna olduğumuzda, ileriye gitmeyi düşüneceğiz” dedi.

Erdoğan'dan ilk yorum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin onay sürecine ilişkin Ermenistan'daki gelişmeler konusunda "Onay sürecini nasıl yönetecekleri tabiatıyla kendilerinin takdiridir, kendilerinin bileceği bir iştir. 'Niye şöyle söylediniz, bunu niye böyle söylemiyorsunuz' diyecek bir halim yok" dedi.