Yeral yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti:
“Geçen yaz döneminde hemen hemen Türkiye’nin hatta İslam Dünyasının her yerinde olduğu gibi, Samandağı ilçemizde de bazı Alevi din adamları, Allah rızası için, velilerinin isteği üzerine okul çağındaki çocuklara fahri olarak faydalı olmak, K. Kerim ile Ehl-i Beyt öğretilerini öğretmek için sezonluk Kuran kursu açtı. Ama edindiğimiz bilgilere göre, yerel bir gazetenin haberi üzerine ilçe kaymakamlığı ile C. Savcılığı bunların hakkında suç duyurusu yapmış ve konunun araştırılması için mahkemeye dava açılmıştır.

Medeniyetler ittifakının gündemde olduğu, AB’ne girmek için çabaladığımız ve inançların yasak ve sakıncalı olduğu karanlık günlerin çok gerilerde kaldığı bu günlerde, Samandağı Alevi şeyhlerinin sırf K. Kerim öğretmelerinden dolayı suçlu muamelesi görüp mahkeme koridorlarını aşındırmak zorunda bırakılmalarını çok yersiz, yakışıksız ve tehlikeli bir yaklaşım olarak görmekteyiz. Ne gariptir ki, yeraltı – yer üstü şer ve derin yapılanmaların cirit attığı, kaçakçıların, zehir ve kadın tacirleri ile bir sürü teröristin elini – kolunu sallayarak dolaştığı bir ortamda, Allah’ın kutsal kitabı K. Kerimi öğretmekten başka hiçbir suçu olmayan Alevi şeyhlerinin cezalandırılmak istenmesini, birilerinin bize, bu necip topluma ve de tarihe makul açıklamasını yapması gerekmektedir! Ayrıca bu anlaşılmaz tutum, medeniyetler, barış ve huzur kenti olan Antakya’mıza gölge düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda hükümetimizin her şeye rağmen başarıya ulaştırmak istediği “Alevi Açılımı” ile “Birlik ve Kardeşlik Projesi” çalışmalarıyla da taban tabana zıttır.

Görüldüğü gibi, insan hakları ve inanç özgürlüğü ilkelerine aykırı olan, huzurlu toplumumuzu germek ve AB sürecinde elimizi zayıflatmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu yersiz davanın yetkililerce bir an önce düşürülmesini ve halka faydalı hizmette bulunan kişilerin de cezalandırılmasını değil, ödüllendirilmesini istiyoruz. Şu ana kadar sürekli yaptığımız gibi, yine mazlum – mağdur ve olumlu olan bu din adamlarımızın yanlarında ve saflarında olduğumuzu tüm kamuoyumuza saygıyla ilan ederiz.  

SAMANDAĞLI ALEVİ ŞEYHLERİNE DESTEK AÇIKLAMASI

Saygıdeğer halkımız ve kıymetli basın mensupları, her şeyden önce herkesin bilgisi olsun ki, Ehl-i Beyt-i Kirâma müntesip olmakla iftihâr eden biz Aleviler, tarih boyunca en zor ve çetin şartlarda bile şuurla ve akl-ı selimle hareket etmeği asla elden bırakmamış ve milli birlik ile beraberlikten hiçbir zaman ödün vermemiş bir toplumuz. Onu içindir ki, burada hiçbirimizden bir yerlere malzeme olacak ve herhangi bir suça sebebiyet verecek hiçbir fevri ve yanlış hareketin olmayacağından asla şüphem yoktur.

Biz EHDAV olarak, davayla ilgili kesin bir bilgiye vakıf olur olmaz, anında demokratik yoldan destek mahiyetindeki tepkimizi göstermiş ve 30 Marttaki “Basın Açıklaması” ile konuyla ilgili fikrimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Şimdi de buradan diyoruz ki; çocuklarımızın yaz tatilinde yanlış yönlere kayması yerine, velilerinin isteği üzerine K. Kerimden namaz sürelerini, abdest alma şeklini ve Ehli Beyt ahlakını öğrenmeleri Allah aşkına ne zamandan beri suç olmuştur?!

Çocuklarına İncil’i öğreten bir Ermeni Papaz vatandaşımız ile Tevrat’ı öğreten bir Yahudi Haham vatandaşımızın tarihte hiçbir zaman mahkemeye verildiği bile görülmezken, Allah rızası için ve fahri olarak çocuklarımıza sırf namaz sürelerini öğrettiler diye Samandağlı Alevi Şeyhlerinin, hem de Alevi Çalıştaylarının yapıldığı bir dönemde, hapisle cezalandırılmak istenmesini bu necip millet anlamakta zorlanmaktadır! Peki bu şeyh kardeşlerimiz acaba yaz tatilinde ne yapıyorlardı? Bir yerlerde silah mı gömüyorlardı, eroin kaçakçılığı mı yapıyorlardı, darbeye teşebbüs mü ediyorlardı, ya da illegal bir faaliyet mi icra ediyorlardı?! Tabi ki bunların hiçbirisini yapmıyorlardı. Onların yaptığı tek şey dine, Ehli Beyte, vatana ve millete faydalı bir nesil yetiştirmektir. Böyle kişilerin yeri de mahkemede sanık sandalyesi değil, ödül masası olmalıydı!.

Son olarak diyoruz ki; herkesçe bilinsin ki, sanık olarak muhâkeme edilen bu şeyhlerimiz, bu toplumun saygın birer din adamlarıdır. Onların her hangi bir şekilde rencide olması demek, bütün Alevi camiasının topluca rencide olması demektir. Onların mahkum olması demek, bütün Alevi şeyhleri ile Ehli Beyt öğretilerinin mahkum olması demektir. Biz neticede Büyük T.C Devletinin Yüce Adaletine güveniyor ve toplumumuzu diken üzerinde tutan bu yanlış hesabın Bağdat’a varmadan Samandağ Adliyesinden geri döneceğini ümit ediyoruz. Bu arada bizi; İstanbul, Ankara, Iğdır, Mersin, Adana, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Çorum, Sivas, Ş. Urfa, Van ve Diyarbakır’dan arayan Alevi – Caferi – Bektaşi kardeş kuruluşları hepinize selam eder ve haklı davamızda daima yanımızda olduklarını beyan ederler.